YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2006/13482
KARAR NO : 2007/2163
KARAR TARİHİ : 19.02.2007
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, 1991 yılında davalılardan tapu tahsis belgesi olduğuna inandırılarak taşınmaz satın aldığını, ancak davalıların kendisine tapu tahsis belgesi vermediklerini, kendisine tapu tahsis belgesi olmayan yerin satıldığını, şuyulandırma sonucu taşınmazın başka birisine ait olup tapulu bulunduğunun anlaşıldığını ileri sürerek 20.000.000.0000 Tl.nın tahsilini, alınacak paranı asıl tapu sahibi olan dava dışı … …’ya verilmesini ve bu yerin tapusunun kendisine devredilmesini istemiştir.
Davalı … kendisine husumet düşmeyeceğini savunarak davanın reddini dilemiş, diğer davalılar davaya cevap vermemişlerdir.
Mahkemece, davalı … hakkındaki davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine, diğer davalılar hakkında açılan davanın ise bedelin davalılara ödendiğinin ispat edilmediği gerekçesiyle reddine hükmedilmiş, hüküm davacı tarafça temyizi üzerine 15.5.2006 tarihli ek kararla, verilen kararın kesin olduğu belirtilerek temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiş; gerek asıl karar ve gerekse ek karar davacı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Davacı, dava dilekçesinde, kendisine tapu tahsis belgeli olduğu taahhüt edilen taşınmazın, davalılarca kendine satıldığından bahisle tazminat ve tapunun tescili talebinde bulunmuş olup, davacının talep ettiği miktar 20.000 YTL. dir. Yargılama aşamasında davacı bu defa verdiği 14.3.2006 tarihli dilekçe ile davasını açıklayarak davasının tazminat davası olduğunu belirtmiştir. Her ne kadar davacı 14.3.2006 tarihli
dilekçede 27.000.000 Tl.nın ödetilmesinden bahis etmekte ise de dava dilekçesi ve az yukarıda anılan dilekçe içerikleri incelendiğinde davacının davasının 20.000,00 YTl.na yönelik olduğu anlaşılmaktadır. Davacının talebi ve 14.3.2006 tarihli dilekçesinin ıslah dilekçesi olmaması karşısında davanın reddine dair verilen kararın kesin olduğu kabul edilemez. Hal böyle olunca davacının temyiz dilekçesinin reddine dair 15.5.2004 tarihli ek kararın kaldırılarak davacının temyiz itirazlarının incelenmesine karar verilmesi gerekmiştir.
2-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacının davalı … hakkındaki temyiz itirazları ile aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddi gerekir.
3-Davacı bu davada 3.12.1991 tarihli haricen düzenlenen belgeye dayanarak talepte bulunmuş olup, belge aslını dosyaya sunmamıştır. Davalılar … ve … davaya cevap vermeyerek davayı ve davaya dayanak yapılan belge fotokopisini inkar etmişlerdir. Mahkeme ve öncelikle davacıdan davada dayandığı 3.12.1991 tarihli belge … istenerek alınmalı, belge aslının sunulması halinde de davalılar … ve … isticvap edilerek belgeye karşı diyecekleri sorulmalıdır. Mahkemenin değinilen bu yönleri göz ardı ederek yazılı şekilde hüküm tesis etmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
SONUÇ: Yukarıda (1) namaralı bentte açıklanan nedenlerle; mahkemenin 15.5.2006 tarihli ek kararının kaldırılmasına, (2) numaralı bent uyarınca davacının davalı …’a yönelik temyiz itirazlarının diğer temyiz itirazlarının reddine, (3) numaralı bent gereğincede temyiz olunan bölümün davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 19.2.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.