Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2006/95 E. 2006/5874 K. 14.04.2006 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2006/95
KARAR NO : 2006/5874
KARAR TARİHİ : 14.04.2006

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki menfi tesbit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı mahkemenin görevsizlik nedeniyle reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.

K A R A R

Davacı, 12.3.2004 tarihinde yapılan sözleşme ile davalıya ait taşınmaz üzerinde bulunan alanda reklam işi yapılması konusunda anlaştıklarını, tüm uğraşlarına rağmen bu yerde davalının taahhüt ettiği reklam işini faaliyete geçiremediklerini, kira bedeli altında ödemede bulunduklarını ve icra takibi ilede kira bedeli istediklerini, sözleşmeye devam edemiyeceklerini şifahi olarak bildirdiklerini ileri sürerek akdin feshi ile bu güne kadar yatırdıkları kira bedellerinin ve teminatın taraflarına iadesine, borçları olmadığının tesbitine karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davada kira sözleşmesinin iptali değil, sözleşmenin feshinin talep edildiğini, davanın Sulh Hukuk Mahkemesinde görülmesi gerektiğini, davalı idareye ait taşınmazın teras katındaki reklam yeri 12.3.2004 başlangıç, 31.12.2004 hitam tarihli olarak davacıya kiralandığını, 16.1.2005 tarihli ek sözleşme ile de 2005 yılı aylık kirasının 11.300 YTL olarak belirlendiğini, sözleşme hükümlerine göre belediyeden izin alamasa dahi kira bedelini ödemeyi kabul ettiğini savunarak davanın görev ve esas yönünden reddini dilemiştir.
Mahkemece, mahkemenin görevsizliği nedeni ile dava dilekçesinin reddine, davanın talep halinde görevli ve yetkili Beyoğlu Nöbetçi Sulh Hukuk Hakimliğine gönderilmesine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı, taraflar arasında düzenlenen 12.3.2004 tarihli kira sözleşmesinin ifasının mümkün olmaması, nedeniyle geçerli olmadığını, taraflar için hüküm ifade etmediğini ileri sürerek sözleşmenin feshini ve davalıya borçlu olmadığının tesbitini isteyerek eldeki davayı açmıştır.
Davalının görev yönünden karşı çıkması üzerine de mahkemece, Sulh Hukuk Mahkemesinin görevli olduğundan sözedilerek görevsizliğe karar verilmiştir. HUMK’nun 8.maddesinde Sulh Hukuk Mahkemesinin görevli olduğu dava ve işler açıkca belirtilmiş bulunmaktadır. Anılan yasanın 8/II,1 maddesi uyarınca kira sözleşmesine dayanan her türlü “akdin feshi” davaları (BK md 248 vd) yönünden Sulh Hukuk Mahkemesi görevli kılınmıştır. Bu durumda Sulh Hukuk Mahkemesinin görevinden sözedebilmek için taraflar arasında başlangıçta geçerli bir kira sözleşmesinin yapılması sonradan sözleşmenin feshinin istenilmesi gerekir. Oysa davacı, kira sözleşmesinin başlangıcından beri geçerli olmadığını, taraflar arasında hüküm ifade etmediğini ileri sürerek sözleşmenin feshi ile bu sözleşme nedeniyle davalıya borçlu olmadığının tesbitini istemiş olmakla her ne kadar davada sözleşmenin feshi tabiri kullanılmış olsada davacının istemine göre dava, sözleşmenin iptali davası niteliğindedir. Durum böyle olunca bu davaya bakmak Asliye Hukuk Mahkemesinin görevi içindedir. Mahkemece işin esasına girilerek taraf delilleri toplanıp, hasıl olacak sonuca uygun bir karar verilmesi gerekirken bu yön gözönünde tutulmadan yazılı şekilde görev yönünden dava dilekçesinin reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararın davacı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 14.4.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi.