Yargıtay Kararı 13. Ceza Dairesi 2019/1781 E. 2019/11833 K. 03.07.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2019/1781
KARAR NO : 2019/11833
KARAR TARİHİ : 03.07.2019

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Hırsızlık, konut dokunulmazlığını ihlal, mala zarar verme
HÜKÜMLER : Mahkumiyet

Mahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:
Anayasa’nın 40/2, 5271 sayılı CMK’nın 34/2, 231/2 ve 232/6. maddeleri uyarınca, hüküm fıkrasında, başvurulacak kanun yolunun, merciinin, başvuru şekli, süresi ve bu sürenin başlangıcının açıkça gösterilmesi gerekmekte olup; dosya kapsamına göre, incelemeye konu ve sanığın yokluğunda verilmiş olan hükümde, kanun yoluna başvuru süresinin ne zaman başlayacağının ve temyiz merciinin gösterilmemesi nedeniyle ayrıca sanığın, yokluğunda verilen kararın UYAP üzerinden alınan kayda göre 01.01.1998 doğumlu olan kardeşi …’a 14.11.2013 tarihinde tebliğ edildiği anlaşılmakta ise de, Tebligat Kanunu’nun 22. maddesi gereğince sanığın kardeşinin tebliğ tarihinde on sekiz yaşından küçük ve ehliyetsiz olması nedeniyle 25.11.2013 tarihli tebliğ işleminin usulsüz olduğu anlaşılmakla, sanığın öğrenme üzerine yaptığı temyiz isteminin süresinde olduğu kabul edilerek, yapılan incelemede;
5237 sayılı TCK’nın 53. maddesinin bazı bölümlerinin iptaline ilişkin Anayasa Mahkemesi’nin 24/11/2015 tarihinde yürürlüğe giren 08/10/2015 gün ve 2014/140 esas, 2015/85 sayılı kararı da nazara alınarak bu maddede öngörülen hak yoksunluklarının uygulanmasının infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüştür.
Suçta kullanılan … plakalı aracın sanık … tarafından kiralandığı sabit olmakla birlikte, temyiz dışı sanık … ve sanık … savunmalarında aracın …’a teslim edilmek üzere kiralandığını ve ona teslim edildiğini, aracın … tarafından kullanıldığını, suçlamayla ilgileri olmadığını beyan ettikleri, aracın Zonguldak ilinde ve Düzce/Akçakoca ilçesinde işlenen başka hırsızlık suçlarında da kullanıldığının anlaşıldığı, Uyap sisteminde yapılan araştırmada yukarıda adı geçen sanıkların bahsettikleri şahıs olup olmadığı anlaşılamamakla birlikte … isimli şahsın çok sayıda hırsızlık suçuna ilişkin Yargıtay incelemesinde dosyasının bulunduğu görülmekle:
1-Suça konu … plakalı aracın karıştığı iddia edilen hırsızlık suçlarıyla ilgili olarak bir soruşturma ya da dava bulunup bulunmadığının araştırılması, soruşturma yahut dava varsa dosyalarının ilgili merciilerinden getirtilerek incelenmesi,
2-Olay günü evinin balkonunda bulunan tanık …’ın araçta gördüğü şahıslardan birinin sanık olup olmadığı hususunda tanık … sanık ile yüzleştirmesi sağlanıp, yüzleştirme mümkün değil ise sanığın teşhise elverişli fotoğrafları temin edilerek tanığa gösterilmek suretiyle beyanının alınması,
3-Sanık …’ın …’a ait olduğunu iddia ettiği cep telefonu numarasının kime ait olduğu tespit edilerek, numara sahibinin tanık olarak ifadesine başvurulması,
4-Soruşturma aşamasında tefrik kararı verilen … hakkındaki evrakın akıbetinin Cumhuriyet Başsavcılığından sorularak gerektiğinde bir örneğinin bu dosya içine alınarak incelenmesi,
5-Sanığın kullandığı anlaşılan … numaralı cep telefonunun suç tarihinde hangi baz istasyonlarından sinyal aldığı ve suçun işlendiği adresde sinyal bilgilerinin alınıp alınmadığı hususunda HTS raporlarının temin edilmesi,
6-30.11.2012 tarihli olay yeri inceleme raporunda bahsi geçen parmak izinin sanığa ait olup olmadığı araştırılması suretiyle toplanacak delillerin bir bütün halinde değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve araştırma sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması;
Kabul ve uygulamaya göre de;
7-Hırsızlık suçuna konu eşyanın önem ve değeri, meydana gelen zararın ağırlığı dikkate alınarak 5237 sayılı TCK’nın 61. maddesi uyarınca temel ceza belirlenirken alt sınırdan hüküm kurulması,
8-Konut Dokunulmazlığını ihlal suçunun birden fazla kişiyle işlendiğinin anlaşılmasına karşın 5237 sayılı TCK’nın 119/1-c maddesinin uygulanmaması,
9-5271 sayılı CMK’nın 326/2. maddesi uyarınca birlikte işlenmiş suç nedeniyle mahkum edilmiş olan sanıkların sebebiyet verdikleri yargılama giderlerinden ayrı ayrı sorumlu tutulmaları gerektiği gözetilmeyerek yargılama giderinin sanıklardan müteselsilen tahsiline karar verilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanık …’un temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin açıklanan nedenle tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA, 1412 sayılı CMUK’un 326/son maddesi uyarınca ceza süresi bakımından sanığın kazanılmış hakkının saklı tutulmasına, 03.07.2019 tarihinde oy birliği ile karar verildi.