Yargıtay Kararı 13. Ceza Dairesi 2020/1654 E. 2020/2278 K. 19.02.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2020/1654
KARAR NO : 2020/2278
KARAR TARİHİ : 19.02.2020

İTİRAZ
Hırsızlık suçundan sanık … hakkında yapılan duruşma sonunda; mahkumiyetine ilişkin Karşıyaka 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 13/07/2015 gün ve 2013/454 E. 2015/495 K. sayılı hükmün sanık tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 08/01/2020 gün ve 2019/8950 Esas, 2020/381 Karar sayılı ilamı ile oybirliği ile onanması yolundaki kararına karşı, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 22.01.2020 tarih ve 2–2015/371679 sayılı yazısı ile, “Sanık …’nin savunmasının aksine atılı suçu işlediğinin kuşkudan uzak ve kesin delillerle tespiti için; adına kayıtlı benka hesabı üzerinde, alınan veya gönderilen havale işlemleri, yapılan alışveriş ve ödemeler esas alınarak bilirkişi incelemesi yaptırılıp, hesabın kimin tarafından kullanıldığı kesin olarak tespit edilerek, gerekirse kontür yüklenen GSM hattının kime ait olduğu belirlenerek ve sanığın Gaziosmanpaşa Cumhuriyet Başsavcılığına yaptığını bildirdiği suç duyurusunun akibeti araştırılarak sonucuna göre hukuki durumunun tespiti gerektiğinin gözetilmemesi ve soruşturma evresinde müştekinin hesabına yapılan bu havale işlemi de araştırılarak sanık tarafından gerçekleştirilmiş ise soruşturma evresinde gerçekleşen kısmi iade nedeniyle müştekinin rızası sorularak, rıza göstermesi halinde, TCK’nın 168/4.maddesi yollamasıyla aynı Yasanın 168/1. maddesinin uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi hususların hükmün bozulması gerektiği düşünüldüğünden itiraz yasa yoluna başvurulduğu” belirtilerek Dairemiz kararının bozulması şeklinde karar verilmek üzere itiraz ile dosya Daireye gönderilmekle okunarak gereği görüşülüp düşünüldü:

TÜRK MİLLETİ ADINA

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 22.01.2020 tarih ve 2–2015/371679 sayılı itiraz istemi yerinde görülmüş olduğundan Dairemizin sanık … yönünden verilen onama kararı kaldırılarak yeniden yapılan incelemede;
Sair temyiz itirazlarının reddi ile;
1-Köntür yüklemesi yapılan cep telefonunun kime ait olduğuna dair yapılan araştırmada; ilgili GSM şirketi cevabi yazısında, ilgli bankadan IP adres numaraları ile Trans ID numarasının tesipiti gerektiğini bildirmiş, İş Bankası Genel Müdürlüğü ise verdiği cevapta kart numarasının açık olarak bildirilmesi halinde işlem yapılabileceğini bildirmiş ancak, telefon hattının kime ait olduğuna dair araştırma sonuçlandırılmadığının gözetilmemesi;
2-Sanık … önceki savunmasıyla benzer ve uyumlu olan sorgusunda; “Ben suçlamayı kabul etmiyorum, müştekinin hesabına bilişim sistemleri yani internet aracılığıyla ulaşmadım kendi hesabımada para aktarmadım ancak benim daha önce resmi nikahlı olarak evlediğim ancak daha sonra boşandığım … bana aldığı bir krediyi ödeyemediğini bu sebeble kendisi adına gönderilen paraların kendisine ulaşmayacağını, bu konuda ona yardımcı olmamı, bankada bir hesap açtırıp bankamatik kartını ona vermemi söyledi bende Adana iş bankası şubesinde hesap açtırdım, bankamatik kartı aldım, kartı şifresi ile birlikte …’a teslim ettim, ben bu hesabı kendi adıma hiç bir şekilde para gelmesi ve sair işlemlerde kullanmadım, …’ın bu hesabı ne işlerde kullandığını bilmiyorum, gelen parayıda ben çekmedim, …çekmiştir, bana gönderildiği söylenen 3450 TL paradan haberdar değilim, suçsuzum beraatimi isterim” şeklindeki beyanı karşısında sanık …’nın havale yapılan hesabına ait hesap hareketleri ilgili bankadan istenmiş ancak CD ortamında gönderildiği bildirilen dökümanın tamamı yazılı hale getirilmemiştir. Sanığın temyiz dilekçesine eklediği ancak tamamı okunaklı olmayan hesap detaylarına göre, havale yapıldıktan sonra hesaptan para çekme ve alışveriş işlemleri yapılmıştır.Sanık …’nın savunmasının aksine atılı suçu işlediğinin kuşkudan uzak ve kesin delillerle tespiti için; adına kayıtlı benka hesabı üzerinde, alınan veya gönderilen havale işlemleri, yapılan alışveriş ve ödemeler esas alınarak bilirkişi incelemesi yaptırılıp, hesabın kimin tarafından kullanıldığı kesin olarak tespit edilerek, gerekirse kontür yüklenen GSM hattının kime ait olduğu belirlenerek ve sanığın Sanık soruşturma evresindeki 12/12/2012 tarihli ifadesinde belirttiği Gaziosmanpaşa Cumhuriyet Başsavcılığına yaptığını bildirdiği suç duyurusunun akibeti araştırılarak sonucuna göre hukuki durumunun tespiti gerekirken eksik araştırma ile yazılı şekilde karar verilmesi,
Kabule göre;
3- Müşteki …, kovuşturma evresinde verdiği 22/09/2011 havale tarihli dilekçesinde …’nın hesabından kendi hesabına 1.197,94 TL’nın havale edildiğini ve parayı çektiğini bildirdiği ve mahkemedeki ifadesinde de bu hususu doğruladığı ancak iadenin bizzat sanık tarafından mı yapıldığı yoksa hesaba tedbir konması sonucu ilgili banka tarafındanmı gerçekleştiği dosya kapsamından anlaşılmadığından sözkonusu havale araştırılarak sanık tarafından gerçekleştirilmiş ise soruşturma evresinde gerçekleşen kısmi iade nedeniyle müştekinin rızası sorularak, rıza göstermesi halinde, TCK’nın 168/4. maddesi yollamasıyla aynı Yasanın 168/1. maddesinin uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi usul ve yasaya aykırı olmakla,
Bozmayı gerektirmiş, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın itirazı bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün açıklanan nedenle 1412 sayılı CMUK’nun 321. maddesi uyarınca, tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA, 19/02/2020 gününde oy birliğiyle karar verildi.