Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2006/15277 E. 2007/3654 K. 15.03.2007 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2006/15277
KARAR NO : 2007/3654
KARAR TARİHİ : 15.03.2007

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi(Tüketici Mahkemesi Sıfatıyla)

Taraflar arasındaki sözleşmenin feshi davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
K A R A R
Davacı,Kuşadasında tatilde iken davalı firma elemanlarınca davalıya ait tesislere götürülüp tanıtım toplantısı yapıldığını ve örnek daire gezdirildiğini ve aralarında 22.8.2003, tarihli 99 yıl süreli, kullanım başlangıcının 22.8.2003 tarihli olarak 10.3000 Euro bedelli devre tatil sözleşmesinin imzalandığını,31.7.2004-7.8.2004 tarihleri arasında tatil hakkını kullandığını ancak gezdirilen daire yerine daha düşük vasıflı dairede kaldığını,tesise üye kazandırmak için tüketici ailelerin tesisde gezdirilmesi sonucu oluşan kalabalık nedeniyle tatil yapamadığını,vaad edilen koşulların tesiste bulunmadığını bu hususta yanıltılarak sözleşme imzalandığını,9.8.2004 tarihli ihtarla cayma hakkını kullandığını ancak senetlerin iade edilmediğini bildirerek ,sözleşmenin feshini, senetlerinin iadesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı, sözleşmenin davalı tarafından benimsendiğini, davacıya cayma belgesinin verildiğini süresinde cayma hakkını kullanmadığını ayrıca sözleşmenin kapıdan satış niteliğinde olmadığını savunarak davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, sözleşmenin davalının işyerinde imzalanmış olması nedeniyle kapıdan satış hükümlerine tabi olmadığı ve aldatılarak sözleşmenin imzalandığının da ispatlanamadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
2006/15277-2007/3654
Devre tatil sözleşmeleri BK.nun 19/1 maddesine dayanılarak sözleşme özgürlüğü prensibi içerisinde yapılan sözleşmelerdir. Bu sözleşmeler B.K.nun da düzenlenen sözleşme tiplerinden biri olmadığından atipik sözleşmelerdir. Atipik sözleşmelerin devre tatil sözleşmeleriyle ilgili olanları ise yasanın tanımladığı değişik akit tiplerini kapsadığından(hizmet,kira,vekalet,satış gibi) karma sözleşmeler olarak tanımlanmaktadır. Dosyaya ibraz edilen sözleşmede işyerinde imzalandığı belirtilmekte ise de sözleşmenin başlık kısmında tüketiciye cayma … tanınmış olması ve davalının da cayma belgesinin düzenlenip verildiğini ancak süresinde bu hakkını kullanmadığını bildirdiğinden taraflar arasında kapıdan satış hükümlerinin benimsendiği, yukarıda açıklanan tanıma uygun olarak 22.8.2003 tarihinde sözleşme yapıldığı bu sözleşmenin kapıdan satış niteliğinde olduğu ve kullanım başlangıcının ise 22.8.2003 tarihinden itibaren ve 28.hafta olduğu anlaşılmaktadır.4077 sayılı Tüketicinin Korunması hakkındaki kanunun 1. maddesinde kanunun amacının ekonominin gereklerine ve kamu yararına uygun olarak tüketicinin … ve güvenliği ile ekonomik çıkarlarını koruyucu, aydınlatıcı, eğitici zararlarını tazmin edici, çevresel tehlikelerden korunmasını sağlayıcı önlemleri almak ve tüketicilerin kendilerini koruyucu girişimlerini özendirmek olduğu anlaşılmaktadır. Şu haliyle tüketici kanununda yer … hükümler buyurucu nitelikte hükümler olup, tarafların sözleşme serbestisi ilkeleri çerçevesinde imzalayacakları sözleşmelerin yasanın bu buyurucu hükümlerine aykırı olmaması gerekir. Taraflar arasında yapılan devre tatil sözleşmesinin yasanın tanımını yaptığı 8. ve 9. maddelerinde belirlenen kapıdan satış niteliğinde olduğu kuşkusuzdur. Kapıdan satışlar işyeri, fuar, panayır gibi satış mekanları dışında önceden mütabakat olmaksızın yapılan tecrübe ve muayene koşullu satışlar olarak tanımlandıktan sonra, aynı yasa maddesinde bu tür satışlarda tüketicinin 7 günlük tecrübe ve muayene süresi sonuna kadar malı kabul veya hiçbir gerekçe göstermeden reddetmekte serbest olduğu vurgulanmıştır. Yasanın 9. maddesinde ise satıcının hazırladığı sözleşme, fatura veya tesellüm makbuzu ile birlikte, en az 12 punto siyah koyu harflerle yazılmış ve içeriği yasada açıklanan cayma belgesini vermeyi satıcıya yükümlülük olarak getirmiştir. Somut olayda satıcının davacıya cayma bildirim belgesini verdiği dosyadaki belgelerden anlaşılmaktadır. Burada üzerinde durulması gereken konu bu tür satışlarda yasanın 8/2. maddesinde kararlaştırılan cayma hakkının ne zaman başlayacağıdır. Az yukarıda açıklandığı gibi satışın tecrübe ve muayene koşullu olduğu açık ve belirgin bulunduğuna göre, cayma süresinin 2006/15277-2007/3654
malın teslimi ile sözleşmenin aynı tarihte yapılması durumunda sözleşmenin düzenlendiği tarihten, malın tüketiciye teslimi sözleşmenin imzalandığı tarihten sonra ise, malın teslim tarihinden, mesafeli satışlar da malın tüketiciye ulaştığı tarihten, hizmet edimlerinde ise hizmet ediminin tüketiciye ifa edildiği anda işlemeye başlayacağının kabulü gerekir. B.K.nun 219-221. maddelerinde tecrübe ve muayene şartlı satım alıcının malı tecrübe ve malı muayene edip tasvip etmesi irade şartına bağlı olarak yapılan satım olarak tanımlanmıştır. 4077 sayılı kanunun 8. maddesinde düzenlenen satışlar ise B.K.nun anlamında tecrübe ve muayene şartıyla satışlardan olup burada sözleşmeden dönme hiçbir objektif koşula bağlanmamış, tamamen tüketicinin iradesine bırakılmıştır. Sözleşmenin taraflarca imzalanması ile cayılıp cayılmayacağının bildirilmesi arasındaki sürede sözleşme henüz hükümlerini doğurmaz. Sözleşmenin hükümleri bu aşamada askıda olup, tüketici bu süre içinde caymazsa sözleşme başladığından itibaren hükümlerini doğurur, cayması halinde başlangıcından itibaren hüküm doğurmaz. Taraflar arasında devre tatil satış sözleşmesi imzalanmakla birlikte,davacı tüketici tatil hakkını 31.7.2004-7.8.2004 tarihleri arasında kullanmış olup , davacının cayma süresi bu tarihten itibaren başlar.Davacı da 9.8.2004 tarihinde davalıya gönderdiği faksla cayma hakkını kullanarak sözleşmenin feshini ve senetlerinin iadesini talep ettiğinden cayma hakkının süresinde kullanıldığının kabulü gerekir.Ancak davalı cayma isteğini bildiren faksın gelmediğini ve dava tarihi itibarıyla davacının süresinde cayma hakkını kullanmadığını savunduğundan,davanın esasına girilerek tarafların bu konudaki delilleri toplanıp değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararın davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden tarafa iadesine, 15.3.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.