Yargıtay Kararı 13. Ceza Dairesi 2018/6398 E. 2018/18150 K. 12.12.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2018/6398
KARAR NO : 2018/18150
KARAR TARİHİ : 12.12.2018

MAHKEMESİ :Çocuk Mahkemesi
SUÇLAR : Hırsızlık, konut dokunulmazlığını ihlal
HÜKÜMLER : Mahkumiyet

Mahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:
02.12.2016 gün ve 29906 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6763 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 36. maddesiyle, 5271 sayılı CMK’nın 307. maddesinin üçüncü fıkrasının ikinci cümlesi değiştirilerek;
“Direnme kararları, kararına direnilen daireye gönderilir. Daire, mümkün olan en kısa sürede direnme kararını inceler ve yerinde görürse kararını düzeltir; görmezse dosyayı Yargıtay Ceza Genel Kuruluna gönderir”… şeklindeki düzenleme karşısında, yerel mahkemece verilen direnme kararı üzerine dosya Dairemize gönderilmekle;
Ceza Genel Kurulunun süreklilik kazanmış uygulamalarına göre, şeklen direnme kararı verilmiş olsa dahi;
a) Bozma kararı doğrultusunda işlem yapmak,
b) Bozma kararında tartışılması gereken hususları tartışmak,
c)Bozma sonrasında yapılan araştırma, inceleme ya da toplanan yeni delillere dayanmak,
d)İlk kararda yer almayan ve daire denetiminden geçmemiş bulunan yeni ve değişik gerekçelerle hüküm kurmak,suretiyle verilen hüküm, özde direnme kararı olmayıp, yeni bir hükümdür. Bu nitelikteki bir hükmün temyiz edilmesi halinde ise incelemenin Yargıtay’ın ilgili dairesi tarafından yapılması gerekir.
İncelenen dosya kapsamından;
Dairemizin 25.09.2014 tarih, 2014/5306 esas ve 2014/26823 karar sayılı kararı ile ilk hükmün; sanığın soyut beyanı dışında atılı suçu işlediğine dair mahkumiyete yetecek ölçüde her türlü şüpheden uzak, kesin ve yeterli delil elde edilemediğinden beraati yerine yetersiz gerekçeyle mahkumiyetine karar verilmesi, nedeniyle bozulmasından sonra, yerel mahkemece “suça sürüklenen çocuk ardı ardına aynı yaşı büyük sanıklarla birlikte gerçekleştirdiği iki ayrı hırsızlık eylemini samimi bir şekilde ikrar etmiş olup başka bir kişiye suç atmasının söz konusu olmadığı, suça sürüklenen çocuğun aynı şekilde anlattığı iki olaydan müştekisi tespit edilen eyleme ilişkin ikrarının doğruluğu kabul edilmiş olup, aynı şekilde anlattığı ikinci olaydaki ikrarının kabul edilmemesi çelişki yaratmış olup, burada suça sürüklenen çocuğun başka kişiye suç atmadığı, bilakis kendi eylemini anlattığı, kişinin kendi kendine suç atmasının söz konusu olamayacağı,
kişinin kendi yapmadığı bir eylemi yaptım demesinde bir menfaatinin söz konusu olamayacağı, bu durum karşısında ikrarının gerçeği yansıttığı, henüz çalınmış bir şey olmadığından müştekinin söz konusu olaydan haberinin olmaması nedeniyle ortada bir şikayetin bulunmamasının da doğal olduğu, suça sürüklenen çocuğun eylemi anlatmasına rağmen yer göstermediği için de müştekiye ulaşılamadığı, bahçeye giren Emrah’ın diğer yaşı büyüklerin neden kaçtığını anlamadan onları görüp kaçmış olmasının TCK’nın 36. maddesindeki gönüllü vazgeçme olarak kabul edilmesinin suça sürüklenen çocuğun yararına olduğu, hırsızlık amacıyla gerçekleştirilen konut dokunulmazlığını ihlale ilişkin eylemin ise tamamlandığı, sanığın suça ilişkin anlatımının suç atfı olarak nitelendirilemeyeceği kanaatine varılarak bozma ilamına direnilmesine karar verildiği, ilk kararda yer almayan ve daire denetiminden geçmemiş bulunan yeni ve değişik gerekçe ile ilk hükümden farklı karar verildiği anlaşılmıştır.
Bu itibarla, yerel mahkemenin son uygulaması direnme kararı niteliğinde olmayıp, ilk hükümde yer almayan ve daire denetiminden geçmemiş bulunan yeni ve değişik gerekçelerle kurulan hüküm olduğundan yeni hüküm niteliğinde kabul edilmek suretiyle yapılan temyiz incelemesinde;
Suça sürüklenen çocuğun soyut beyanı dışında atılı suçu işlediğine dair mahkumiyete yetecek ölçüde her türlü şüpheden uzak, kesin ve yeterli delil elde edilemediğinden beraati yerine yetersiz gerekçeyle mahkumiyetine karar verilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, suça sürüklenen çocuk …’nın temyiz itirazı bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin açıklanan nedenle isteme uygun olarak BOZULMASINA, 12/12/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.