Yargıtay Kararı 13. Ceza Dairesi 2020/5107 E. 2020/9709 K. 20.10.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2020/5107
KARAR NO : 2020/9709
KARAR TARİHİ : 20.10.2020

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Hırsızlık
HÜKÜM : Mahkumiyet

Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:
Suça sürüklenen çocuğun hükmün açıklandığı 10.11.2015 tarihinde 18 yaşından küçük olduğu ve gerekçeli kararın müdafiine tebliği üzerine müdafiinin hükmü süresinde temyiz ettiğinin anlaşılması karşısında yapılan incelemede;
Her ne kadar mahkemece 5237 sayılı TCK’nın 141, 143, 35/1 ve 31/2. maddeleri uyarınca hüküm kurulmuş ise de, somut olayda uygulanması gereken kanun maddelerinin 142/1-e, 143, 35/2 ve 31/3. maddeleri olduğu; Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 11.12.2012 tarih, 2012/1247 Esas ve 2012/1842 Karar sayılı içtihadında belirtildiği üzere; 5237 sayılı TCK’nın 142/1-e ve 143. maddelerinde düzenlenen hırsızlık suçunun gece vakti işlenmesinin, suçun daha ağır ceza verilmesini gerektiren nitelikli hali olması nedeniyle aynı Kanun’un 66/3. maddesi uyarınca dava zamanaşımı sürelerinin hesabında dikkate alınması gerektiği de gözetildiğinde, suç tarihi itibariyle suça sürüklenen çocuk hakkında zamanaşımı süresinin dolmadığı kabul edilerek yapılan incelemede;
1-Suça sürüklenen çocuk hakkında yapılan yargılama sonucunda atılı suçtan hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verildiği, kararın kesinleşmesinden sonra suça sürüklenen çocuğun denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işlemesi nedeniyle hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı kaldırılarak, hükmün açıklanmasına karar verildiği, suça sürüklenen çocuğun denetim süresi içinde işlediği Niğde 5. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 30.06.2015 tarih ve 2015/385-752 E.-K. sayılı ilamı ile beraatine ilişkin 5237 sayılı TCK’nın 106/1. maddesinin ilk cümlesinde tanımı yapılan “vücut bütünlüğüne yönelik tehdit” suçunun hükümden sonra 02.12.2016 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanun’un 34. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK’nın 253. maddesi uyarınca uzlaşma kapsamında kalması, yine 5271 sayılı CMK’nın 253. maddesinin 3. fıkrasının 2. cümlesi gözetilerek tehdit suçu ile birlikte işlenen TCK’nın 86/2. maddesinde düzenlenen “kasten yaralama” suçu yönünden de 5237 sayılı TCK’nın 7/2. maddesi uyarınca; “suçun işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanun ile sonradan yürürlüğe giren kanunların hükümleri farklı ise failin lehine olan kanun uygulanır ve infaz olunur” hükmü uyarınca 6763 sayılı Kanunun 35. maddesi ile değişik CMK’nın 254. maddesi uyarınca aynı Kanunun 253. maddesinde belirtilen esas ve usule göre uzlaştırma işleminin yapılması için dosyanın yeniden değerlendirilmesi lüzumu karşısında, ihbara konu suça ilişkin belirtilen işlemlerin akıbetinin mahkemesinden sorulup sonucuna göre hükmün açıklanıp açıklanamayacağının tartışılması zorunluluğu,
