Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2007/7663 E. 2007/12389 K. 25.10.2007 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2007/7663
KARAR NO : 2007/12389
KARAR TARİHİ : 25.10.2007

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraflar avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, … olduğunu, ilgili Devlet Bakanlığının … Evleri Projesi dahilinde konut sahibi olabilmek için belirtilen banka hesabına 1991 yılında 2.500.000 TL yatırdığını, uzun yıllar geçmiş olmasına rağmen kendisine konut teslim edilmediği gibi, yatırdığı paranın yıllar içerisinde enflasyonun etkisiyle rakamsal olarak çok büyük oranda değer kaybına uğradığını ve iade edilmediğini bildirerek, 2.500.000 TL’nin belirtilen banka hesabına yatırılma tarihi itibariyle alım gücünün de tespitiyle denkleştirici adalet ilkeleri gereğince hesaplama yapılarak ayrıca kira kayıpları vs zararları da göz önünde tutulmak suretiyle hesaplanacak miktardan fazlası saklı kalmak kaydıyla şimdilik 1.000,00 YTL’nin davalıdan tahsilini istemiştir.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile 2.500.000 TL’nin ödeme tarihinden itibaren yasal ve değişen faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar vermiş; karar, davacı ve davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Davacı, …’dan 1989 yılında göçmen olarak geldiğini, davalının 1990 yılındaki projesi ile kendisi ve benzer durumdaki kişiler için konut yapmayı taahhüt ettiğini, bu taahhüt nedeni ile davalı hesabına 2.500.000 TL yatırdığını, konutunun teslim edilmediğini bildirerek talepte bulunmuş, davalı ise bu konuda broşür yayımlandığını kabul etmekle birlikte her başvuru sahibine konut verme taahhütleri bulunmadığını, sınırlı sayıda konut 2007/7663-12389
ürettiklerini, broşür ve yönergede gösterilen şartlar dahilinde puantaj usulüne ve öncelik sırasına göre konut dağıtımının gerçekleştirildiğini, 13.5.1992 tarihinde çıkarılan genelge ile de hak sahibi olmayanlara, paralarını almaları için duyuruda bulunduklarını savunarak, davanın reddini dilemiştir. Dosyadaki delillerden, davacının 19.9.1991 tarihinde davalı hesabına proje gereğince konut sahibi olmak amacıyla 2.500.000 TL para yatırdığı, davalının çıkardığı yönerge ve broşür de gösterilen konut dağıtımına ilişkin sıra ve puanlarının yetersiz kalması sebebiyle dava tarihi itibariyle davacıya konut tahsis edilemediği, bu icap ve kabule göre de taraflar arasındaki uyuşmazlığın taşınmaz satışından kaynaklandığı anlaşılmamaktadır. Dairemizin yerleşik uygulamalarına göre geçersiz taşınmaz satım sözleşmelerinde denkleştirici adalet ilkeleri uygulanarak davacının ödediği paranın ulaşacağı alım gücünün iadesi gerekir ise de; yargılama sırasında yürürlüğü giren 5543 sayılı kanun ile bu konuda … düzenleme yapılmış ve mahkemece bu kanunun geçici 1. maddesi gereğince davacının ödediği bedelin ödeme tarihinden itibaren yasal faizi ile iadesine karar verilmiştir. Ancak anılan yasa ile ilgili olarak iptal istemi ile Anayasa Mahkemesine başvurulduğu ve yürütmeyi durdurma kararı verildiği anlaşıldığından mahkemece bu davanın bekletici mesele yapılarak hasıl olacak sonuca göre hüküm tesisi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
2-Bozma nedenine göre tarafların sair temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle, temyiz olunan kararın BOZULMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenlerle tarafların sair temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden tarafa iadesine, 25.10.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.