Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2008/5266 E. 2008/12362 K. 27.10.2008 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2008/5266
KARAR NO : 2008/12362
KARAR TARİHİ : 27.10.2008

MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

Taraflar arasındaki ayıplı mal davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, davalılardan … motor A.Ş. tarafından ithal edilen … marka aracı, diğer davalıdan satın aldığını, satın aldığı tarihten itibaren oluşan arızaların, onarımlara rağmen giderilemediğini, yaptırmış olduğu tespitte araçta imalat hatası olduğunun belirlendiğini ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere, … olduğu 68.000,00 YTL’nin satış tarihinden itibaren faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini istemiş, 02.05.2007 tarihli ıslah dilekçesi ile de, talebini ıslah ederek, aracın tamir masrafları olan 36.500,00 YTL ile tamir süresince araç kiralamak zorunda kalması nedeniyle de uğramış olduğu zarar miktarı olan 3.500,00 YTL’nin davalılardan yasal faizi ile birlikte müteselsilen tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalılardan …, dava dışı … Limited Şirketinden 8.10.2003 tarihinde ikinci el olarak satın aldığı aracı, 22.6.2005 tarihinde davacıya sattığını, araçta herhangi bir sorun bulunmadığını, diğer davalı … ise, … marka araçların Türkiye Distribütörü olarak faaliyet gösterdiklerini, dava konusu aracın, yetkili bayii tarafından ilk olarak 9.4.2003 tarihinde dava dışı … Limited Şirketine, adı geçen şirket tarafından diğer davalıya, davalı şahıs tarafından da davacıya satıldığını, araçta imalat hatasının bulunmadığını savunarak, davanın reddini dilemişlerdir.
Mahkemece ayıp iddiasının doğru hasım olan üretici firmaya yöneltilmediği gibi davanın süresinde açılmadığı, ayıp iddiasının da yeterli delillerle kanıtlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
1-4822 sayılı yasa ile değişik 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun Amaç başlıklı 1. maddesinde yasanın amacı açıklandıktan sonra kapsam başlıklı 2. maddesinde “Bu kanun, birinci maddesinde belirtilen amaçlarla mal ve hizmet piyasalarında tüketicinin taraflardan birini oluşturduğu her türlü tüketici işlemini kapsar” hükmüne yer verilmiştir. Yasanın 3. maddesinde mal; alışverişe konu olan taşınır eşyayı, konut ve tatil amaçlı taşınmaz malları ve elektronik ortamda kullanılmak üzere hazırlanan yazılım, ses, görüntü ve benzeri gayri maddi malları, hizmet; bir ücret veya menfaat karşılığında yapılan mal sağlama dışındaki her türlü faaliyeti ifade eder. Satıcı; kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki faaliyetleri kapsamında tüketiciye mal sunan … veya tüzel kişileri kapsar. Tüketici ise bir mal veya hizmeti ticari veya mesleki olmayan amaçlarla edinen kullanan veya yararlanan … yada tüzel kişiyi ifade eder şeklinde tanımlanmıştır.
Öte yandan 4822 sayılı Kanun ile değişik 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 4. maddesinin 3. fıkrasında, “İmalatçı-üretici, satıcı, bayi, acente, ithalatçı ve 10. maddenin beşinci fıkrasına göre kredi veren, ayıplı maldan ve tüketicinin bu maddede yer … seçimlik haklarından dolayı müteselsilen sorumludur. Ayıplı malın neden olduğu zarardan dolayı birden fazla kimse sorumlu olduğu takdirde bunlar müteselsilen sorumludurlar. Satılan malın ayıplı olduğunun bilinmemesi bu sorumluluğu ortadan kaldırmaz.” Hükmü bulunmaktadır.
Dava konusu … marka 2003 model aracın ilk olarak … araçlarının yetkili bayii olan dava dışı … Motorlu Taşıtlar Servis Hizmetleri Ticaret Limited Şirketi tarafından 9.4.2003 tarihinde yine dava dışı şirket olan … Limited Şirketine, adı geçen şirket tarafından 8.10.2003 tarihinde davalı …’a, onun tarafından da 22.6.2005 tarihinde davacıya satıldığı, yapılan satışların noterde gerçekleştirilen resmi satışlar olduğu, davacı tarafından aynı davalılara karşı daha önce Tüketici Mahkemesinde açılan davada, “aracı satın … ilk malikin tüketici olmadığından” bahisle görevsizlik kararı verildiği ve bu kararın temyiz edilmeden kesinleştiği anlaşılmaktadır. Davacı, araçtaki imalat hatası nedeniyle davasını satıcı yanında ithalatçı firma olan … Motor Ticaret A.Ş.’ne karşı da yönelttiğine göre az yukarda değinilen 4822 sayılı Kanun ile değişik 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 4. maddesinin 3. fıkrası gereğince ithalatçı olan davalı …’ne karşı açılan davada
Tüketici Yasası hükümlerinin uygulanması gerekli olup, bu nedenle davada görevli mahkeme de Tüketici Mahkemesidir. Her ne kadar davalılardan …, ticari faaliyetleri kapsamında tüketiciye mal sunan, başka bir ifade ile araç alım satımını meslek edinen bir … kişi olmadığından, Tüketici Kanununda tanımı yapılan, “satıcı” kapsamında bulunmayıp, adı geçen davalı bakımından Tüketici Kanunu hükümlerinin uygulanması mümkün değilse de, bu husus mahkemenin görevine etkili olmayıp, birlikte davalı gösterilenler hakkında da davanın … mahkeme niteliğindeki Tüketici Mahkemesinde görülmesi gerekir. Davacı aracı ticari veya mesleki faaliyetleri için satın almadığından, dava konusu aracı, yetkili bayiden ilk el olarak satın alanın, Tüketici Kanununda tanımı yapılan tüketici değil de bir ticaret şirketi olması da, bu sonuca etkili değildir. 4077 sayılı Yasanın 23.maddesinde bu kanunun uygulanması ile ilgili her türlü ihtilafa tüketici mahkemelerinde bakılacağı öngörülmüştür. Davacı ile davalılardan … Motor Ticaret A.Ş. arasındaki uyuşmazlık Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun kapsamında kaldığına göre davaya bakmaya Tüketici Mahkemesi görevlidir. Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında resen gözetilir. Görevle ilgili hususlarda kazanılmış hak da söz konusu olmaz. Bu durumda mahkemece görevsizlik kararı verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırıdır.
2-Bozma nedenine göre davacının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: 1.bentte açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün BOZULMASINA, 2.bent gereğince diğer temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde iadesine, 27.10.2008 gününde oyçokluğuyla karar verildi.
(Muhalif)
MUHALEFET ŞERHİ
Tarafların iddia ve savunmaları ile tüm dosya kapsamından; davalılardan … Motor A.Ş’nin “…” marka araçların Türkiye Distrübütörü olarak faaliyet gösterdiği dava konusu aracın ilk olarak yetkili bayii tarafından dava dışı … Limited Şirketine 9.4.2003 tarihinde satıldığı, bu ticari şirketin satın almış olduğu bu aracın diğer davalı …’a sattığı, davalı …’ın da aracı 22.6.2005 tarihinde davacıya sattığı anlaşılmaktadır.
Dava konusu aracı ilk satın … kişinin Ticari Şirket olması karşısında, ilk satın alanın 4077 sayılı yasada tarif edilen Tüketici olmadığı açıktır. Dava konusu aracı ilk satın … şirketin bu araçtaki ayıplar dolayısıyla açacağı davanın Tüketici Mahkemesinde görülmesi mümkün değildir. Söz konusu aracı ondan satın … kişilerinde aracı satın almakla bu araçtaki ayıplar dolayısıyla dava hakları aracın kendilerine temlik edilmesiyle doğmaktadır. Temlik edenin kullanamayacağı bir hakkı temlik alanın kullanması da mümkün değildir bu nedenlerle davada Tüketici Mahkemesi görevli değildir. Bu yüzden çoğunluğun “Mahkemece görevsizlik kararı verilmesi “ gerektiği yolundaki bozma kararına muhalifim. Diğer temyiz itirazlarının incelenerek sonucuna göre karar verilmesi gerektiği kanısındayım.