2-Yargıtay incelemesine tabi olan ve kesinleşmesi halinde infaza verilecek hükmün, açıklanan hüküm olması karşısında; 5271 sayılı CMK’nın 230 ve 223. maddeleri gereğince kararın dayandığı tüm kanıtların, bu kanıtlara göre ulaşılan sonuçların, iddia, savunma, tanık anlatımları ve dosyadaki diğer belgelere ilişkin değerlendirmeler ile suça sürüklenen çocuğun eyleminin ve yüklenen suçun unsurlarının nelerden ibaret olduğunun, hangi gerekçe ile hangi delillere üstünlük tanındığının açık olarak gerekçeye yansıtılması ve bu şekilde cezanın şahsileştirilmesi gerekirken, açıklanan ilkelere uyulmadan önceki karara yollama yapılmak suretiyle Anayasa’nın 141/3 ve 5271 sayılı CMK’nın 34, 230, 232, ve 289/1-g (1412 sayılı CMUK’un 308/7) maddelerine aykırı davranılarak hükmün gerekçesiz bırakılması,
3-Aynı zamanda hükmün de açıklandığı 10.11.2015 tarihli son oturumda 18 yaşından küçük olan suça sürüklenen çocuğun savunmasının istemi aranmaksızın müdafii huzurunda alınması gerektiği gözetilmeden hükümlülüğüne karar verilmesi suretiyle 5271 sayılı CMK’nın 150/2 ve 289/1-h maddelerine aykırı davranılarak savunma hakkının kısıtlanması,
4-Dairemizin tevdii kararı sonrasında gönderilen Niğde 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 25.09.2014 tarih ve 2014/62-358 E.-K. sayılı dosyasında yer alan evrakların onaysız fotokopi şeklinde olduğu anlaşıldığından, 5271 sayılı CMK’nın 169. maddesine aykırı davranılması,
Kabule göre de;
5-Suça sürüklenen çocuğun, katılana ait inşaat alanında bulunan inşaat malzemelerini çalmaya teşebbüs etmesi şeklindeki eyleminin 5237 sayılı TCK’nın 142/1-e maddesinde yazılı suça uyduğu gözetilmeden, aynı Kanunun 141. maddesi ile hüküm kurulması,
6-Suç tarihi itibariyle 15-18 yaş aralığında bulunan suça sürüklenen çocuğun cezasından yaş küçüklüğü nedeniyle indirim yapıldığı sırada, TCK’nın 31/3. maddesi yerine 31/2. maddesi ile uygulama yapılması,
7-Suç tarihinin 6545 sayılı Kanunun yürürlük tarihi olan 28.06.2014 tarihinden önceki bir tarih olan 24.01.2014 tarihi olduğu ve suç tarihi itibariyle suça sürüklenen çocuğun daha lehine olan 6545 sayılı Kanun’un 63. maddesi ile değişiklik yapılmadan önceki haline göre 5237 sayılı TCK’nın 143. maddesindeki artırım oranı en fazla 1/3 olduğu halde, hüküm fıkrasında bu oranın da üstünde bir oran olan 1/2 oranında artırım yapıldığının yazılması,
8-Daha önceki 25.09.2014 tarihli hükümde 5237 sayılı TCK’nın 143. maddesi uygulanırken 1/6 oranında artırım yapıldığı ve TCK’nın 31/3. maddesinin uygulandığı, suça sürüklenen çocuğun deneme süresi içerisinde yeniden suç işlemesi nedeniyle açıklanması geri bırakılan hükmün 10.11.2015 tarihli karar ile açıklandığı, ancak 25.09.2014 tarihli hükmün aynen açıklanmasına karar verilmesi gerekirken, suça sürüklenen çocuk hakkında TCK’nın 143. maddesi uygulanırken hüküm fıkrasına bu sefer 1/2 oranında artırım yapıldığının yazılması ile TCK’nın 31/2. maddesinin uygulanması suretiyle 5271 sayılı CMK’nın 231/11. maddesine muhalefet edilmesi,
9-Suça sürüklenen çocuk hakkında TCK’nın 141. maddesi gereğince 1 yıl olarak tayin edilen temel cezadan TCK’nın 143. maddesi gereğince 1/2 oranında artırım yapıldığı sırada 1 yıl 6 ay yerine hesap hatası sonucu 1 yıl 2 ay hapis cezasına hükmedilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, o yer Cumhuriyet Savcısı ile suça sürüklenen çocuk … müdafiinin temyiz istemleri bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenlerle tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA, 20.10.2020 gününde oy birliğiyle karar verildi.