Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2006/13179 E. 2006/16654 K. 21.12.2006 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2006/13179
KARAR NO : 2006/16654
KARAR TARİHİ : 21.12.2006

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, davalının … elektrik kullandığını ileri sürerek, … elektrik tutarı, gecikme cezası ve kdv toplamı olan 9.020.309.997 TL üzerinden başlatılmış olduğu icra takibine yapılan itirazın iptaline, %40 icra inkar tazminatına karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile 4.028.799.230 TL … elektrik bedeli, 2.603.947.236 TL gecikme cezası, 468.710.502 TL kdv olmak üzere toplam 7.101.456.968 TL için itirazın iptaline, fazla talebin reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-İ.İ.K nun 67 … maddesinin 2 nci fıkrası hükmünce, icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının alacağını mahkemede dava ederek, haklı çıkması yasal koşullardandır. Burada borçlunun kötü niyetli itiraz etmiş bulunması da yasal koşullardan değildir. İcra inkar tazminatı, aleyhinde yapılan icra kovuşturmasına itiraz eden ve işin çabuk bitirilmesine engel olan borçluya karşı konulmuş bir yaptırımdır.
Bunlardan ayrı;alacağın likit ve belli olması gerekir. Daha geniş bir açıklama ile Borçlu tarafından alacağın … miktarı belli sabit veya belirlenmek için bütün unsurlar bilinmekte veya bilinmesi gerekmekte böylece borçlu tarafından tahkik ve tayin edilmesi mümkün nitelikte olması yeterlidir.
Borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise alacağın likit ve muayyen olduğunun kabulü zorunludur.
Öte yandan alacağın muhakkak bir belgeye bağlı olması da şart değildir.
Açıklanan yasal kuralların ışığında takip konusu alacak değerlendirildiğinde icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerekir. Mahkemece yanlış değerlendirme sonucu bu istemin reddine karar verilmesi usule ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
Ne var ki bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden kararın düzeltilerek onanması HUMK’nun 438/7 maddesi gereğidir.
SONUÇ: Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenlerle sair temyiz itirazlarının reddine, 2 nolu bentte açıklanan nedenlerle temyiz edilen kararın “Hüküm” başlıklı bölümünün 1. bendinden sonra gelmek üzere “4.028.799.230 TL asıl alacak üzerinden hesap edilecek %40 inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine) sözlerinin yazılmasına, kararın değiştirilen bu şekliyle ONANMASINA, peşin harcın onama harcından çıkartılmasına, 21.12.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi.