Yargıtay Kararı 13. Ceza Dairesi 2018/15071 E. 2018/17562 K. 04.12.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2018/15071
KARAR NO : 2018/17562
KARAR TARİHİ : 04.12.2018

Hırsızlık suçundan sanık hakkında yapılan duruşma sonunda; anılan suçtan sanık hakkında verilen beraat kararına ilişkin Antalya 14. Asliye Ceza Mahkemesince verilen 16.12.2014 tarih 2014/741 E. 2014/711 K. sayılı hükmün o yer Cumhuriyet Savcısı tarafından temyizi üzerine Dairemizin 23.10.2018 tarih ve 2018/2046-2018/14684 E-K sayılı ilamı ile sanık hakkında hırsızlık suçundan kurulan hükmün oy çokluğu ile onanmasına karar verildiği, bu karara karşı, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 23.11.2018 tarih ve 2-2015/79364 sayılı yazısı ile özetle, hırsızlık suçunun yasal unsurlarının oluştuğundan kararın bozulmasına karar verilmesi yönünde itiraz talebinde bulunulması üzerine dosya Daireye gönderilmekle okunarak gereği görüşülüp düşünüldü:

TÜRK MİLLETİ ADINA

Dairemizin anılan kararında usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmaması nedeniyle Yargıtay C.Başsavcılığının 23.11.2018 tarih ve 2-2015/79364 sayılı sayılı itiraz istemi yerinde görülmemiş olduğundan itirazın REDDİ ile 5271 sayılı CMK’nın 308/2.fıkrası uyarınca Dairemizin 23.10.2018 tarih ve 2018/2046-2018/14684 E-K sayılı kararı ile ilgili itirazı incelemek üzere dosyanın Yargıtay Ceza Genel Kuruluna GÖNDERİLMESİNE, 04.12.2018 tarihinde oyçokluğu ile karar verildi.

KARŞI OY YAZISI :

Sanık hakkında TCK’nın 142/2b, 53. maddelerinden kamu davası açıldığı, mahkemenin 05/10/2009 gün 2009/497 – 963 esas karar sayılı kararı ile TCK’nın 141/1, 62. maddeleri gereğince 10 ay hapis cezası belirlendiği ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, kararın 10/02/2010 tarihinde kesinleştiği, sanığın 03/06/2014 günü aracı ile seyir halinde iken polis ekibince durdurulduğu, 1.64 promil alkollü olduğunun tespit edildiği, Antalya 28. Asliye Ceza Mahkemesinin 14/10/2014 gün 2014/511-463 esas karar sayılı kararı ile TCK’nın 179/2-3 maddesi gereğince 500 TL apc ile cezalandırılmasına karar verildiği, kararın 22/10/2014 tarihinde kesinleştiği ve ihbarda bulunulduğu, Antalya 14. Asliye Ceza Mahkemesince duruşma açıldığı, katılan ve sanığa davetiye çıkartıldığı, gelmemeleri üzerine dinlemekten vazgeçilerek kast yokluğundan sanığın CMK’nın 223/2c maddesi gereğince 16/12/2014 gün 2014/741-711 esas karar sayılı kararı ile beraatine karar verildiği, kararın Cumhuriyet Savcısı tarafından temyiz edildiği;
Sanık 10/02/2009 tarihli polis ifadesinde; …’nın 6 yıllık kız arkadaşı olduğunu, bir hafta önce ailesinden isteterek söz kesildiğini, 10/02/2009 günü saat 13:30 sıralarında 5M migros önünden aracı ile giderken … ve …’yi migros önünde gördüğünü, …’yi telefon ile arayarak … ile görüşmek istediğini söylediğini, …’nın konuşmak istemediğini, bunun üzerine … ile buluştuğunu, …’nın 20 mt ileride uzakta yalnız oturduğunu, birlikte yanına gittiklerini, konuşmak istediğini söylediğini, burası müsait değil ilerideki banka gidelim dediğini, üçü banka gittiklerim, …’dan konuştuğu erkek arkadaşının telefonunun numarasını istediğini, …’nın telefonu cebinden çıkardığını, bu telefon benim mi diye sorduğunu onun da senin dediğini, telefonu istediğini, vermediğini, elinden alarak aracının yanına gittiğini, …’nın eli ile arabanın sol kapı camına vurduğunu, durmayarak ayrıldığını, …’nin kendisini aradığını, 5M migros önündeki boş arazide buluşabileceğini söylediğini, aracı ile gittiğini, …’nin yanında …, …, babası …’in olduğunu, 155 polisi aradıklarını söylediklerini, …’nın telefonu istediğini, vermeyince ensesinden tutarak vurduğunu, babasınında tekme ve yumruk ile vurduğunu karşılık vermediğini, polis ekiplerinin geldiğini beyan ettiği,
10/02/2009 günü saat 19:00 itibariyle sanığın yapılan muayanesinde darp ve cebir izinin olmadığının adli raporda belirtildiği,
11/02/2009 tarihli sorgu ifadesinde de, … ile bir süre arkadaşlık yaptığını, sonra ayrıldıklarım, …’yı aldığı telefonla konuşurken gördüğünü, telefonun daha önce kendisinin aldığı telefon olup erkek arkadaşları ile görüştüğünden telefonu aldığını, hırsızlık kastı ile hareket etmediğini beyan ettiği,
07/05/2009 tarihli mahkeme ifadesinde ise; 2002 yılından beri … ile arkadaşlık ettiğini, sözlendiklerini, müştekinin babasının birebir konuşmalarına razı olmadığını, olay tarihinde müşteki ile tanığı migros önünde gördüğünü, tanığı arayarak buluştuklarını, müştekinin kendisine sevmediğini, başka erkek arkadaşı olduğunu söyleyerek daha önce hediye etttiği telefon ile babasını aramak istediğini, buna sinirlenerek telefonu istediğini, elinde bulunan telefonu alarak ayrıldığını, tanığın daha sonra aradığını tekrar migros önüne gittiğini, emniyete haber verilmiş olduğunu gördüğünü beyan ettiği,
Müdahil … 10/02/2009 tarihli polis ifadesinde, …’in 5 yıllık arkadaşı olduğunu, 2008 Haziran ayında medeni şekilde kendisinden ayrıldığını, üç hafta öncesine kadar sanığın rahatsız etmediğini, üç hafta önce yanına gelerek kendisine son bir şans vermesini evlenelim diye teklifte bulunduğunu, 27/01/2009 günü evlenme amaçlı ailesinden istediklerini, kendisinin isteği ile okulda rahatsız etmemek, arayıp sormamak, okul bitinceye kadar karşısına çıkmamak kaydı ilçe evlenmelerine ailesinin razı olduğunu ve söz kesildiğini, 10/02/2009 günü 13:00 sıralarında okuldan çıktığını, 5M migros önüne gittiğini, mağaza içerisine girdiğinde …’in koşarak yanına geldiğini, daha önce …’in hediye ettiği içerisinde kendi hattı bulunan telefonu cebinden çıkartarak babasını aramak istediğini, …’in o telefon kime aitte babanı arıyorsun diyerek telefonu elinden alıp kaçtığını, aracına bindiğini, durdurmak istediğini, aracı üzerine sürdüğünü, babasını aradığını, babasının 155 polisi aradığını, polis ekiplerinin migros karşısında gelmesini beklerken …’in de geldiğini, senin hayatın bitti, benim amacım seninle evlenmek değil dediğini, kendisinden telefon hattını istediğini, polisin geldiğini beyan ettiği,
