Yargıtay Kararı 13. Ceza Dairesi 2019/1788 E. 2019/6605 K. 16.04.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2019/1788
KARAR NO : 2019/6605
KARAR TARİHİ : 16.04.2019

KANUN YARARINA BOZMA
Mühür altına alınan eşya hakkında hırsızlık suçundan sanık …’in, 765 sayılı Türk Ceza Kanunun 492/2 ve 522/1 maddeleri uyarınca 8 ay ağır hapis cezası ile cezalandırılmasına ve cezasının 647 sayılı yasanın 6. maddesi gereğince ertelenmesine dair Adana 9. Asliye Ceza Mahkemesinin 03/06/2004 tarihli ve 2000/1256 esas, 2004/928 sayılı kararının infazı sırasında, 01/06/2005 tarihinde yürürlüğe giren 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun lehe hükümlerinin uygulanması talebi üzerine, 5237 sayılı Kanun’un 66/1-e, 67/4 ve 5271 sayılı Ceza Muhakemeleri Kanunu’nun 223/8 maddeleri gereğince sanık hakkındaki kamu davasının ortadan kaldırılmasına ilişkin, aynı Mahkemenin 22/11/2017 tarihli ve 2016/999 esas, 2016/794 sayılı kararı aleyhine Yüksek Adalet Bakanlığınca verilen 17/01/2019 gün ve 94660652-105-01-16755-2018-Kyb sayılı kanun yararına bozma talebine dayanılarak dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 30/01/2019 gün ve 2019/9505 sayılı ihbarnamesiyle Dairemize gönderildiği,
MEZKUR İHBARNAMEDE;
5252 sayılı Türk Ceza Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun’un 9/4. maddesinde yer alan, “Kesin hükümle sonuçlanmış olan davalarda, sonradan yürürlüğe giren bir kanunla ilgili olarak lehe hükmün belirlenmesi ve uygulanması amacıyla yapılan yargılama bakımından dava zamanaşımına ilişkin hükümler uygulanmaz.” şeklindeki düzenleme karşısında, ilk kararın kesinleşmesinden sonra yürürlüğe giren 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu uyarınca, lehe kanun değerlendirilmesi yapılarak bir karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 223/8. maddesi uyarınca kamu davasının zamanaşımı nedeniyle düşmesine karar verilmesinde isabet görülmediğinden 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması gerektiğinin ihbar olunduğu anlaşılmıştır.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
Hükümlü … hakkında 03/06/2004 tarihinde verilen kararın kesinleşmesinden sonra yapılan yargılamalar uyarlama yargılaması niteliğinde olduğundan, 5252 sayılı Türk Ceza Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun’un “Lehe hükümlerin uygulanmasında usul” kenar başlıklı 9. maddesinin 4. fıkrasında yer alan; “Kesin hükümle sonuçlanmış olan davalarda, sonradan yürürlüğe giren bir kanunla ilgili olarak lehe hükmün belirlenmesi ve uygulanması amacıyla yapılan yargılama bakımından dava zamanaşımına ilişkin hükümler uygulanmaz.” şeklindeki düzenleme karşısında; hükümlü … hakkındaki kesinleşmiş hükümle sonuçlanmış olan davanın zamanaşımı sebebiyle ortadan kaldırılmasına karar verilemeyeceği nazara alınarak hükümlü hakkında lehe olan kanun belirlenerek bu kanuna göre hüküm kurulması gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde davanın düşürülmesine karar verilmesi nedeniyle kanun yararına bozma istemi yerinde görüldüğünden Adana 9. Asliye Ceza Mahkemesinden verilip kesinleşen 22/11/2017 tarihli ve 2016/999 esas, 2016/794 sayılı kararın 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesinin 3. fıkrası uyarınca BOZULMASINA, aynı maddenin 4. fıkra (b) bendi uyarınca sonraki işlemlerin yerel mahkemece yerine getirilmesine, dosyanın mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına İADESİNE, 16/04/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.