YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2008/12781
KARAR NO : 2009/3778
KARAR TARİHİ : 23.03.2009
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, davalı Hastanenin genel temizlik işini ihale ile üstlendiğini, imzalanan sözleşme gereğince asgari ücretin artması halinde bu farktan kaynaklanan ve işverence karşılanması gereken primlerin davalı tarafından ödenmesi gerektiğini, ne var ki daha önce ödenmiş olan asgari ücret farklarının yersiz ödendiğinden bahisle iadesine ilişkin ödeme emri gönderildiğini ileri sürerek, davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece, bilirkişi raporu hükme esas alınarak davanın kabulüne, davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmiş, ne var ki 17.6.2004 tarihli bu karar taraflara henüz tebliğe çıkarılmadan Hazine vekilinin 9.8.2005 tarihli “yargılamanın yenilenmesi” istemini içeren dilekçesi üzerine ilk karar tebliğe çıkarılmadan aynı dosya ve esas numarası üzerinden “yargılamanın yenilenmesi” davası olarak yargılamaya devam edilmiş, 20.12.2005 tarihinde işlemden kaldırılan dava, 3 aylık yasal sürede yenilenmediğinden, 31.3.2006 tarihli ek kararla açılmamış sayılmasına karar verilmiş; davacı şirketin temyizi üzerine verilen bu hüküm, Dairemizce;
“Davacı şirket, Döner Sermaye Saymanlığını davalı göstermek suretiyle ödeme emrinin iptali ve menfi tesbit davası açmış, Soma Asliye Hukuk Mahkemesinden yapılan yargılama sonunda 2003/572 esas 2004/313 karar sayılı ve 17.6.2004 tarihli kararla davacı şirketin davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmiştir. Bu karar taraflarca
2008/12781-2009/3778
henüz tebliğe çıkarılmadan davacı hazine vekili 9.8.2005 tarihli dilekçesiyle yargılamanın iadesi talebinde bulunmuş, bu dava dilekçesi mahkemenin yeni bir esasına kaydı yapılmaksızın 2003/572 sayılı dava dosyasının esası üzerinden yargılamaya devam olunarak 20.12.2005 tarihli celsede dava dosyasının işlemden kaldırılmasına, 31.3.2006 tarihinde de 2003/572 esas 2004/313 karar sayılı ek kararla daha önce karara bağlanan ancak henüz kesinleşmeyen 2003/572-2004/313 sayılı davanın açılmamış sayılmasına karar vermiştir. HUMK 445 ve devamı maddeleri gereğince yargılamanın iadesi istemi, asıl dava dosyasından ayrı bir davadır. Bu nedenle mahkemece ayrı bir esas numarası verilip taraf teşkili sağlanmalıdır. Asıl davada davalı durumda olan … 3 nolu Döner Sermaye Saymanlığı, yargılamanın iadesi davasında davacı durumundadır. Somut uyuşmazlıkta yargılamanın iadesi davası taraflarca takip edilmeyip işlemden kaldırıldığı ve süresinde yenilenmediği takdirde, yargılamanın iadesi davasının açılmamış sayılmasına karar verilmelidir. Yargılamanın iadesi istenen asıl davanın açılmamış sayılmasına karar verilemez. Öte yandan HUMK 445 maddesi gereğince kesinleşen kararlara karşı yargılamanın iadesi talep edilebilir. Somut uyuşmazlıkta yargılamanın iadesi istenilen karar da kesinleşmemiştir. Mahkemece yukarıda yapılan açıklamalar doğrultusunda karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi bozma nedenidir.”
Gerekçesiyle bozulmuş, mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda 2007/169 E. 2007/338 K. numarası verilen 26.6.2007 tarihli kararla, “yargılamanın yenilenmesine yönelik istemin bu dava dosyasından tefrikine ve esasın bu şekilde kapatılmasına”, davacı davada kendisini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca tayin ve takdir olunan 450,00 YTL vekalet ücretinin ve davacı yanca yapılan temyiz giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Davacı, sözleşme gereğince ödenmiş olan asgari ücret farklarının, yersiz ödendiğinden bahisle davalı tarafından iadesine ilişkin talebin, hukuka aykırı olduğunu belirterek, davalıya borçlu olmadığının tespitini istemiş olup, mahkemece bilirkişi raporu hükme esas alınarak, davacı şirketin davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmiştir. Oysa ki hükme esas alınan bilirkişi raporunda, mükerrer ödeme nedeniyle hatalı olarak davacıya ödenen ve geri alınması gerekli olan 1.275.401.784 TL mahsup edildiğinde davacının 22.617.015.753 TL yönünden davalıya borçlu olmadığı belirtilmiş olup, mahkemece davanın kısmen kabulüne, 23.892.417.534 TL’lik ödeme emri nedeniyle
2008/12781-2009/3778
davacının 1.275.401.784 TL borçlu, 22.617.015.753 TL ise borçlu olmadığının tespitine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde davanın tümüyle kabulüne karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
2-“Davaların ayrılması”na ilişkin kararlar, ara kararı niteliğinde olup, davayı sonuçlandıran nihai kararlardan olmadığından, temyizi kabil değilse de, mahkemece ara kararı olarak verilmesi gereken “ayırma kararı”nın, “yargılamanın yenilenmesine yönelik istemin bu dava dosyasından tefrikine ve esasın bu şekilde kapatılmasına” şeklinde, nihai bir karar gibi 2007/169 E. 2007/338 K. numarası altında 26.6.2007 tarihli ayrı bir kararla verilmesi ve hükümle birlikte yargılama giderleri ile vekalet ücretine hükmedilmiş olması da, ayrıca usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
SONUÇ: Yukarıda 1. ve 2. bentlerde açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün, temyiz eden davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde iadesine, 23.3.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi.