Yargıtay Kararı 13. Ceza Dairesi 2018/1442 E. 2018/18034 K. 11.12.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2018/1442
KARAR NO : 2018/18034
KARAR TARİHİ : 11.12.2018

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Hırsızlık, konut dokunulmazlığını ihlal, mala zarar verme
HÜKÜMLER : Mahkumiyet

Mahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:
Sanık … hakkında tekerrüre esas alınan Adana 5. Asliye Ceza Mahkemesinin 08/05/2008 tarih, 2007/86 Esas 2008/360 Karar sayılı ilamındaki mahkumiyetin TCK’nın 141/1. maddesinde düzenlenen basit hırsızlık suçuna ilişkin olması ve hükümden sonra 02/12/2016 tarihinde 29906 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6763 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 34. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK’nın 253. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendine eklenen alt bendler arasında yer alan ve 5237 sayılı TCK’nın 141/1. maddesinde tanımı yapılan basit hırsızlık suçunun da uzlaşma kapsamına alındığının anlaşılması karşısında; 5237 sayılı TCK’nın 7/2. maddesi uyarınca; ”suçun işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanun ile sonradan yürürlüğe giren kanunların hükümleri farklı ise, failin lehine olan kanun uygulanır ve infaz olunur.” hükmü de gözetilerek 6763 sayılı Kanunun 35. maddesi ile değişik CMK’nın 254. maddesi uyarınca aynı Kanunun 253. maddesinde belirtilen esas ve usûle göre uzlaştırma işlemleri yerine getirildikten sonra sonucuna göre sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilip haklarında bahsedilen ilamın esas alınarak TCK’nın 58. maddesinin uygulanıp uygulanmayacağı hususu infaz aşamasında gözetilmesi olanaklı kabul edilerek bozma nedeni yapılmamıştır.
I-Suça sürüklenen çocuk hakkında mala zarar verme suçlarından kurulan hükümlerin temyiz incelemesinde;
14/04/2011 tarihinde yayınlanarak yürürlüğe giren 6217 sayılı Kanun’un 26. maddesi ile 5320 sayılı Kanuna eklenen ek 2. madde uyarınca doğrudan verilen 3.000. TL’ye kadar olan adli para cezalarından ibaret mahkumiyet hükümleri kesin olup, suça sürüklenen çocuk hakkında mala zarar verme suçlarından dolayı tayin edilen 1.320 ve 660 TL adli para cezalarına ilişkin hükümlerin, cezaların türü ve miktarları itibariyle temyizleri mümkün bulunmadığından, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi aracılığı ile 1412 sayılı CMUK’un 317. maddesi gereğince suça sürüklenen çocuk … müdafiinin temyiz itirazlarının tebliğnameye uygun olarak REDDİNE,
II-Suça sürüklenen çocuk … hakkında katılan …’ya yönelik hırsızlık suçu ile sanık … hakkında tüm katılanlara karşı hırsızlık ve mala zarar verme suçları ile katılanlar … ve …’ya karşı konut dokunulmazlığını ihlal suçlarından kurulan hükümlerin temyiz incelemesinde;
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre suça sürüklenen çocuk … ve sanık … müdafiinin temyiz itirazı yerinde görülmemiş olduğundan reddiyle, usul ve kanuna uygun bulunan hükümlerin tebliğnameye uygun olarak ONANMASINA,
III-Suça sürüklenen çocuk … hakkında katılan …’a yönelik hırsızlık suçundan kurulan hükmün temyiz incelemesinde;
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; suçun suça sürüklenen çocuk tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz itirazları da yerinde görülmemiştir.
Ancak,
Suç tarihinde 15-18 yaş grubunda olduğu anlaşılan suça sürüklenen çocuk hakkında 5237 sayılı TCK’nın 53/4. maddesi dikkate alındığında aynı maddenin birinci fıkrasındaki hak yoksunluklarına hükmedilemeyeceğinin gözetilmemesi,
Bozmayı gerektirmiş, suça sürüklenen çocuk … müdafiinin temyiz istemi bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA, bozma nedeni yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK’un 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, hırsızlık suçuna ilişkin hüküm fıkrasından “TCK’nın 53. maddesinin uygulanmasına ilişkin bölümün” çıkartılması suretiyle, diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
IV-Suça sürüklenen çocuk ve sanık hakkında katılanlar … ve …’ya yönelik konut dokunulmazlığını ihlal suçlarından kurulan hükümlerin temyiz incelemesinde;
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; suçların suça sürüklenen çocuk ve sanık tarafından işlendiğini kabulde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz itirazları da yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1-Sanık ve suça sürüklenen çocuk hakkında TCK’nın 119/1-c maddesinin uygulanması gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde eksik ceza tayini,
2- Suça sürüklenen çocuğun her iki katılana yönelik konut dokunulmazlığını ihlal suçundan verilen sonuç adli para cezalarının taksitlendirilmesine ilişkin hüküm kurulurken, uygulama maddesinin ve taksit aralıklarının gösterilmemesi,
3-Konut dokunulmazlığını ihlal suçundan kurulan hükmün incelenmesinde; adli sicil kaydında hükümlüğü bulunmayan suça sürüklenen çocuk hakkında, işyeri dokunulmazlığının ihlali suçunun maddi, somut bir zarar ihtiva etmemesi nedeniyle giderilmesi gereken bir zararın bulunmaması, iş yeri kapısının kırılmasına dair zararın mala zarar verme suçuna ilişkin olması ve suça sürüklenen çocuk hakkında katılan …’ya karşı yeniden suç işlemeyeceği konusunda olumlu kanaat edinildiğinden mahkemece cezasının ertelendiğinin anlaşılması karşısında, öncelikle yararına olan CMK’nın 231. maddesi uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesi gerekirken, “katılanın zararı tazmin suretiyle tamamen gidermemesi” şeklindeki yasal ve yerinde olmayan gerekçe ile CMK’nın 231. maddesinin uygulanmasına yer olmadığına karar verilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, suça sürüklenen çocuk … ve sanık … müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin açıklanan nedenle tebliğnameye aykırı olarak BOZULMASINA, CMUK’nun 326/son maddesi uyarınca kazanılmış haklarının korunmasına, 11/12/2018 gününde oy birliğiyle karar verildi.