YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2006/16360
KARAR NO : 2007/3577
KARAR TARİHİ : 14.03.2007
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraflar avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, gayrimenkul satışına aracılık etmesi nedeniyle davalıyla tanıştığını, davalının satın aldığı gayrimenkulün yüzölçümünün eksik olduğu gerekçesiyle kendisinden 15.000.000.000 TL istediğini bu talebi kabul etmediğini, davalının 20.10.2001 vade tarihli bono ile alacaklı olduğu gerekçesiyle bankadan ihbarname gönderildiğini davalıya senet vermediğini, sahte senet tazmini ile ilgili olarak suç duyurusunda bulunduğunu belirterek 15.000.000.000 TL’lik bonodan dolayı borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davacının aracılığıyle taşınmaz almak için 30.000.000.000 TL verdiğini, ancak alınan taşınmazın yüzölçümünün davacının bildirdiği miktardan az olduğunun anlaşılması üzerine davacının 15.000.000.000 TL’lik bonoyu imzalayıp verdiğini savunarak davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, dava konusu senetlerin imzalarının davacıya ait olmadığının bilirkişi raporu ile saptandığı, ancak bononun tanzim tarihi ile karar tarihi arasında 4 yıllık bir süre geçtiği bu süre içinde keşideye başvurulmadığı için TTK 726 maddesi gereğince bononun zamanaşımına uğradığı için dava konusuz kaldığından davanın reddine karar verilmiş; hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir.
1-Davacı, 23.10.2001 tarihinde açtığı menfi tespit davası ile 13.6.2001 tanzim 20.10.2001 vadeli 15.000.000.000 TL bedelli bonodaki keşideci imzanın kendisine ait olmadığı gerekçesiyle bononun iptalini istemiştir. Mahkemece bononun tanzim tarihi ile karar tarihi arasında 4 yıldan fazla süre
2006/16360-2007/3577
geçtiği, keşideciye baş vurulmadığı TTK 726 maddesi gereğince zaman aşımına uğradığı, davanın konusuz kalması nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir.
TTK 690 maddesi yollanması ile bonolarda da uygulanması gereken TTK 661 maddesi “Poliçeyi kabul edene karşı açılacak davalar, vadesinin geldiği tarihten itibaren üç yıl geçmekle mürürü zamana uğrar” düzenlemesini getirmiştir. Yasadaki bu süre sükutu hak süresi olmayıp zamanaşımı süresidir. Zamanaşımı def’i olup BK 140 maddesi gereğince resen gözetilemez. Borçlunun zamanaşımı def’i bulunmamaktadır. Mahkeme tarafların iddia ve savunmaları ile mukayyet olup kamu düzenini ilgilendirmedikçe taraflarca … sürülmeyen hususu resen gözetemez. Mahkamece, işin esası incelenip sonucuna uygun karar verilmesi gerekirken borçlu tarafından … sürülmeyen zamanaşımı def’ini resen gözetilmesi usul ve yasaya aykırı olduğu gibi zamanaşımı vade yerine bononun tanzim tarihinden başlatılması, uyuşmazlık bonodan kaynaklandığı halde çekle ilgili TTK 726 maddesinin uygulanmasının mahkemece, davanın konusuz kaldığı kabul edildiğine göre, karar ittihazına mahal olmadığına karar verilmesi gerekirken davanın reddine karar verilmesi bozma nedenidir.
2-Yukarıda açıklanan bozma nedenine göre tarafların sair temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenle temyiz edilen hükmün taraflar yararına BOZULMASINA, (2)nolu bentte açıklanan nedenle tarafların sair temyiz itirazlarının incelenmesine gerek olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde taraflara iadesine, 14.3.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.