Yargıtay Kararı 13. Ceza Dairesi 2019/878 E. 2019/11628 K. 02.07.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2019/878
KARAR NO : 2019/11628
KARAR TARİHİ : 02.07.2019

MAHKEMESİ :Çocuk Mahkemesi
SUÇLAR : Hırsızlık, konut dokunulmazlığının ihlali
HÜKÜMLER : Mahkumiyet

Mahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:
10.09.2013 tarihli hükmün açıklanması için ihbara konu kesin nitelikteki mala zarar verme suçu ile birlikte işlenen suçların kesinleşmesinin gerekmediği, öte yandan UYAP üzerinden yapılan incelemede ihbara konu suça ilişkin hükmün temyizi üzerine Dairemizin 25.09.2017 tarih ve 2016/1151-2017/9439 E.-K. sayılı ilamı ile hırsızlık ve işyeri dokunulmazlığının ihlali suçlarından verilen mahkumiyet kararlarının da onanarak kesinleştiğinin anlaşılması karşısında, tebliğnamedeki bozma isteyen (1) numaralı görüşe iştirak edilmemiştir.
I-Suça sürüklenen çocuk … hakkında kurulan hükümlere yönelik temyiz istemlerinin incelenmesinde;
20.02.2012 tarihli eylem saatinin belirsiz olduğu, 21.02.2012 tarihli eylem saatinin ise müştekinin hazırlık ifadesine göre 18:40 sıraları olduğu, 21.02.2012 tarihinde Osmangazi İlçesinde güneşin 17:49’da battığı ve 5237 sayılı TCK’nın 6/1-e maddesi gereğince gecenin 18:49’da başladığının anlaşılması karşısında, eylemin gece sayılan zaman diliminde işlendiği kesin olarak tespit edilemediğinden, hükmolunan cezalardan 5237 sayılı TCK’nın 143. ve 116/4. maddeleri uyarınca artırım yapılamayacağı kabul edilerek, yapılan incelemede:
Suça sürüklenen çocuğun eylemlerine uyan TCK’nın 142/1-b, 43/1; 116/1, 119/1-c, 43/1 ve 31/2 maddesinde tanımlanan suçlar, aynı Kanunun 66/1-e, 66/2 ve 67/4. maddelerinde öngörülen 6 yıllık zamanaşımına bağlı olup, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair ilk kararın kesinleştiği 18.09.2013 tarihi ile hükmün açıklanmasına sebep olan ikinci suçun işlendiği 31.12.2013 tarihleri arasında dava zamanaşımının durduğu da nazara alınarak suç tarihi olan 21.02.2012 tarihinden incelemenin yapıldığı tarihe kadar bu sürenin geçmiş bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, suça sürüklenen çocuk … ve müdafiinin temyiz istemleri bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin açıklanan nedenle tebliğnameye aykırı olarak BOZULMASINA, bozma nedeni yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı yasanın 8/1. maddesi aracılığıyla 1412 sayılı CMUK’nın 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, 5271 sayılı CMK’nın 223/8. maddesi uyarınca suça sürüklenen çocuk hakkında açılan kamu davalarının zamanaşımı nedeniyle DÜŞMESİNE,
II-Suça sürüklenen çocuk … hakkında kurulan hükümlere yönelik temyiz isteminin incelenmesine gelince;
1-Yargıtay incelemesine tabi olan ve kesinleşmesi halinde infaza verilecek hükmün, açıklanan hüküm olması karşısında; 5271 sayılı CMK’nın 230 ve 223. maddeleri gereğince kararın dayandığı tüm kanıtların, bu kanıtlara göre ulaşılan sonuçların, iddia, savunma, tanık anlatımları ve dosyadaki diğer belgelere ilişkin değerlendirmeler ile suça sürüklenen çocuğun eyleminin ve yüklenen suçların unsurlarının nelerden ibaret olduğunun, hangi gerekçe ile hangi delillere üstünlük tanındığının açık olarak gerekçeye yansıtılması ve bu şekilde cezanın şahsileştirilmesi gerekirken, açıklanan ilkelere uyulmadan önceki karara yollama yapılmak suretiyle Anayasa’nın 141/3 ve 5271 sayılı CMK’nın 34, 230, 232, ve 289/1-g (1412 sayılı CMUK’un 308/7) maddelerine aykırı davranılarak hükmün gerekçesiz bırakılması,
