YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2019/5833
KARAR NO : 2019/17606
KARAR TARİHİ : 03.12.2019
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Hırsızlık, mala zarar verme
HÜKÜMLER : Mahkumiyet
Mahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:
5237 sayılı TCK’nın 53. maddesinin bazı bölümlerinin iptaline ilişkin Anayasa Mahkemesi’nin 24/11/2015 tarihinde yürürlüğe giren 08/10/2015 gün ve 2014/140 esas, 2015/85 sayılı kararı da nazara alınarak bu maddede öngörülen hak yoksunluklarının uygulanmasının infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüştür.
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; suçların sanık tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz itirazları da yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1-Sanığın atılı suçu işlediğini kabul ederek, pişman olduğunu ve müştekinin zararını karşılamak istediğini söylediği, müştekinin de kovuşturma aşamasında alınan 19.12.2013 tarihli beyanında, kendisine ödeme yapılmadığını ve zararının karşılanamadığını beyan ettiğini, sanık müdafiinin 10.07.2015 tarihli beyanında zararı karşılamaya hazır olduklarını ancak müştekinin art niyetli ve haksız çıkar peşinde olduğundan zararını olduğundan daha fazla çıkarmakta olduğunu beyan ettiği anlaşılması karşısında, müştekinin olay nedeniyle uğradığı zarar miktarının tespitinden sonra, sanığa makul bir süre verilmesi, bu zarar miktarını müştekiye ödenmek üzere depo ettirilmesi imkanı tanındıktan ve zararın hangi aşamada karşılanmak istediği müştekiden de ayrıca sorularak kesin olarak tespit edildikten sonra sonucuna göre sanık hakkında TCK’nın 168/1 veya 168/2. maddesinin uygulanma şartlarının tartışılması gerektiği düşünülmeden, eksik kovuşturma sonucu yazılı şekilde karar verilmesi,
2-TCK’nın 61. maddesi uyarınca temel ceza belirlenirken; suç konusunun önem ve değeri, sanığın kastının ağırlığı, güttüğü amaç ve saik, suçun işleniş şekli dikkate alınarak asgari hadden uzaklaşılarak uygulama yapılması gerekirken, yetersiz ve oluşa uygun düşmeyen gerekçe ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz istemi bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin açıklanan nedenle tebliğnameye kısmen uygun kısmen aykırı olarak BOZULMASINA, CMUK’un 326/son maddesi gereğince sanığın kazanılmış hakkının korunmasına, 03/12/2019 tarihinde oy birliği ile karar verildi.