Yargıtay Kararı 13. Ceza Dairesi 2018/1276 E. 2018/15164 K. 06.11.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2018/1276
KARAR NO : 2018/15164
KARAR TARİHİ : 06.11.2018

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Hırsızlık
HÜKÜMLER : Mahkumiyet

Mahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:
Sanıklar hakkında mala zarar verme suçundan zamanaşımı süresi içerisinde işlem yapılması olanaklı kabul edilmiştir.
I-Sanıklar … ve … hakkında hırsızlık suçundan kurulan hükümlerin incelenmesinde;
5237 sayılı TCK’nın 53. maddesinin bazı bölümlerinin iptaline ilişkin Anayasa Mahkemesi’nin 24/11/2015 tarihinde yürürlüğe giren 08/10/2015 gün ve 2014/140 esas, 2015/85 sayılı kararı da nazara alınarak bu maddede öngörülen hak yoksunluklarının uygulanmasının infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüş ve sanıkların kilitlenmek suretiyle muhafaza altına alınan depodan mazot çaldıkları anlaşılmakla, eylemlerinin TCK’nın 142/1-b maddesine uyduğu ancak mahkemece gerekçede kullanım gereği açıkta bırakılmış eşya hakkında hırsızlık suçunun işlendiğinden bahsedilmesine karşın, uygulama maddesinin doğru yazıldığının anlaşılması karşısında tebliğnamedeki düşünceye iştirak edilmemiştir.
Sanık … hakkında tekerrüre esas alınan Düziçi Sulh Ceza Mahkemesinin 06/02/2007 tarih 2006/240 Esas, 2007/6 Karar sayılı ilamındaki mahkumiyeti, TCK’nın 106/1-1.cümle. maddesinde düzenlenen tehdit suçuna ilişkin olması ve hükümden sonra 02/12/2016 tarihinde 29906 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6763 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 34. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK’nın 253. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendine eklenen alt bentler arasında yer alan ve 5237 sayılı TCK’nın 106/1 maddesinde tanımı yapılan tehdit suçunun uzlaşma kapsamına alındığının anlaşılması karşısında; 5237 sayılı TCK’nın 7/2. maddesi uyarınca; ”Suçun işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanun ile sonradan yürürlüğe giren kanunların hükümleri farklı ise, failin lehine olan kanun uygulanır ve infaz olunur.” hükmü de gözetilerek 6763 sayılı Kanunun 35. maddesi ile değişik CMK’nın 254. maddesi uyarınca aynı kanunun 253. maddesinde belirtilen esas ve usûle göre uzlaştırma işlemleri yerine getirildikten sonra sonucuna göre sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilip hakkında bahsedilen ilamın esas alınarak TCK’nın 58. maddesinin uygulanıp uygulanmayacağı hususu infaz aşamasında gözetilmesi olanaklı kabul edilerek bozma sebebi yapılmamıştır.
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre sanıkların temyiz itirazları yerinde görülmemiş olduğundan reddiyle, usul ve kanuna uygun bulunan hükümlerin tebliğnameye aykırı olarak ONANMASINA,
II-Sanık … hakkında hırsızlık suçundan kurulan hükmün incelenmesinde;
Sanıkların kilitlenmek suretiyle muhafaza altına alınan depodan mazotun çalındığı anlaşılmakla, eyleminin TCK’nın 142/1-b maddesine uyduğu ancak mahkemece gerekçede kullanım gereği açıkta bırakılmış eşya hakkında hırsızlık suçunun işlendiğinden bahsedilmesine karşın, uygulama maddesinin doğru yazıldığının anlaşılması karşısında tebliğnamedeki düşünceye iştirak edilmemiştir.
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; suçun sanık tarafından işlendiğini kabulde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz itirazları da yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1-Sanık hakkında iddianamede TCK’nın 58. maddesinin uygulanması talep edilmediği, sanığa kovuşturma aşamasında adli sicil kaydı okunup, CMK’nın 226. maddesi uyarınca ek savunma hakkı tanınmadan TCK’nın 58. maddesi uyarınca uygulama yapılarak savunma hakkının kısıtlanması,
2-5237 sayılı TCK’nın 53. maddesinin bazı bölümlerinin iptaline ilişkin Anayasa Mahkemesi’nin 24/11/2015 tarihinde yürürlüğe giren 08/10/2015 gün ve 2014/140 esas, 2015/85 sayılı kararı da nazara alınarak bu maddede öngörülen hak yoksunluklarının uygulanmasının gerektiğinin gözetilmemesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanık … Bazal’nın temyiz itirazı bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle isteme uygun olarak BOZULMASINA, 06.11.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.