YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2007/9817
KARAR NO : 2007/14746
KARAR TARİHİ : 06.12.2007
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı,17.4.2001 tarihinde boşandığı eşi olan davalı ile birlikte …’da çalışırken 27.4.1999 tarihinde 52.773,60 DM olarak geri ödenmek üzere müteselsil kefil olarak kredi çektiklerini,davalının ödememesi nedeniyle bankanın kendisinden ödeme talep ettiğini,bu suretle 20.9.2001 tarihi itibarıyla 18.000 DM ödediğini bildirerek dava tarihindeki Türk Lirası karşılığının tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı,zamanaşımı itirazında bulunmuş ve davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiş ,hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Davacı, davalı ile 17.4.2001 tarihinde boşandıklarını davalının dava dışı bankadan çektiği krediye kefil olması nedeniyle borcunu ödemeyen davalı yerine yaptığı ödemenin istirdadı için eldeki davayı açmıştır.Mahkemece davanın boşanmanın kesinleşmesi tarihinden itibaren 1 yıl içinde açılmamış olması nedeniyle davanın zamanaşımından reddine karar verilmiş ise de; 4721 sayılı yeni Türk Medeni Kanunu 1.1.2002 tarihinde yürürlüğe girmiştir.Bu yasanın yürürlüğü ve uygulama şekli hakkındaki 4722 sayılı yasada yürürlüğünden sonraki tarihteki olaylarda bu kanunun uygulanacağı açıktır. Eldeki dava 20.9.2004 tarihinde açılmış olup davanın açıldığı tarihte boşanma gerçekleştiği gibi,dava konusu alacak yeni medeni kanunun yürürlüğünden önceki tarihte alınan kredi sözleşmesinden kaynaklanmaktadır.Yeni medeni kanunun yürürlüğünden itibaren 1 yıl içinde eşler tercih hakkını kullanmadığı takdirde yasal
2007/9817-14746
mal rejimini seçmiş sayılırlar şeklinde düzenleme getiren 4722 sayılı yasanın 10.maddesi hükmü mevcut olup,tabi olunan mal rejimi yönünden dava açma konusunda yasal bir kısıtlama getirilmemiştir.Bu nitelikli davaların genel hükümler çerçevesinde çözümlenmesi gerekir.Buna göre taraflar arasındaki hukuki ihtilafın niteliği de gözetilerek,davanın boşanmanın kesinleştiği tarihten itibaren Borçlar Kanununun 125.maddesi uyarınca 10 yıllık zamanaşımının uygulanması gerekir.Davacı taraflar arasındaki hukuki ihtilafı kredi sözleşmesine kefil olmaktan kaynaklanan rücu davası olarak niteleyerek davasını açmış ve kredi sözleşmesi ve ödemesi ile ilgili belgeleri delil olarak göstermiştir.Davalı ise bu kredi ile …’da ki … bakiye borcunun ödendiği ve şahsi ihtiyaçları için de harcandığını,üstelik müşterek borçlu olarak birlikte çektiklerini savunmuştur.Tarafların bu iddia ve savunmaları üzerinde durulup,delilleri toplanıp araştırılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.
2-Bozma nedenine göre davacının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1.bentte açıklanan nedenle kararın BOZULMASINA, 2.bentte açıklanan nedenle davacının diğer temyiz sebeplerinin incelenmesine gerek olmadığına, 6.12.2007 günü oybirliği ile karar verildi.