Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2008/1566 E. 2008/9062 K. 30.06.2008 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2008/1566
KARAR NO : 2008/9062
KARAR TARİHİ : 30.06.2008

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne ve kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün davalı avukatınca duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde taraflardan gelen olmağdından incelenen evraklar üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

KARAR

Davacılar, … ’ün mirasçıları olduklarını, murisleri ile davalı arasında mevcut olan adi ortaklığın 11.5.2005 tarihine kadar sürdüğünü, bu tarihte işin bırakıldığına dair yoklama fişi bulunduğunu, ortaklığın sona ermesinden sonra ortaklık adına tahakkuk eden tüm borçların murisleri tarafından ödendiğini, murisin 3.12.2005 tarihinde vefatından sonra ortaklığın Sosyal Sigortalar Kurumuna olan borçlarının da kendileri tarafından ödenmekte olup, taksit ödemelerinin de halen devam ettiğini, adi ortakların ortaklık borçlarından eşit oranda sorumlu olmaları nedeniyle davalının, hissesine düşen ortaklık borçları nedeniyle kendilerine karşı sorumlu olduğunu ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere, ortaklığın borçları nedeniyle … oldukları miktarlar üzerinden davalının payına isabet eden kısım nedeniyle toplam 17.089,00 YTL’nin dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davacıların murisi ile mevcut olan adi ortaklıklarının 11.5.2005 tarihinde sona erdiğini, ortaklıktan kaynaklanan tüm vergi borçlarının da ödendiğini, davacıların murisinin ortaklık mallarının tamamını 78.566,21 YTL bedelle dava dışı … adlı kişiye devretmesine rağmen 1/2 hissesi olan 39.283,10 YTL’yi kendisine ödemediğini, ayrıca kendisinin satın alıp sermaye olarak
2008/1566-9062
ortaklığa koyduğu kamyonun da davacıların murisi tarafından satılmasına rağmen bedelinin kendisine ödenmediğini savunarak davanın reddini dilemiş, bu dava ile birleştirilen … 1. Asliye Hukuk Mahkemesinde açılan 2007/45 E. sayılı dava ile de, diğer ortak … tarafından adi ortalığın kalan malvarlığının paraya dönüştürülmesi nedeniyle hissesine isabet eden miktar olan 39.283,00 YTL’nin 11.5.2005 tarihinden itibaren resekont faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, dava tarihine kadar ortaklığın borçları nedeniyle gerek ortaklardan … gerekse onun ölümünden sonra davacılar tarafından yapılan ödemeler miktarı olan 24.639,40 YTL’nin yarısı olan 12.319,70 YTL’den davalının sorumlu olması gerektiği kabul edilerek, asıl dava yönünden bu miktar üzerinden davanın kabulüne, bu miktarın davalıdan alınarak davacılara miras payları oranında ödetilmesine, birleştirilen davanın ise, ortaklık mallarının satışı sonucunda elde edilen bedelin, davacıların murisi tarafından alındığının ispat edilemediği gerekçesiyle reddine karar verilmiş; hüküm, davalı, karşı-davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Davacıların murisi ile davalı arasında 1989 yılında “… Ticaret Toptan Gıda ve İhtiyaç Maddeleri” adı altında adi ortaklık kurulduğu ve 11.5.2005 tarihine kadar devam eden ortaklığın, bu tarih itibariyle sona erdirildiği, taraflar arasında uyuşmazlık konusu değildir. Davacılar, adi ortaklığın sona ermesinden sonra gerek muris gerekse onun ölümünden sonra kendileri tarafından ödenen ortaklık borçlarının, davalıdan hissesi oranında tahsili için eldeki davayı açmışlardır. Davalı ise, ortaklıktan kaynaklanan tüm vergi borçlarını ödediğini, davacılara karşı borçlu olmadığını, kaldı ki ortaklığın kalan malvarlığının davacıların murisi olan diğer ortak tarafından üçüncü kişilere devredildiğini, ancak hissesine düşen miktarın ödenmediğini, bu nedenle kendisinin ortaklıktan alacaklı olduğunu belirtmiş, birleştirilen dava ile de söz konusu bu alacağının tahsilini talep etmiştir. Adi ortaklığın sona erdiği 11.5.2005 tarihi itibariyle ortaklığa ait malların, aynı tarihli kapalı faturalarla …’a devredildiği, ortaklığın fiilen sona ermesinden sonra ortaklardan davacıların murisi … tarafından adi ortaklığın bir kısım kamu borçları ve diğer borçlarının ödendiği, …’ün 3.12.2005 tarihinde vefatı üzerine de mirasçıları olan davacılar tarafından bu ödemelere devam edildiği sabit olup, bu durumda sav, savunma ve tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde, davacıların murisi ile davalı arasındaki adi ortaklığın, 11.5.2005 tarihi itibariyle fiilen ve resmi kayıtlar gereğince sona erdirilmiş olmasına rağmen,
2008/1566-9062
henüz tasfiye edilmemiş olduğu, taraflar arasındaki uyuşmazlığın da bu nedenden kaynaklandığı anlaşılmaktadır. Nitekim davacı-karşı davalının, “sona eren ortaklık mallarının üçüncü kişiye devri nedeniyle davacılar murisinin elde ettiği fatura bedellerinin hissesi oranında tahsili” talebine ilişkin olarak açmış olduğu ve bu dava ile birleştirilen … 1. Asliye Hukuk Mahkemesine ait 2007/45 E. sayılı davadaki talebinin, ortaklığın tasfiyesini de kapsadığının kabulü gereklidir. O halde, mahkemece davacıların murisi ile davalı arasındaki ortaklığın tasfiyesine karar verilmesi, tasfiyenin de bizzat yaptırılması gereklidir. BK.nun 538. maddesinde belirtildiği gibi tasfiye, bütün hesapların görülüp ortaklığın aktif ve pasif bütün mal varlığının belirlenip ortakların birbirleri ile alacak verecek ve ortaklıktan dolayı olan ilişkilerinin kesilmesi yoluyla ortaklığın sona erdirilmesi, malların paylaşılması ya da satış yoluyla elden çıkarılmasıdır. Ortaklık sözleşmesinde hüküm bulunduğu takdirde tasfiyenin bu sözleşmedeki hükümlere göre yapılması asıldır. Böyle bir hükmün bulunmaması halinde ise tasfiyenin bu defa BK.nun 539. maddesindeki sıra takip edilerek yapılması gereklidir.
Açıklanan bu hukuki olgular karşısında dava konusu olayda öncelikle, ortaklığın sona erdiği 11.5.2005 tarihi itibariyle aktif ve pasif tüm mal varlığı belirlenmeli, davacılardan, ödenen ve ödenecek olan ortaklığa ait tüm borçlar ve ayrıca ortaklığın kalan mallarının satışı nedeniyle düzenlenen ve alt kısmında da murislerinin imzasını içeren kapalı fatura ile ilgili hesap istenmeli, davacıların 19.3.2007 tarihli dilekçeyle, “murisin faturalar karşılığı herhangi bir para almadığı, işyerinin borçlarına karşılık devredildiği” yönündeki iddiaları karşısında, bu konudaki delilleri ile davalıdan da karşı delilleri sorulup toplanmalı, ortakların, aksine bir sözleşmenin varlığı kanıtlanamadığı takdirde ortaklık borçları ile gelirlerinden eşit oranda hak ve sorumluluk sahibi oldukları kabul edilmeli, tasfiyeye esas değerin, karar tarihine en yakın tarih olacağı gözden uzak tutulmamalı, ortaklığa ait tüm gelir gider hesabı çıkarıldıktan, ortaklığın tüm aktif ve pasifi kesin olarak belirlendikten sonra ortaklığın üçüncü kişilere veya kurumlara olan borçları ortaklığın aktifinden mahsup edilmeli, ortaklardan her birinin gerek ortaklık nedeniyle yapmış oldukları ödemelerin, gerekse elde ettikleri gelirlerin, tasfiye tarihindeki değeri hesaplanarak göz önünde bulundurulmalı, tasfiye bu şekilde tamamlanıp, tasfiye sonucuna göre tarafların birbirlerinden alacaklı veya borçlu olup olmadıkları belirlendikten sonra gerek asıl gerekse birleştirilen dava nedeniyle hasıl olacak sonuca göre hüküm kurulmalıdır. Mahkemece açıklanan hususlar gözetilmeden
2008/1566-9062
yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, temyiz edilen hükmün temyiz eden davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, 30.6.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.