Yargıtay Kararı 13. Ceza Dairesi 2020/5579 E. 2020/5234 K. 09.06.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2020/5579
KARAR NO : 2020/5234
KARAR TARİHİ : 09.06.2020

KANUN YARARINA BOZMA
Nitelikli hırsızlığa teşebbüs ve mala zarar verme suçlarından sanık …’ın, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 142/1-b, 143, 35, 152/1-a ve 62. (2 kez) maddeleri gereğince 6 ay 7 gün hapis ve 10 ay hapis cezaları ile cezalandırılmasına, cezalarının anılan Kanun’un 51/1. maddesi gereğince ertelenmesine dair Ümraniye 4. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 17/11/2009 tarihli ve 2008/1392 esas, 2019/1230 sayılı kararına karşı, Adalet Bakanlığı’nın 20/02/2020 gün ve 94660652-105-34-12116-2019-Kyb sayılı yazısı ile Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 28/02/2020 gün ve 2020/27517 sayılı ihbarnamesiyle Dairemize gönderildiği,
MEZKUR İHBARNAMEDE;
Ümraniye 4. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 17/11/2009 tarihli kararının 27/01/2010 tarihinde kesinleşmesini müteakip, sanığın denetim süresi içerisinde 12/07/2010 tarihinde hırsızlık suçunu işlediğinden bahisle ihbarda bulunulması üzerine, dosyanın yeniden ele alınarak, hapis cezalarının aynen infazına dair İstanbul Anadolu 26. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 14/02/2014 tarihli ve 2008/1392 esas, 2009/1230 sayılı ek kararının, Ümraniye 4. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 17/11/2009 tarihli kararının kanun yararına bozma yoluyla bozulması halinde infaz kabiliyetinin bulunmayacağı değerlendirilerek yapılan incelemede;
Sanığın olay tarihinde vergi dairesinin bahçesinde vergi borcundan dolayı haciz edilen ve el konulan aracının sol arka sürgü camını kırarak ve aracın kapısını zorlayarak aracın içine girmeye çalıştığı sırada, olay yerinde bulunan güvenlik görevlisinin durumu polise bildirmesi üzerine sanığın yakalanması şeklinde gerçekleşen somut olayda, Mahkemesince yapılan yargılama neticesinde sanığın nitelikli hırsızlığa teşebbüs ve mala zarar verme suçlarından mahkumiyetine karar verilmiş ise de; benzer bir olay sebebiyle Yargıtay 5. Ceza Dairesi’nin 22/09/2014 tarihli ve 2013/1869 esas, 2014/8800 karar sayılı ilamında yer alan “…Muhafaza işlemi yapılmakta olan eşyaya zarar verilmesi biçiminde gerçekleşen eylemde eşyanın kamu malı niteliğinde bulunmaması, bir başka anlatımla borçluya ait olma vasfını sürdürmesi,….” şeklindeki açıklamalar da nazara alındığında, olaya konu aracın muhafaza edilmesi amacıyla vergi dairesinin bahçesinde bulunduğu, aracın muhafaza edilmiş olmasının aracı kamu malı statüsüne dönüştürmeyeceği cihetle, sanığın beraatine karar verilmesi gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesinde,
Kabule göre de;
Benzer bir olay sebebiyle Yargıtay 13. Ceza Dairesi’nin 08/02/2018 tarihli ve 2018/775 esas, 2018/1517 karar sayılı ilamında yer alan “… aracın sol ön kapı kelebek camını kırarak aracı düz kontak yapmaya çalışırken ihbar üzerine kolluk görevlilerince yakalandığı şeklinde gerçekleşen olayda; sanığın hırsızlık suçunun yanında mala zarar verme suçundan da mahkumiyetine karar verilmiş ise de; hırsızlık suçunun konusunu çalınmak istenen aracın kendisinin oluşturması durumunda, malın çalınması sırasında araca verilen zarardan dolayı ayrıca mala zarar verme suçundan ceza verilemeyeceği, bu nedenle sanığın suça konu aracı çalmak amacıyla araca zarar vermesi eyleminin suç oluşturmayacağı gözetilmeden yazılı şekilde mala zarar verme suçundan mahkumiyetine karar verilmesi nedeniyle kanun yararına bozma istemi yerinde görüldüğünden…” şeklindeki açıklamalar nazara alındığında, hırsızlık suçunun konusunu oluşturan mala zarar verme eyleminin bir bütün olarak hırsızlık suçu kapsamında kalacağı, aracın çalınması sırasında veya sonrasında verilen zararlardan dolayı ayrıca mala zarar verme suçunun oluşmayacağı gözetilmeden, yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmediğinden anılan kararın bozulması gerektiğinin ihbar olunduğu anlaşılmıştır.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
Sanık hakkında denetim süresi içerisinde işlediği ihbara konu İstanbul Anadolu 33. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 21/11/2013 tarihli ve 2010/536 esas 2013/737 sayılı kararındaki mahkumiyetin, 5237 sayılı TCK’nın 141/1. maddesinde düzenlenen hırsızlık suçuna ilişkin olması ve hükümden sonra 02/12/2016 tarihinde 29906 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6763 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 34. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK’nın 253. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendine eklenen alt bendler arasında yer alan ve 5237 sayılı TCK’nın 141. maddesinde tanımı yapılan hırsızlık suçunun da uzlaşma kapsamına alındığının anlaşılması karşısında; 5237 sayılı TCK’nın 7/2. maddesi uyarınca; ”Suçun işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanun ile sonradan yürürlüğe giren kanunların hükümleri farklı ise, failin lehine olan kanun uygulanır ve infaz olunur.” hükmü de gözetilerek 6763 sayılı Kanun’un 35. maddesi ile değişik CMK’nın 254. maddesi uyarınca aynı kanunun 253. maddesinde belirtilen esas ve usule göre uzlaştırma işlemleri yerine getirildikten sonra sonucuna göre dosyanın yeniden tartışılması gerektiğinin gözetilmemesi hususu da belirlenmiş olup, bu yönden de kanun yararına bozma isteminde bulunulup bulunulmayacağının takdiri için dosyanın Adalet Bakanlığı’na sunulmak üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na TEVDİİNE, 09/06/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.