YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2006/12825
KARAR NO : 2007/501
KARAR TARİHİ : 23.01.2007
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, 1.4.2002 tarihli sözleşme ile davalıdan bir süt soğutma makinası kiraladığını, bir aylık kira bedelini ödediğini, 1.5.2002 tarihli dilekçe ile davalıya başvurup aktin feshini istediğini, aynı gün sözleşmeyi fesh edip, tutunak başlıklı belge düzenlediklerini, buna rağmen davalının fesihten sonraki dönemin kira alacağı yönünden kendisine karşı takip başlattığını ileri sürerek borçsuzluğun tespitine %40 tazminatın tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı, fesihten sonrada davacının makinayı kullandığını, fesihnamede tarih bulunmadığını, savunarak davanın reddine dilemiştir.
Mahkemece, davacının fesih talebini içeren 1.5.2002 tarihli dilekçesinin aynı tarihte ilçe kaymakamı tarafından havale edildiği, fesihnameye tarih atılmamasının davalıdan kaynaklandığı, aksinin düşünülmesinin hayatın olağan akışına ters düştüğü gerekçe gösterilerek davanın kabulüne %40 tazminatın tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı tarafınadan temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-İİK’nun 72/5 maddesi hükmünce menfi tespit davası borçlu lehine hükme bağlanırsa, borçluyu menfi tespit davası açmaya zorlayan takibin haksız ve kötü niyetli olduğunun anlaşılması durumunda talep üzerine borçlunun dava sebebiyle uğradığı zararın, alacaklıdan tahsiline karar verilir. Somut
olayda davalının yaptığı icra takibinde kötü niyetli olduğu ispat edilememiştir. Hal böyle olunca davacının tazminat talebinin reddine karar verilmesi gerekir. Mahkemenin bu yönü gözardı ederek yazılı şekilde hüküm kurması, usul ve yasıya aykırı olup, bozmayı gerektirir. Ne var ki bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün düzeltilerek onanması HUMK 438/7 maddesi hükmü gereğidir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte acıklanan nedenlerle davalının diğer temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte belirtilen nedenle temiyiz olunan kararın hüküm fıkrısının (2) numaralı bendinin hükmünden tamemen çıkarılmasına, hükmün düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, 23.1.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.