Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2006/16771 E. 2007/4607 K. 03.04.2007 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2006/16771
KARAR NO : 2007/4607
KARAR TARİHİ : 03.04.2007

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, davalılardan …’un …, diğer davalı …’in de onun oğlu olduğunu, …’in babasına vekaleten kendisiyle ortak lokanta işletmeciliği konusunda anlaşma yaptığını, bu amaçla …’ın babasına ait işyerini 1.6.2003 tarihli sözleşmeyle kendisine kiraya verdiğini, harabe halindeki binayı 4 ay boyunca tamir ettiğini, lokantayı işletmeye açtıklarını 40 gün kadar çalıştırdıklarını, bu süre içerisinde işyerini davalı …’in yönettiğini bundan sonra davalılardan …’in ortaklığa son verdiğini, diğer davalının tekraren kahvehane olarak işlettiğini, seçim döneminde iki ay süreyle kiraya verdiğini ileri sürerek yaptığı masraflar nedeniyle 15.974.000.000 TL sözleşmede öngörülen cezai şart nedeniyle de 20.000 USD’nin tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalılar davanın reddini dilemişlerdir.
Mahkemece, bilirkişi raporu esas alınarak yapılan masraflar nedeniyle 6.734.892.596 TL’nin tahsiline, fazlaya ve ceza şartına ilişkin talebin reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Mahkemece, taraflar arasında ortaklık ilişkisi bulunduğu ve bu nedenle davacının ortaklığa konu taşınmaza bir kısım imalatlar yaptığı kabul edilmiş; davalılar hükmü bu yönüyle temyiz etmemiş olduklarından davacı ile her iki davalı arasında adi ortaklık ilişkisinin bulunduğunun kabulü zorunludur. Toplanan delillerden, davalıların beyanlarından, dosya içerisindeki 1.6.2003 tarihli kira sözleşmesinden ve 25.10.2003 tarihli ortaklık sözleşmesi kapsamından davacının ortaklığa konu taşınmaza bir kısım iyileştirici masraflar
yaptığı, masa ve sandalye gibi malzemeler satın aldığı, buna karşılık sözleşme süresince kira ödemeyeceği ve davalı taraf ile %50 oranında hissedar bulundukları, ortaklığın faaliyete geçmesinden kısa bir süre sonra ortaklık faaliyetine son verildiği ve taşınmazın 20.8.2004 gününde de üçüncü şahsa satıldığı anlaşılmaktadır. Taraflar arasındaki ortaklık ilişkisi arz yukarıda açıklandığı şekilde son bulduğuna göre tasfiyesinin mahkemece yapılması gerekir. Hal böyle olunca öncelikle yönetici ortağın kim olduğu tespit edilmeli ve bu ortaktan hesap istenmeli, hesap üzerinde tarafların anlaşıp anlaşmadıkları noktalar saptanmalı, anlaşamadıkları noktalarda taraflardan delil ve karşı delilleri sorulup toplamalı, sözleşme ve protokol kapsamları da gözetilmek suretiyle ortaklığa yapılan imalatlar ve alınan demirbaşların değeri gerektiğinde konusunda uzman bilirkişi veya kurulu aracılığıyla keşfen belirlenmeli, tasfiye sırasında davacının sermaye olarak taşınmaza iyileştirici masrafları bizzat yapıp, demirbaşlar satın aldığı ve bu süre içerisinde kira bedeli ödemediği gözden uzak tutulmamalı, böylece ortalığın aktifi ve pasifi belirlenmek suretiyle tasfiye gerçekleştirilip, sonucuna göre bir karar verilmelidir. Bu yönlerin gözardı edilerek yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
2-Bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmememiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararın davacı yararına BOZULMASINA, ikinci bentte belirtilen nedenle diğer temyiz itirazlarının incelenmesine gerek olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 3.4.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.