Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2007/2611 E. 2007/7439 K. 28.05.2007 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2007/2611
KARAR NO : 2007/7439
KARAR TARİHİ : 28.05.2007

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, davalı ile imzalanan 20.3.2004 tarihli sözleşme gereğince davalının, 2004 yılı için ekeceği kırmızı California biber üretiminden elde edeceği ürünlerin şirkete teslimini taahhüt ettiğini, ancak sezon içinde davalının teslim etmesi gereken biberlerin büyük bir kısmını başkalarına sattığını, gerek teslim edilmeyen ürünleri üçüncü kişilerden yüksek fiyatla satın almak zorunda kalmaları, gerekse bu yüzden …’da taahhütte bulundukları firmaya karşı edimlerini yerine getirememeleri nedenleriyle zarara uğradıklarını, davalının bu durumda sözleşmede öngörülen cezai şartı ve uğramış oldukları zararı ödemekle yükümlü olduğunu ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere, 22.191,00 YTL tazminatın yasal faizi ile birlikte ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Davalı, sözleşmenin, 1.8.1998 tarihli “Sözleşmeli Tarımsal Ürün Yetiştiriciliği ile İlgili Usul ve Esaslar Hakkında Tebliğ” hükümlerine uygun olmadığını, üretim miktarı ile ilgili borç altına girmediğini, ürün fiyatı ile ilgili kısmın başlangıçta boş olup sonradan doldurulduğunu, ayni ve nakdi yardımların tüm üreticilere yapılmadığını, vekil tayini suretiyle grup başkanı tarafından temsil edildiğini, imzası olmadığından sözleşmenin kendisi için bağlayıcı olmadığını, hastalık nedeniyle ürün kaybı dikkate alındığında teslim edebileceği ürün miktarının ancak 27.200 Kg olduğunu, bunun da 15.720 Kg’lik kısmının davacıya teslim edildiğini, kalan miktarının ise davacı tarafından teslim alınmadığını, eksik teslimin söz konusu olmadığını ileri sürerek, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne, davacının üçüncü kişiden aldığı ürün nedeniyle uğradığı zarar miktarı 2.577,58 YTL ile sözleşme gereğince ödenmesi gereken 8.774,00 YTL cezai şart miktarından indirim yapılmak suretiyle elde edilen 7.710,00 YTL’nin toplamı olan 10.228,24 YTL’nin dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazının reddi gerekir.
2-Taraflar arasında 20.3.2004 tarihli sözleşme ile, davalı üretici tarafından 20 dekarlık alanda California biber üretiminden elde edilecek ürünün brüt 335.743 TL’den davacı şirkete teslim ve satışının, davacı şirket tarafından ise aynı bedelle satın alınmasının taahhüt edildiği, ancak davalı üretici tarafından şirkete sadece 15.720 kg biber teslim ve satışının yapıldığı, eksik ifa nedeniyle davalı tarafından kg’ı 501.509 TL ile kg’ı 421.584 TL’den olmak üzere teslim edilmeyen ürün miktarı kadar üçüncü kişilerden biber satın alındığı anlaşılmakta olup, davacı bu davada sözleşmede öngörülen cezai şartla, üçüncü kişiden daha yüksek fiyatla satın almak zorunda kaldığı biberler nedeniyle uğradığı zararın ödetilmesini talep etmiştir. Borçlar Kanununun 158. ve devamı maddelerinde düzenlenen cezai şart, sözleşmenin hiç veya gereği gibi ifa edilmemesi halinde borçlunun belirli bir miktar para ödeme taahhüdüdür. Anılan maddenin 1.fıkrasında seçimlik cezai şart, 2.fıkrasında ise ifaya eklenen cezai şart düzenlenmiştir. Seçimlik cezai şartın düzenlendiği Borçlar Kanununun 158.maddesinin 1.fıkrasında, “Akdin icra edilmemesi veya natamam olarak icrası halinde tediye edilmek üzere cezai şart kabul edilmiş ise hilafına mukavele olmadıkça alacaklı, ancak ya akdin icrasını veya cezanın tediyesini isteyebilir.” hükmü mevcut olup, madde metninden de açıkca anlaşıldığı üzere sözleşme gereği hiç ya da gereği gibi yerine getirilmediği takdirde aksine kararlaştırma yoksa alacaklı ya edimin ifasını yada cezai şartın ödenmesini isteyebilir. İkisini bir arada talep etmesi mümkün değildir. Borçlar Kanununun 158. maddesinin 2. fıkrasında düzenlenen “Akdin muayyen zamanda veya meşrut mahalde icra edilmemesi halinde tediye olunmak üzere cezai şart kabul edilmiş ise, alacaklı hem akdin icrasını, hem meşrut cezanın tediyesini talep edebilir. Meğerki alacaklı bu hakkından sarahatan feragat etmiş veya kayıt dermeyan etmeksizin edayı kabul eylemiş olsun” hükmünü taşıyan ifaya eklenen cezai şartta ise, alacaklı akdin ifası ile birlikte cezai şartın ödenmesini de talep edebilir. Bu açıklamaların ışığı altında dava konusu olaya bakacak olursak, taraflar arasındaki sözleşmenin “Üreticinin Şirkete Mahsülü Teslim Etmemesi veya Eksik Teslim Etmesinin Sonuçları” başlıklı 11. maddesinde “Üretici sözleşme gereğince taahhüt ettiği dekardan elde edilecek miktardaki biberi şirkete teslime zorunludur. Ürünü şirket dışındaki üçüncü şahıslara satamaz.” hükmü mevcut olup, 11.1.2. maddesinde de, “Üretici, sözleşme hükümlerine uymaması halinde taahhüt ettiği ürün miktarından eksik teslim ettiği miktarın iki … tutarı karşılığında belirlenen cezai şartı öder.” hükmü bulunmaktadır. Taraflar arasındaki bu kararlaştırma, az yukarda açıklanan BK. 158/1 maddesinde düzenlenmiş olan seçimlik cezai şart niteliğinde olup, alacaklı sözleşmeye aykırılık halinde ya cezai şartı ya da akdin ifasını isteyebilir. Davacı, dava dilekçesinde sözleşmede öngörülen cezai şartla birlikte edimin eksik ifa edilmesi nedeniyle ifa yerine geçen tazminatın da ödetilmesini istemişse de, seçimlik cezai şartta alacaklının bu iki olanaktan yalnız birini seçmesi zorunlu olduğundan, davacının davadaki öncelikli talebinin de cezai şart olduğu gözetildiğinde, mahkemece, teslim edilmeyen ürünlerin üçüncü kişilerden daha yüksek fiyatla temin edilmesi nedeniyle uğranılan zarar olarak belirtilen alacak kaleminin reddine karar verilmesi gerekirken, bu husus gözardı edilerek hükmedilen cezai şartla birlikte eksik ifa yerine geçen 2.577,58 YTL’nin de ödetilmesine karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
SONUÇ : 1. bent gereğince davalının diğer temyiz itirazlarının reddine, 2. bentde açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün temyiz eden davalı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 28.5.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.