Yargıtay Kararı 13. Ceza Dairesi 2020/1456 E. 2020/11697 K. 23.11.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2020/1456
KARAR NO : 2020/11697
KARAR TARİHİ : 23.11.2020

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Karşılıksız Yararlanma
HÜKÜM : Temyiz isteminin reddi

Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:
Her ne kadar 6723 sayılı Kanun ile değişik 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca, bölge adliye mahkemelerinin faaliyete geçtiği 20.07.2016 tarihinden önce ilk derece mahkemelerinden verilen kararlar hakkında, kesinleşinceye kadar 1412 sayılı CMUK’un 305 ile 326. maddelerindeki temyiz hükümlerinin uygulanması gerektiği, anılan Kanunun 310. maddesi uyarınca bir haftalık temyiz süresinin geçerli olduğu anlaşılmakta ise de, 05.08.2017 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 7035 sayılı Kanunun 21. maddesi ile 5271 sayılı CMK’nın 291. maddesinin 1. fıkrasında düzenlenen ve bölge adliye mahkemelerinin kararlarına karşı yedi (7) gün olarak öngörülen temyiz süresinin on beş (15) gün olarak değiştirildiği, 5271 sayılı CMK’ya eklenen geçici 1. madde hükmüne göre de, 05.08.2017 ve sonrasında verilen (ilk derece ve istinaf ayırımı yapılmaksızın bütün) kararlar hakkında yeni temyiz sürelerinin uygulanması gerektiğinin belirtildiği, ceza muhakemesinde “Derhal Yürürlük İlkesi” nin geçerli olduğu, bu ilke uyarınca değişiklik aleyhe olsa bile yürürlüğe girdiği günden itibaren bütün vakıalarda uygulanması gerektiği, kaldı ki değişikliğin sanık lehine bir değişiklik olduğu, esasen yürürlükten kaldırılmakla birlikte 5320 sayılı Kanun’un 8. maddesi dolayısıyla bir kısım kararlar yönünden yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK’un 310. maddesi hükmünün bu değişiklikler karşısında “zımnen ilga” edildiğinin kabul edilmesi gerektiği düşüncelerinden hareketle temyiz süresinin on beş (15) gün olduğunun belirlendiği,
Nihayet, tereddütleri ortadan kaldırmak amacıyla 7035 sayılı Kanunla eklenen geçici birinci maddesiyle; 5271 sayılı CMK’nın 291. maddesinde yapılan değişiklikler “bu Kanun’un (7035) yürürlüğe girdiği tarihte ve sonrasında verilen kararlar hakkında uygulanır” denilmek suretiyle doğrudan ya da istinaf sonrası ayrımı yapmaksızın bütün kararların yeni temyiz süresine, yani on beş (15) günlük temyiz süresine tabi olduğunun açıkça vurgulanması karşısında; 22/07/2019 tarihinde tebliğ edilen 06/05/2019 gün ve 2018/1150 E. 2019/512 K. sayılı asıl hükmü 14. gün olan 05.08.2019 tarihinde temyiz eden katılan vekilinin temyiz isteminin süresinde olduğu kabul edilerek yapılan incelemede;

Katılan vekilinin temyiz dilekçesini 15 günlük süre içerisinde verdiğinin anlaşılması karşısında, 16.07.2019 gün ve 2018/1150 E. 2019/512 K. sayılı ek kararın kaldırılarak yapılan temyiz incelemesinde;
5237 Sayılı TCK’nın 168/5.maddesi ve 6352 Sayılı Yasanın 103.maddesi ile 5352 Sayılı Adli Sicil Kanunu’nun 6.maddesine eklenen 2.fıkrası uyarınca adli sicilde bunlara mahsus sisteme kaydı işlemlerinin mahkemesince yerine getirilmesinde zorunluluk bulunmasına rağmen bu konuda karar verilmemesi,
Bozmayı gerektirmiş, katılan vekilinin temyiz itirazı bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle tebliğnameye aykırı olarak BOZULMASINA, bozma nedeni yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi aracılığıyla 1412 sayılı CMUK’nun 322.maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, ”karar kesinleştiğinde bir suretinin Adli Sicil Kanunu’nun 6/2.maddesi uyarınca mahsus siciline kaydı için Adalet Bakanlığı Adli Sicil ve İstatistik Genel Müdürlüğü’ne gönderilmesi” cümlesinin eklenmesi suretiyle diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 23.11.2020 tarihinde oybirliği ile karar verildi.