Yargıtay Kararı 13. Ceza Dairesi 2018/7084 E. 2018/16161 K. 19.11.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2018/7084
KARAR NO : 2018/16161
KARAR TARİHİ : 19.11.2018

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Hırsızlık
HÜKÜM : Mahkumiyet

Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:
1-Suça sürüklenen çocuğun kanuni temsilcisi ile müdafiinin ifadelerinde suça sürüklenen çocuğun akıl hastası olduğunu iddia etttikleri, bu dosyaya getirtilen bir başka yargılamaya konu sosyal inceleme raporu ekinde bulunan Şırnak Devlet Hastanesi’nin 11.11.2013 tarihli raporunda suça sürüklenen çocuğun hafif mental retardasyon hastası olduğunun belirtilmesi ve suça sürüklenen çocuğun Uyap vasıtası ile çıkartılan bir kısım adli sicil kayıtlarında TCK’nın 32.maddesinin tatbik edilmiş olduğunun anlaşılması karşısında suça sürüklenen çocuk hakkında tüm raporlar irdelenmek suretiyle iddia olunan hastalığının, 5237 sayılı TCK’nın 32. maddesi ışığında, suç tarihinde işlediği eylemin hukuki anlam ve sonuçlarını algılama ve davranışlarını yönlendirme (irade) yeteneğini tamamen kaldıracak veya önemli derecede azaltacak nitelikte olup olmadığının Adli Tıp Kurumu 4. İhtisas Kurulu’ndan alınacak raporla saptanarak, sonucuna göre suça sürüklenen çocuğun hukuki durumunun değerlendirilmesi gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması,,
2-Suç tarihinde 12-15 arası yaş grubunda olan suça sürüklenen çocuk hakkında 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanununun 35. maddesine aykırı şekilde sosyal inceleme raporu aldırılmadan bir başka yargılamaya konu sosyal inceleme raporu ile yetinilmek suretiyle hüküm kurulması,
3-Kabule göre de; Hükümden sonra 02/12/2016 tarihinde 29906 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6763 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 34. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK’nın 253. maddesinin 1. fıkrasına eklenen (c) bendi uyarınca ”Mağdurun veya suçtan zarar görenin gerçek veya özel hukuk tüzel kişisi olması koşuluyla, suça sürüklenen çocuklar bakımından ayrıca, üst sınırı üç yılı geçmeyen hapis veya adli para cezasını gerektiren suçlar” ile 5271 sayılı CMK’nın 253. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendine eklenen alt bendler arasında yer alan ve 5237 sayılı TCK’nın 141. maddesinde tanımı yapılan hırsızlık suçunun da uzlaşma kapsamına alındığının anlaşılması karşısında; 5237 sayılı TCK’nın 7/2. maddesi uyarınca; ”Suçun işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanun ile sonradan yürürlüğe giren kanunların hükümleri farklı ise, failin lehine olan kanun uygulanır ve infaz olunur.” hükmü de gözetilerek 6763 sayılı Kanunun 35. maddesi ile değişik CMK’nın 254. maddesi uyarınca aynı kanunun 253. maddesinde belirtilen esas ve usûle göre uzlaştırma işlemleri yerine getirildikten sonra sonucuna göre suça sürüklenen çocuğun hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, suça sürüklenen çocuk … müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan diğer yönleri incelenmeyen hükmün açıklanan nedenle 1412 sayılı CMUK’nun 321. maddesi uyarınca, tebliğnameye kısmen uygun olarak BOZULMASINA, 19.11.2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.