Kabule göre de;
2-20.02.2012 tarihinde, müştekiye ait evin çatı katından bir adet kaynak makinesi, 50 metre ara kablosu ile bir adet spiralin çalındığı, 21.02.2012 tarihinde de bir adet hiltinin çalınmaya teşebbüs edildiği, suça sürüklenen çocuğun aşamalarda alınan savunmasının içeriğine göre 21.02.2012 tarihli eyleme ilişkin olarak savunması alınmadan karar verilmesi suretiyle 5271 sayılı CMK’nın 147 ve 191. maddelerine aykırı hareket edilmesi,
3-Müştekinin 21.02.2012 tarihinde ikamet kapısını açtığında 4-5 çocuğun ellerinde kendisine ait hilti makinesi ile kaçtıklarını gördüğü ve cezai sorumluluğu olmayan temyiz dışı suça sürüklenen çocuk …’ı apartman kapısından çıktığı sırada elinde hilti ile birlikte yakaladığının anlaşılması karşısında, müştekiden 21.02.2012 tarihinde gördüğü çocuklar arasında suça sürüklenen çocuk …’ın da olup olmadığı sorulmadan eksik kovuşturma sonucu karar verilmesi,
4-20.02.2012 tarihli eylem saatinin belirsiz olduğu, 21.02.2012 tarihli eylem saatinin ise müştekinin hazırlık ifadesine göre 18:40 sıraları olduğu, 21.02.2012 tarihinde Osmangazi İlçesinde güneşin 17:49’da battığı ve 5237 sayılı TCK’nın 6/1-e maddesi gereğince gecenin 18:49’da başladığının anlaşılması karşısında, eylemin gece sayılan zaman diliminde işlendiği kesin olarak tespit edilemediğinden, hükmolunan cezalardan TCK’nın 143. ve 116/4. maddeleri uyarınca artırım yapılamayacağı gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi,
5-Suça sürüklenen çocuğun 21.02.2012 tarihli eyleme ilişkin olarak savunması alınarak, hakkında TCK’nın 43. maddesinin tartışılması gerektiği düşünülmeden sadece tek bir eyleme ilişkin hüküm kurulması,
6-Cezai sorumluluğu olmayan temyiz dışı suça sürüklenen çocuk …’ın yakalandığında, 20.02.2012 tarihinde çalınan bir adet kaynak makinesinin bulunduğu yeri söyleyerek kısmi iadeyi sağladığının anlaşılması karşısında, müştekiden soruşturma aşamasında gerçekleşen kısmi iade nedeniyle suça sürüklenen çocuk hakkında etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanmasına rızasının bulunup bulunmadığı sorularak, sonucuna göre TCK’nın 168/1. maddesinin uygulanıp uygulanmayacağının değerlendirilmesi gerektiğinin düşünülmemesi,
7-Suç tarihi itibariyle 15-18 yaş aralığında bulunan suça sürüklenen çocuk hakkında TCK’nın 31/3. maddesi yerine 31/2. maddesi ile uygulama yapılması suretiyle eksik ceza tayini,
Bozmayı gerektirmiş, suça sürüklenen çocuk …’ın temyiz istemi bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin açıklanan nedenlerle tebliğnameye aykırı olarak BOZULMASINA, 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi aracılığı ile 1412 sayılı CMUK’un 326/son maddesi uyarınca suça sürüklenen çocuğun kazanılmış hakkının korunmasına, 02.07.2019 gününde oy birliğiyle karar verildi.