Yargıtay Kararı 13. Ceza Dairesi 2018/7467 E. 2018/19049 K. 24.12.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2018/7467
KARAR NO : 2018/19049
KARAR TARİHİ : 24.12.2018

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Hırsızlık, konut dokunulmazlığını ihlal, mala zarar verme
HÜKÜMLER : Mahkumiyet

Mahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:
I-Suça sürüklenen çocuklar … ve … hakkında mala zarar verme suçlarından iki şer kez kurulan hükümlerin incelenmesinde;
14/04/2011 tarihinde yayınlanarak yürürlüğe giren 6217 sayılı Kanun’un 26. maddesi ile 5320 sayılı Kanuna eklenen ek 2. madde uyarınca doğrudan verilen 3.000 TL’ye kadar olan adli para cezalarından ibaret mahkumiyet hükümleri kesin olup, suça sürüklenen çocuk … hakkında mala zarar verme suçlarından dolayı iki şer kez tayin edilen 1.600 TL adli para cezalarına suça sürüklenen çocuk … hakkında mala zarar verme suçlarından dolayı iki şer kez tayin edilen 1.200 TL adli para cezalarına ilişkin hükümlerin, cezaların türü ve miktarı itibariyle temyizi mümkün bulunmadığından, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi aracılığı ile 1412 sayılı CMUK’un 317. maddesi gereğince suça sürüklenen çocuklar … ve … müdafiilerinin temyiz itirazlarının tebliğnameye uygun olarak REDDİNE,
II-Suça sürüklenen çocuklar … ve … hakkında iki şer kez hırsızlık ve işyeri dokunulmazlığını ihlal suçlarından kurulan hükümlerin incelenmesinde;
Suça sürüklenen çocuklar … hakkında katılan …’a yönelik işyeri dokunulmazlığını ihlal suçu bakımından koşulları bulunmayan TCK’nın 35.maddesinin uygulanması suretiyle kısa süreli hapis cezasına karar verildiği buna karşılık doğru uygulama halinde sonuç hapis cezasının TCK 50/3. maddesinin uygulama sınırları dışında bir ceza belirleneceğinden ve aksi hal suça sürüklenen çocuğun; önceki yanılgılı uygulama nedeniyle ortaya çıkan hafif sonuç cezadan, ikinci kez mahkumiyetin sonuçlarını da kapsayacak şekilde yararlandırılmasını sağlayacak, suça sürüklenen çocuğa daha önce bir kez tanınmış olan atıfet genişletilmek suretiyle hakkaniyete aykırı sonuçların doğmasına, adalet ve eşitlik ilkelerinin zedelenmesine yol açılmış olacağından, suça sürüklenen çocuk hakkındaki TCK’nın 50/3.maddesi sebebi ile tebliğnamedeki bozma isteyen düşünceye iştirak edilmemiştir.
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; suçların suça sürüklenen çocuklar tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz itirazları da yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1-Suça sürüklenen çocuk … müdafiine esas hakkında savunması, suça sürüklenen çocuk yerine son sözü ve mütalaaya karşı diyecekleri sorulmaksızın yargılamaya devam ile mahkumiyet hükümleri kurulmak suretiyle savunma haklarının ihlali,
2-Karar tarihi itibariyle 18 yaşını doldurmayan suçu sürüklenen çocuk …’ın zorunlu müdafiisi yokuluğunda hüküm kurulmak suretiyle savunma hakkının kısıtlanması,
3-Suç tarihinde 12-15 yaş grubu içerisinde bulunan suça sürüklenen çocuk … hakkında 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu’nun 35/1. ve Çocuk Koruma Kanunu’nun Uygulanmasına İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik’in 20/2. maddesi gereğince zorunlu olan sosyal inceleme raporu alınmadan yazılı şekilde hüküm kurulması,
4-Suça sürüklenen çocukların 18 yaşını doldurmadığı 03.10.2013 08.10.2013, 15.04.2014 29.05.2014 ve hükmün açıklandığı 05.06.2014 tarihli duruşmaların kapalı yerine açık yapılması,
5-Katılan …’a yönelik hükümlerde katılan adının … yerine … olarak yazılması,
6-Suça sürüklenen çocuk … hakkında mağdur …’a yönelik işyeri dokunulmazlığını ihlal ve katılan …’a yönelik hırsızlık suçları bakımından suç tarihinde henüz 18 yaşını ikmal etmediği ve suç tarihinden önce hapis cezasına mahkum edilmemiş olması nedeniyle TCK’nın 50/3. maddesi gereğince hakkında hükmedilen kısa süreli hürriyeti bağlayıcı cezanın aynı kanunun 50/1 maddesi gereğince adli para cezası ya da diğer tedbirlerden birine çevrilmesi zorunlu olduğunun gözetilmemesi,
7-Suça sürüklenen çocuklar … ve … hakkında katılan …’a yönelik işyeri dokunulmazlığını ihlal suçu bakımından tanık …’nin kollukça alınan beyanında suça sürüklenen çocukları ve diğer sanığı işyerinin içerisinde görmüş olduğunu açıkça belirtmesi karşısında katılan …’a yönelik işyeri dokunulmazlığını ihlal suçlarının tamamlanmış olduğu gözetilmeksizin yazılı şekilde teşebbüs hükümlerinin uygulanması,
Bozmayı gerektirmiş, suça sürüklenen çocuklar … ve … müdafiilerinin temyiz itirazları bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin açıklanan nedenle tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA, 5320 sayılı kanunun 8/1. maddesi yollamasıyla yürürlükte olan 1412 sayılı CMUK’nun 326/son maddesi uyarınca suça sürüklenen çocukların ceza miktarı yönünden kazanılmış haklarının korunmasına, 24.12.2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.