Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2008/10323 E. 2009/3687 K. 19.03.2009 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2008/10323
KARAR NO : 2009/3687
KARAR TARİHİ : 19.03.2009

MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün davacı avukatınca duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı vekili avukat … ile davalı vekili avukat …’nin gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanılmış ve hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra karar için başka güne bırakılmıştı. Bu kez temyiz dilekçesinin süresinde olduğu saptanarak dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, yeminli mali müşavir olduğunu, davalının da aralarında bulunduğu şirketler grubunun 2005 yılı tam tastik işlemleri için düzenlenen 31.1.2005 tarihli sözleşmenin 8-1 maddesi hükmünce sözleşme sona ermeden 1 ay önce yazılı bildirimde bulunulmadığı taktirde sözleşmenin kendiliğinden 1 yıl daha uzayacağının kararlaştırılmış olduğunu, böyle bir ihbarda bulunulmadığını, sözleşmenin 1 yıl daha uzadığını, ancak ek sözleşme yapılmasının yasal zorunluluk olduğunu, bu durumu bildiren 24.2.2006 tarihli ihtarına verilen 6.3.2006 tarihli cevapta, sözleşmenin fesh edildiğinin bildirildiğini, ayrıca sözleşmenin 3-2 maddesi uyarınca yazılı izni olmaksızın başka bir mali müşavir tutulmuş olduğunun öğrenildiğini, 2006 yılı sözleşme bedelinin ödenmesi gerektiğini, tahsili için yapılan icra takibine itiraz edildiğini ileri sürerek itirazın iptali ile icra inkar tazminatını talep etmiştir.
Davalı, davacı ile uzun yıllar çalışıldığı için kendisine sözleşmenin uzatılmayacağının çok önceden şifaen bildirildiğini, zaten ek sözleşme yapılmamış olmasının sözleşmenin yenilenmediğinin göstergesi olduğunu savunarak davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, sözleşmenin 8-1 maddesi uyarınca yeni dönem için ek sözleşme yapılmadığına , davacının sözleşme bedelini değil, sözleşmenin imzalanmaması nedeniyle uğradığı zararı
2008/10323-2009/3687
isteyebileceğine ve böyle bir talep olmadığına dayanılarak davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı ile davalı arasında imzalanan 31.1.2005 tarihli sözleşmenin 8-1 maddesi gereğince, sözleşme sona ermeden en az 1 ay önceden yazılı ihbarda bulunulmaması halinde sözleşmenin 1 yıl daha kendiliğinden uzayacağının, ayrıca 3-2 maddesi uyarınca yazılı izin olmaksızın başka bir yeminli mali müşavir tutulamayacağı, aksi taktirde ücretin tamamının ödeneceğinin kararlaştırılmış olduğu ve davalı tarafından sözleşme sona ermeden 1 ay öncesinde yazılı bir bildirimde bulunulmadığı sabittir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, sözleşmenin yeni dönem için yenilenmiş kabul edilip edilmeyeceği ile ilgilidir. Davalı sözleşmenin feshinin şifaen çok önceden bildirildiğini ileri sürmüş ise de, davacı bunu kabul etmemiştir. Davalının sözleşmeyi feshi ile ilgili yazılı bildirimi 6.3.2006 tarihini içermektedir ki, bu tarih itibarı ile sözleşme yenilenmiş olmaktadır. Sözleşmenin 8-1 maddesi uyarınca “yeni yılın ücreti yeni dönemin ilk ayı içinde YMM’nin bağlı olduğu Odadan alınacak matbu sözleşmede, bu sözleşmenin ek sözleşmesi olarak imzalanması suretiyle belirlenir“ denmekte olup; ek sözleşmenin imzalanması tarihinde süresinde yazılı ihbarda bulunulmadığından sözleşmenin zaten 1 yıl için uzadığı ve esasen bu maddede dahi yeni dönemin başladığının kabul edildiği görülmektedir.Ek sözleşme yeni yıl ücretinin belirlenmesine yönelik olup, ek sözleşmenin yapılmamış olması, sözleşmenin yenilenmiş olduğu gerçeğini değiştirmemektedir. Hal böyle olunca mahkemece; sözleşmenin 1 yıl daha uzamış olduğunun kabulü ile, işin esasına girilip tarafların bu konudaki delil ve belgeleri incelenerek; davacının şirketler grubu ile sözleşme yapmış olması nedeniyle grup indirimi yapılıp yapılmayacağı, yeni dönem için hiçbir işlem yapılmamış olması nedeniyle BK 325 maddesi uyarınca yeni dönem ücretinden indirimde bulunulup bulunulmayacağının tartışılması sureti ile sonucuna uygun karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı temyiz edilen hükmün davacı yararına BOZULMASINA, peşin alıntan temyiz harcının istek halinde iadesine, 625.00 TL duruşma avukatlık parasının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, 19.3.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi.