Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2006/15909 E. 2007/2868 K. 05.03.2007 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2006/15909
KARAR NO : 2007/2868
KARAR TARİHİ : 05.03.2007

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın … yönünden reddine, … yönünden kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, … işçisi taşeronu olduğunu, davalılardan …’a ait bahçenin elma toplatma işini yaptığını, diğer davalı …’ın da borcu ödemeyi … ile birlikte üstlendiğini, 292 işçi aracılığıyla edimini yerine getirdiği halde 2.566.000.000 TL’lik bakiye alacağının ödenmediğini … sürerek, faizi ile birlikte tahsili için başlatmış olduğu icra takibine yapılan itirazın iptaline, %40 inkar tazminatının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Davalılardan …, davacı ile akdi ilişkisi bulunmadığını belirterek, kendisi hakkındaki davanın husumet nedeniyle reddini, davalılardan … ise davacının alacağı olan 1.700.000.000 TL’yi ödediğini, borcu kalmadığını savunarak davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, akdi ilişki kanıtlanamadığından davalı …’ karşı açılan davanın reddine, …’ye karşı açılan davanın ise kısmen kabulüne, 2.566 YTL asıl alacağa itirazın iptali ile takibin bu miktar üzerinden … yönünden devamına, inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacının, davalı … hakkındaki temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Davacının, davalı … hakkındaki temyiz itirazlarının incelenmesinde;
2006/15909-2007/2868
İcra ve İflas Kanunu’nun 67.maddesinin 2.fıkrası hükmünce, icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için, borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması yasal koşullardandır. Borçlunun itirazının kötüniyetli olması ise yasal koşul değildir. İcra inkar tazminatı, aleyhindeki icra takibine itiraz eden ve işin çabuk bitirilmesine engel olan borçluya karşı konulmuş bir yaptırımdır. Bunlardan başka, alacağın likit ve belli olması da gerekir. Alacağın gerçek miktarı belli, … veya borçlu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurlar bilinmekte ya da bilinmesi gerekmekte, böylece borçlu tarafından borcun tutarının tahkik ve tayini mümkün ise; başka bir ifadeyle borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tesbit edebilir durumda ise alacağın likit ve muayyen olduğunun kabulü zorunludur. Öte yandan, alacağın muhakkak bir belgeye bağlı olması da şart değildir. Açıklanan yasal kuralların ışığında takip konusu alacak değerlendirildiğinde, kabul edilen asıl alacak miktarı üzerinden icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerekir. Mahkemece yanlış değerlendirme sonucu bu istemin reddedilmiş olması bozma nedenidir. Ne var ki bu yanlışlığın giderilmesi, yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün düzeltilerek onanması HUMK.nun 438/7 maddesi gereğidir.
SONUÇ: 1. bent gereğince davacının davalılardan … hakkındaki temyiz itirazlarının reddine, 2. bentde açıklanan nedenlerle davalılardan … hakkında açılan dava yönünden, mahkeme kararının ‘Hüküm’ başlıklı bölümünün 3. pragrafında bulunan (İcra inkar tazminatı şartları oluşmadığından reddine) sözlerinin karardan çıkarılarak, yerine (Davacının inkar tazminatı talebinin kabulüne, itirazın iptaline karar verilen asıl alacak üzerinden hesaplanacak %40 inkar tazminatının davalı …’dan alınarak davacıya verilmesine) sözlerinin yazılmasına, kararın düzeltilmiş bu şekli ile ONANMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 5.3.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.