Yargıtay Kararı 13. Ceza Dairesi 2019/11885 E. 2020/3407 K. 05.03.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2019/11885
KARAR NO : 2020/3407
KARAR TARİHİ : 05.03.2020

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Hırsızlık, işyeri dokunulmazlığını ihlal, mala zarar verme
HÜKÜMLER : Mahkumiyet

Mahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:
5237 sayılı TCK’nın 53. maddesinin bazı bölümlerinin iptaline ilişkin Anayasa Mahkemesi’nin 24/11/2015 tarihinde yürürlüğe giren 08/10/2015 gün ve 2014/140 esas, 2015/85 sayılı kararı da nazara alınarak bu maddede öngörülen hak yoksunluklarının uygulanmasının infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüştür.
I.Sanık hakkında mala zarar verme suçundan kurulan hüküm ile ilgili temyiz talebinin incelemesinde;
Sanık hakkında “olay sonrasında polise karşı olumsuz davranışları” şeklinde yasal olmayan ve yetersiz gerekçe ile hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmiş ise de, olay tarihinde gece vakti sanığın katılana ait işyerinin pimapen balkon kapı camını, bu kapının iç demir korkuluklarını ve iç kapı camını kırarak içeri girdiği, katılanın 12.11.2015 tarihli karar celsesinde işyerinin camının kırıldığını ve zarar giderimi olmadığını belirttiğinin anlaşılması karşısında, katılanın zararı giderilmediği ve şartları oluşmadığından sanık hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilemeyeceği anlaşılmakla tebliğnamede mala zarar verme suçundan bozma isteyen görüşe iştirak edilmemiştir.
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hâkimin takdirine göre sanık …’un temyiz itirazları yerinde görülmemiş olduğundan reddiyle, usul ve kanuna uygun bulunan hükmün tebliğnameye aykırı olarak ONANMASINA,
II.Sanık hakkında hırsızlık ve işyeri dokunulmazlığının ihlali suçlarından kurulan hükümler ile ilgili temyiz talebinin incelemesinde;
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; suçların sanık tarafından işlendiğini kabulde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz itirazları da yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1-İddianamede uygulanması istenen kanun maddeleri arasında 5237 sayılı TCK’nun 143/1. maddesine yer verilmediği halde CMK’nın 226. maddesi uyarınca sanığa ek savunma hakkı verilmeden TCK’nın 143. maddesi uygulanmak suretiyle savunma hakkının kısıtlanması,
2-Suç tarihindeki sabıka kaydına göre sanığın sabıkasız olduğu, işyeri dokunulmazlığının ihlali suçunun niteliği gereği giderilmesi gerekli somut (maddi) bir zararın bulunmadığı, sanığın hakkında hükmün açıklanması geri bırakılması kararının verilmesini de kabul ettiği anlaşılmakla, 5271 sayılı CMK’nın 231/6-b maddesinde yer alan ölçütün karar yerinde tartışılarak değerlendirilmesi gerekirken, “olay sonrasında polise karşı olumsuz davranışları nazara alınarak CMK’nın 231/6-b maddesi uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına” şeklindeki yasal olmayan ve yetersiz gerekçe ile CMK’nın 231. maddesinin uygulanmasına yer olmadığına karar verilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanık …’un temyiz itirazı bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin açıklanan nedenle tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA, 05.03.2020 tarihinde oybirliği ile karar verildi.