Yargıtay Kararı 13. Ceza Dairesi 2018/8998 E. 2018/19167 K. 25.12.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2018/8998
KARAR NO : 2018/19167
KARAR TARİHİ : 25.12.2018

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Hırsızlık, işyeri dokunulmazlığının ihlali, mala zarar verme
HÜKÜMLER : Mahkumiyet

Mahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:
Suça sürüklenen çocuğun denetim süresi içerisinde işlediği 03.06.2014 tarihinde kesinleşen Bitlis Asliye Ceza Mahkemesi’nin 11.04.2012 tarih, 2010/410 Esas ve 2012/147 Karar sayılı ilamı esas alınarak yapılan incelemede;
I-Suça sürüklenen çocuk hakkında mala zarar verme suçundan kurulan hükmün temyiz incelenmesinde;
14.04.2011 tarihinde yayımlanarak yürürlüğe giren 6217 sayılı Kanun’un 26. maddesi ile 5320 sayılı Kanuna eklenen ek 2. madde uyarınca doğrudan verilen 3.000 TL’ye kadar olan adli para cezalarından ibaret mahkumiyet hükümleri kesin olup, suça sürüklenen çocuk hakkında tayin edilen 1.000 TL adli para cezasına ilişkin hükmün, cezanın türü ve miktarı itibariyle temyizi mümkün bulunmadığından, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi aracılığı ile 1412 sayılı CMUK’nun 317. maddesi gereğince suça sürüklenen çocuk … ve müdafiinin temyiz istemlerinin tebliğnameye aykırı olarak REDDİNE,
II-Suça sürüklenen çocuk hakkında hırsızlık ve işyeri dokunulmazlığının ihlali suçlarından kurulan hükümlerin temyiz incelenmesine gelince;
Diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1-Yargıtay incelemesine tabi olan ve kesinleşmesi halinde infaza verilecek hükmün, açıklanan hüküm olması karşısında; 5271 sayılı CMK’nın 230, 223. maddeleri gereğince kararın dayandığı tüm kanıtların, bu kanıtlara göre ulaşılan sonuçların, iddia, savunma, tanık anlatımları ve dosyadaki diğer belgelere ilişkin değerlendirmeler ile sanığın eyleminin ve yüklenen suçun unsurlarının nelerden ibaret olduğunun, hangi gerekçe ile hangi delillere üstünlük tanındığının açık olarak gerekçeye yansıtılması ve bu şekilde cezanın şahsileştirilmesi gerekirken, açıklanan ilkelere uyulmadan önceki karara yollama yapılmak suretiyle Anayasa’nın 141/3 ve 5271 sayılı CMK’nın 34, 230, 232, ve 289/1-g (1412 sayılı CMUK’nun 308/7) maddelerine aykırı davranılarak hükmün gerekçesiz bırakılması,
2-Suç işlediği sırada 12-15 yaş grubu içinde olan suça sürüklenen çocuğun, 5237 sayılı TCK’nın 31/2. maddesine göre işlediği fiillerin hukuki anlam ve sonuçlarını algılama veya bu fiiller ile ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneğinin yeterince gelişip gelişmediği hususunda uzman doktor raporu alınmadan (alınmış ise de Yargıtay denetimine imkan verecek şekilde dosya içerisine konulmadan) duruşmaya devamla yazılı şekilde uygulama yapılması,
3-Suç tarihinde 12-15 yaş gurubunda bulunan suça sürüklenen çocuk hakkında sosyal inceleme raporu aldırılmaması suretiyle 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu’nun 35/1. maddesine aykırı davranılması,
4-Kabule göre de;
a-Müştekinin ifadesine göre, olay günü işyerinden 12 TL bozuk para ile bir kaç adet çikolata çalan suça sürüklenen çocuk hakkında, suçun işleniş şekli ve özellikleri itibariyle ceza vermekten vazgeçilemecek ise de, hırsızlık konusunu oluşturan malın değerinin az olması nedeniyle TCK’nın 145. maddesi gereğince verilen cezadan belirlenecek oranda indirim yapılması gerektiğinin gözetilmemesi,
b-UYAP üzerinden Bitlis 1. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 11.03.2016 tarih, 2014/560 Esas ve 2016/146 Karar sayılı ilamı incelendiğinde, iştirak halinde suç işleyen temyiz dışı suça sürüklenen çocuk Muhammet Kırmızı’nın soruşturma aşamasında yaptığı kısmi iade nedeniyle müştekinin etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanmasına rıza gösterdiğinin anlaşılması karşısında, suça sürüklenen çocuk hakkında TCK’nın 168/1. maddesinin uygulanması gerektiğinin düşünülmemesi,
Bozmayı gerektirmiş, suça sürüklenen çocuk … ve müdafiinin temyiz istemleri bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin açıklanan nedenlerle tebliğnameye kısmen uygun olarak BOZULMASINA, 25.12.2018 gününde oy birliğiyle karar verildi.