12/05/2009 tarihli mahkeme ifadesinde de, 3 yıl süre ile arkadaşlık yaptığını, sanığın 2 yıl kadar önce suça konu telefonu hediye ettiğini, telefonu kullandığını, ayrılmak istediğini, sanığın kabul etmediğini, rahatsız ettiğini ve tehditte ettiğini, sanıkla tekrar görüşmeyi kabul etmediğini, aralarında söz olayı olmadığım, … ile Migros’a gittiğini, sanığın araç ile gelip görüşmek istediğini, kendisinin kabul etmediğini, babasını aramak için telefonu eline aldığında sanığın elinden telefonu alarak benim telefonum ile başkaları ile görüşemezsin deyip uzaklaştığını beyan ettiği,
Tanık … 10/02/2009 tarihli polis ifadesinde, her iki şahsında beş yıllık arkadaşı olduğunu, 10/02/2009 günü saat 13:30 da … ile migrosa geldiklerini, migros önünde …’nin yanlarına geldiğini, … babasını aramak için cebinde bulunan telefonu çıkardığı esnada …’nin …’nın elindeki telefonu kaparak kaçtığını, aracına binmeye çalışırken …’nın aracın yanına gittiğini, …’in aracı …’nın üzerine sürdüğünü, … ile eve giderken …’in kendisini aradığını, konuşmak istediğini söylediğini, Migros karşısında buluştukları sırada …’nın annesi ve babası ile geldiğini, aralarında konuşmakta iken polis ekiplerinin geldiğini, polisin …’ten telefonu istedikleri, evde olduğunu söylediği, sonrasında ise teslim ettiğini beyan ettiği,
14/05/2009 tarihli mahkeme İfadesinde, polis ifadesinin doğru olduğunu, katılan ile karşı taştıklarında sanık ile katılanın tartıştığını, sanığın önceden hediye ettiği telefonu katılanın elinden kapıp kaçtığını beyan ettiği,
Katılanın beyanları, sanığın savunmaları, tanık anlatımları, sanığa ait rapor ve tüm dosya kapsamına göre;
Katılan, sanık ve tanığın olay öncesinden gelen arkadaşlıklarının olduğu, sanığın katılana arkadaşlıkları devam ederken cep telefonu hediye ettiği, katılanın kendi hattını takarak kullanmaya devam ettiği, cep telefonunun mülkiyetinin verildiği andan itibaren katılana ait olduğu ve katılan tarafından malik sıfatıyla kullanıldığı, bir süre sonra katılan ile sanığın arasının açıldığı ve birbirleriyle konuşmadıkları ayrıldıkları, olaydan bir süre önce okulda rahatsız etmemek, arayıp sormamak ve okul bitirinceye kadar karşısına çıkmamak kaydı ile aralarında söz kesildiği katılan tarafından söylendiği polis ifadesinde belirtilse de katılanın bunu kabul etmediği, tüm beyanlar dikkate alındığında katılanın sanıkla konuşmadığı, sanığın konuşmak için ortak arkadaşları tanık …’yi aracı olarak kullanmak istediği, olay tarihinde de sanığın konuşma isteğini de katılanın kabul etmediği ve babasını haberdar etmek için sanığın daha önce hediye ettiği, katılanın kullanımında olan cep telefonunu cebinden çıkarıp babasını aramak isterken sanığın katılanın elindeki cep telefonunu kaparak uzaklaştığı, engel olmak isteyen katılanın üzerine aracını sürdüğü sanığın eyleminin bu haliyle katılanın eline aldığı cep telefonunu çekip almak suretiyle hırsızlık suçunu oluşturduğu, TCK’nın 142/2b md.si gereğince cezalandırılmasının gerekeceği, telefonu getirip teslim etmesi nedeniyle TCK’nın 168/1 maddesininde uygulanacağı görüşünde olduğumdan mahkemece sanığa verilen beraat kararının onanmasına yönelik sayın çoğunluğun bu görüşüne de katılmadığımdan Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 23/11/2018 gün 2-2015/79374 temyiz sayılı itirazı yerinde olduğundan kabul edilerek dairenin 23/10/2018 tarihli 2018/2046 – 14684 esas karar sayılı kararının kaldırılarak Antalya 14. Asliye Ceza Mahkemesinin 16/12/2014 tarih ve 2014/741-711 esas karar sayılı hükmünün öncelikle hükmün açıklanması gerekirken beraatine karar verilmesi ve sanığın eyleminin TCK’nın 142/2b, 168/1,53 maddeleri kapsamında olduğundan bozulmasına kararı verilmesi görüşünde olduğumdan sayın çoğunluğun itirazın reddi kararına katılmıyorum. 04/12/2018