Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2006/10446 E. 2006/13909 K. 30.10.2006 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2006/10446
KARAR NO : 2006/13909
KARAR TARİHİ : 30.10.2006

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR

Davacı, 9.12.1981 tarihinde haricen düzenlenen sözleşme ile davalıya ait taşınmazı satın aldığını, tapuda tescilin ise yapılamadığını, taşınmazın kamulaştırılması üzerine davalıya 29.12.2004 tarihinde 45.626.500.000 TL ödendiğini ileri sürerek, sebebsiz zenginleşmesi nedeniyle şimdilik 10.000.000.000 TL’nın yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı, arsayı satan kişinin kendisi olmadığını savunarak, davanın gerek husumet gerekse esastan reddini dilemiştir.
Mahkemece, sözleşmede satıcının davalı değil, dava dışı … … olduğu, arsa bedelinin davalıya ödendiği konusunda bir kayıt bulunmakta ise de, satış bedelinin sözleşmenin taraflarının dışında bir kişiye ödenmiş olmasının, husumetin bu kişiye yöneltilmesini gerektirmediği, davanın ancak satıcı … …’e karşı açılabileceği belirtilerek, davanın husumet nedeniyle reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Davaya konu olan 9.12.1981 tarihli haricen düzenlenen taşınmaz satım sözleşmesinde, alıcının …, satıcının … olduğu belirtilmişse de, “Arsanın bedeli olan parayı …’den aldık.” ve “Arsanın ifrazı yapılınca tapusu verilecektir.” Açıklamaları altında davalı … …’in imzası bulunmakta olup, belgeye davalı tarafından bu anlamda karşı konulmamıştır. Öte yandan dosyada mevcut olan kamulaştırma bedelinin artırılmasına ilişkin ilamdan anlaşıldığı gibi tapu kaydının, bedel artırımı davasını açan davalı … adına olduğu da gözetildiğinde, davalının sözleşmenin tarafı olduğunun ve kendisine karşı husumet yöneltilebileceğinin kabulü gerekir. O halde mahkemece işin esasına girilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde husumet nedeniyle davanın reddine karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan temyiz edilen hükmün temyiz eden davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 30.10.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi.