Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2006/39 E. 2006/5275 K. 10.04.2006 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2006/39
KARAR NO : 2006/5275
KARAR TARİHİ : 10.04.2006

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulü kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün davalı avukatı tarafından duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davalı vekili avukat ….gelmiş diğer taraftan gelen olmadığından onun yokluğunda duruşmaya başlanılmış ve hazır bulunan avukatın sözlü açıklaması dinlenildikten sonra karar için başka güne bırakılmıştı. Bu kez temyiz dilekçesinin süresinde olduğu saptanarak dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR

Davacılar, 21.7.1998 tarihli avukatlık ücret sözleşmesi ile 3 adet davayı takip etmek üzere davalıların vekilliğini üstlendiklerini, ücret olarak 18.000.000.000 TL ödenmesinin kararlaştırıldığını, davalıların 371.303.000 TL ödemede bulunduklarını, ancak sonradan kendilerini haksız olarak azlettiklerini ileri sürerek 17.628.697.000 TL’nın faizi ile birlikte davalılardan tahsilini istemişlerdir.
Davalılar cevap dilekçelerinde ve yargılama aşamasındaki savunmalarında, davacı avukatların takibini üstlendikleri dava dosyasında alınan tedbir kararını icra dosyasına bildirmeyerek zararlarına sebep olduklarını, dava dosyalarında hasımları olan dava dışı Demirkaya İnşaat ve Ticaret AŞ’ninde vekilliğini üstlendiklerini ve ayrıca ticari faiz yerine yasal faiz talep etmiş olmakla da vekalet görevini layıkıyla yerine getirmediklerini, azlin haklı olduğunu savunarak davanın reddini dilemişlerdir.
Mahkemece, davacıların görevlerini yaptıkları, azlin haksız olduğu gereçesiyle 7.000.000.000 TL’nın davalılardan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalılar tarafından temyiz edilmiştir.
1-Davacıların 21.7.1998 tarihli avukatlık ücret sözleşmesi ile davalıların vekilliklerini üstlenip 18.000.000.000 TL ücret karşılığında 3 adet dava dosyasını vekil sıfatıyla yürütmeyi yükümlendikleri anlaşılmaktadır.
Davacılar, davalıların kendilerini haksız olarak azlettiklerini ileri sürmüş, davalılar ise azlin haklı olduğunu savunmuşlardır. Davalılar, 29.1.1999 tarihli azilnamede davacıları lüzum üzerine azlettiklerini bildirip, 26.2.1999 tarihli ihtardada, tedbir kararının icra dosyasına bildirilmemek suretiyle paranın hasımları olan dava dışı şirket tarafından alınmasına sebep olunduğu ve ayrıca davada hasımları olan şirketin vekilliğinide üstelendiklerini belirtmişlerdir. Mahkemece davalıların ihtarlarında ve yargılama aşamasında ileri sürdükleri iddiaları ve savunmaları üzerinde durulmadan, soyut olarak davacıların görevlerini yaptıkları, azlin haklı olmadığı gerekçesiyle dava kısmen kabul edilmiştir. Mahkemenin kararı gerekçesiz olup, taraf ve Yargıtay denetimine olanak sağlayacak nitelikte değildir. Mahkemece davacıların iddiaları ve davalıların savunmaları incelenip, irdelenmek, azlin haklı olup olmadığı, haklı veya haksız ise nedenleri gösterilmek suretiyle sonuca ulaşılması gerekir. Mahkemenin değinilen bu hususları gözardı ederek, Yargıtay denetimine olanak sağlamayacak şekilde, yetersiz gerekçeyle yazılı şekilde hüküm tesis etmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bozma nedenidir.
2-Bozma nedenine göre davalıların diğer temyiz itirazlarının incelemesine bu aşamada gerek görülmemiştir.
SONUÇ:Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle; temyiz olunan hükmün davacılar yararına BOZULMASINA, (2) numaralı bent uyarınca davalıların diğer temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, 450 YTL duruşma avukatlık parasının davacıdan alınarak davalıya ödenmesine, peşin harcın istek halinde iadesine, 10.4.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi.