YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2007/8652
KARAR NO : 2007/11023
KARAR TARİHİ : 25.09.2007
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki vekalet ücreti alacağı davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı esas davanın kabulüne karşı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün davalı(karşı-davacı) … … ve … …-davalı … avukatınca duruşmalı davalı … avukatınca duruşmasız olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davalı … gelmiş, davacı adına gelen olmadığından onun yokluğunda duruşmaya başlanılmış ve hazır bulunan avukatın sözlü açıklaması dinlenildikten sonra karar için başka güne bırakılmıştı. Bu kez temyiz dilekçesinin süresinde olduğu saptanarak dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, avukat olduğunu, aralarındaki sözleşmeye dayanarak davalıların murislerine vekaleten … 9. Asliye Ticaret Mahkemesinde bir kısım hisse senetleri yönünden dava dışı …’a karşı dava açtığını, davanın devamı sırasında murislerinin vefatı sonucu davalılara vekaleten davaya devam ettiğini, mahkemenin lehe verilen ilk kararını Yargıtay’ın bozduğunu, uyulan bozma kararı sonrası bilirkişi raporunun aleyhte gelmesiyle birlikte davalılardan … ‘un kendisini de tahkir içeren dilekçeler sunduğunu ve haksız olarak azlettiğini ileri sürerek hisse senetlerinin borsa değerinin %10 u olan 22.090.092.432 TL’nın ve 1.000.000.000 manevi tazminatın tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalılardan … davanın reddini dilemiş; … … ve … … birleşen davalarında Avukat …’dan 60.000.000.000 TL maddi, 20.000.000.000 TL manevi tazminatın ve 600.000.000 TL mahkeme masrafının tahsiline karar verilmesini istemişlerdir.
Mahkemece azlin haksız olduğu gerekçe gösterilmek ve bilirkişi raporu esas alınmak suretiyle 26.053.85 YTL’nın tahsiline, karşı davanın reddine, manevi tazminat istemi … terk edildiğinden karar ittihazına yer olmadığına karar verilmiş; hüküm, davalılardan … ve birleşen davanın davacıları tarafından temyiz edilmiştir.
1-HUMK’nun 388/2 maddesi hükmünce tarafların kimlikleri ve ikametgahlarının hükümde açıkça gösterilmesi zorunludur. Oysaki mahkeme kararında birleşen davanın davacısı …’un ismi hiç gösterilmediği gibi davalılardan Şule …’un ismi de davalı-mukabil davacı olarak yanlış gösterilmiştir. Bu yön açıkça usule aykırılık teşkil ettiğinden hüküm bozulmalıdır.
2-Bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte belirtilen nedenle hükmün BOZULMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenle diğer yönlerin bu aşamada incelenmesine gerek olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde taraflara iadesine, 25.9.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.