Yargıtay Kararı 13. Ceza Dairesi 2018/3596 E. 2018/16190 K. 19.11.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2018/3596
KARAR NO : 2018/16190
KARAR TARİHİ : 19.11.2018

MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Hırsızlık
HÜKÜM : Mahkumiyet

Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:
5237 sayılı TCK’nın 86. maddesinde düzenlenen müessir fiil sanığın işlediği sabit görülen yağma suçunun unsuru olduğundan, eylemin parçalanmayacağı ve aynı eylemin bir kısmı için hükmün açıklanmasının geri bırakılması diğer kısmı için mahkumiyet kararı verilemeyeceği görülerek; sanık hakkında TCK’nın 86. maddesine ilişkin verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı kaldırılarak yapılan incelemede;
Dosya kapsamında toplanan deliller birlikte değerlendirildiğinde, hiçbir aşamada sanığın, sanığın arkadaşları olan beraat eden diğer sanıkların ve sanığın eşi olan tanığın ifadelerinde; sanığın akıl sağlığıyla ilgili hiçbir iddianın olmadığı ve delillerle doğrudan temas eden yerel mahkemece de böyle bir durumdan şüphe dahi edilmediği olayda; atılı suç tarihinden yaklaşık yedi ay sonraki bir tarih olan 02/12/2015 tarihli sağlık raporunda sanık hakkında “tanımlanmamış organik olmayan psikoz” ve “Kannabinoid kullanımına bağlı psikotik bozukluk” tanılarının bulunduğunun belirtilmesinden hareketle, uyuşturucu sınıfına giren kannabinoid madde kullanımından hareketle sanığın suç tarihindeki akıl sağlığıyla ilgili duraksama oluşmasının söz konusu olmadığı, hükümden yedi ay sonra alındığı anlaşılan söz konusu raporun suçtan kurtulmaya yönelik olduğu anlaşıldığından, sanık hakkında 5237 sayılı TCK’nun 32. maddesi gereğince suçu işlediği sırada akıl hastalığı veya zayıflığı nedeniyle eylemin hukuksal anlam ve sonuçlarını algılama ve davranışlarını yönlendirme yeteneğinin bulunup bulunmadığının saptanması gerektiği yönündeki tebliğname görüşüne iştirak olunmamıştır.
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hâkimin takdirine göre; suçun sanık tarafından işlendiğini kabulde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz itirazları da yerinde görülmemiştir.
Ancak;
Sanık savunması, mağdur beyanları, tanık anlatımları, mağdurun raporu, olaya ilişkin tutanaklar, yakalama ve fotoğraf teşhis tutanağı ve tüm dosya kapsamı ile, sanık ve beraat eden temyiz dışı sanıkların olay tarihinde, fikir ve eylem birliği içerisinde hareket ederek mağduru yaraladıkları ve olayın devamında mağdurun elindeki cep telefonunun mağdur beyanına göre sanık … tarafından zorla alındığının anlaşılmış olması karşısında; sanığın eyleminin bütün halinde
5237 sayılı TCK’nın 149/1-c maddesinde tanımlanan yağma suçunu oluşturduğu sübut bulduğu halde, kanıtların takdirinde ve suç vasfında yanılgıya düşülerek yazılı şekilde uygulama yapılması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık … müdafiinin ve o yer Cumhuriyet Savcısının temyiz itirazları bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA, 1412 sayılı CMUK’nun 326/son. maddesi gereği ceza süresi yönünden sanığın kazanılmış hakkının korunmasına, 19/11/2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.