Yargıtay Kararı 13. Ceza Dairesi 2019/1285 E. 2019/4356 K. 19.03.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2019/1285
KARAR NO : 2019/4356
KARAR TARİHİ : 19.03.2019

Konut dokunulmazlığını ihlal, nitelikli hırsızlık ve mala zarar verme suçundan sanık …’ın, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 142/2-h, 116/1, 119/1-c, 151/1, 62/1 (2 kez) ve 52. (2 kez) maddeleri gereğince 4 yıl 2 ay hapis, 6.000,00 ve 2.000,00 Türk lirası adli para cezaları ile cezalandırılmasına dair Karşıyaka 5. Asliye Ceza Mahkemesinin 10/09/2018 tarihli ve 2017/440 esas, 2018/615 sayılı kararına karşı, Adalet Bakanlığı’nın 08/02/2019 gün ve 94660652-105-35-16903-2018-Kyb sayılı yazısı ile kanun yararına bozma ihbarında bulunulduğundan Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 22/02/2019 gün ve 2019/16799 sayılı ihbarnamesiyle Dairemize gönderildiği,
MEZKUR İHBARNAMEDE;
Dosya kapsamına göre; sanık hakkında başka bir suçtan dolayı yapılan soruşturma sırasında ikametinde yapılan aramada tespit edilen eşyaların hırsızlık suçunun konusu eşyalar olduğunu samimi bir şekilde beyan etmesi ve eşyaların müştekiye teslim edilmesi şeklinde gerçekleşen olayda,
1-Karşıyaka 5. Asliye Ceza Mahkemesinin 02/08/2017 tarihli oturumunda müştekinin, suçtan kaynaklanan zararının 100,00 Türk lirası civarı olduğu beyan etmesi karşısında, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 145. maddesindeki “Malın Değerinin Az Olması” başlıklı düzenlemesi dikkate alındığında, sanık hakkında suçun işleniş şekli ve özellikleri itibariyle ceza vermekten vazgeçilemeyecek ise de, hırsızlık konusunu oluşturan malın değerinin miktar olarak az olması nedeniyle verilen cezadan belirlenecek oranda indirim yapılması gerektiğinin gözetilmemesinde,
2-5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 168. maddesinde yer alan, “(1) Hırsızlık, mala zarar verme, güveni kötüye kullanma, dolandırıcılık, hileli iflâs, taksirli iflâs (…) (1) suçları tamamlandıktan sonra ve fakat bu nedenle hakkında kovuşturma başlamadan önce, failin, azmettirenin veya yardım edenin bizzat pişmanlık göstererek mağdurun uğradığı zararı aynen geri verme veya tazmin suretiyle tamamen gidermesi halinde, verilecek cezanın üçte ikisine kadarı indirilir. (2) Etkin pişmanlığın kovuşturma başladıktan sonra ve fakat hüküm verilmezden önce gösterilmesi halinde, verilecek cezanın yarısına kadarı indirilir.(4) Kısmen geri verme veya tazmin halinde etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanabilmesi için, ayrıca mağdurun rızası aranır.” şeklindeki düzenleme karşısında, Karşıyaka 5. Asliye Ceza Mahkemesinin 02/08/2017 tarihli oturumunda müştekinin kısmi iadeyi kabul ettiği yönündeki beyanları nazara alındığında, sanık hakkında hükmolunun cezadan 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 168/2. maddesi uyarınca indirim yapılması gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde hüküm kurulmasında isabet görülmediğinden anılan kararın bozulması gerektiğinin ihbar olunduğu anlaşılmıştır.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
Sanığın yokluğunda verilen kararın başka suçtan hükümlü olarak bulunduğu cezaevinde 5271 sayılı CMK’nın 35/3 maddesine aykırı şekilde kendisine tebliğ edildiğinin anlaşılması karşısında; Karşıyaka 5. Asliye Ceza Mahkemesinin 10.09.2018 tarihli ve 2017/440 esas, 2018/615 karar sayılı kararının usulen kesinleşmediği belirlenmekle, kesinleşmemiş kararlara karşı kanun yararına bozma isteminde bulunulamayacağından, gerekçeli karar sanığa usulüne uygun tebliğ edildikten ve karar kesinleştikten sonra yeniden kanun yararına bozma isteminde bulunulması mümkün olup, henüz kesinleşmemiş olan karara yönelik kanun yararına bozma isteminin REDDİNE, 19/03/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.