Yargıtay Kararı 13. Ceza Dairesi 2018/11217 E. 2019/4274 K. 19.03.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2018/11217
KARAR NO : 2019/4274
KARAR TARİHİ : 19.03.2019

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Hırsızlık, mala zarar verme
HÜKÜMLER : Mahkumiyet

Mahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:
Suça sürüklenen çocuk hakkında, konut dokunulmazlığının ihlali suçundan verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararına karşı Tavşanlı Ağır Ceza Mahkemesi’nin 09.03.2015 tarih ve 2015/106 değişik iş numaralı kararı ile itirazın reddine karar verildiğinden, hırsızlık ve mala zarar verme suçları yönünden yapılan incelemede;
I-Suça sürüklenen çocuk hakkında mala zarar verme suçundan kurulan hükmün temyiz incelenmesinde;
Suça sürüklenen çocuğun eylemine uyan 5237 sayılı TCK’nın 151/1 ve 31/3. maddesinde düzenlenen mala zarar verme suçu için öngörülen cezanın türü ve üst sınırına göre, aynı Kanunun 66/1-e, 66/2, 67/4. maddelerinde öngörülen 7 yıl 12 aylık genel dava zamanaşımının, suç tarihi olan 12.04.2010 tarihinden inceleme tarihine kadar geçmiş bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, suça sürüklenen çocuk … müdafiinin temyiz istemi bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle tebliğnameye aykırı olarak BOZULMASINA, bozma nedeni yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı yasanın 8/1. maddesi aracılığıyla 1412 sayılı CMUK’nın 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, 5271 sayılı CMK’nın 223/8. maddesi uyarınca suça sürüklenen çocuk hakkında açılan kamu davasının zamanaşımı nedeniyle DÜŞMESİNE,
II-Suça sürüklenen çocuk hakkında hırsızlık suçundan kurulan hükmün temyiz incelenmesine gelince;
Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 11.12.2012 tarih, 2012/1247 Esas ve 2012/1842 Karar sayılı içtihadında belirtildiği üzere; 5237 sayılı TCK’nın 143. maddesinin daha ağır ceza verilmesini gerektiren suçun nitelikli hali olması nedeniyle aynı Kanun’un 66/3. maddesi uyarınca dava zamanaşımı süresinin hesabında dikkate alınacağı öngörüldüğünden, zamanaşımı süresinin 5237 sayılı TCK’nın 66/1-d maddesine tabi olduğu ve henüz bu sürenin de dolmadığı anlaşılmakla yapılan incelemede:
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; suçun suça sürüklenen çocuk tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz itirazları da yerinde görülmemiştir.
Ancak;
Suça sürüklenen çocuk hakkında 5237 sayılı TCK’nın 142/1-b, 143, 31/3 ve 62. maddeleri uyarınca hükmedilen 1 yıl 3 ay 16 gün hapis cezasının TCK’nın 51. maddesi uyarınca ertelenmesi sırasında hükümde 1 yıl 11 ay 10 gün olarak gösterilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, suça sürüklenen çocuk … müdafiinin temyiz istemi bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA, bozma nedeni yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı Yasa’nın 8/1. maddesi yollamasıyla, 1412 sayılı CMUK’un 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, hüküm fıkrasının TCK’nın 51. maddesinin uygulandığı kısmında yer alan “1 yıl 11 ay 10 gün” hapis cezasının çıkarılarak, yerine “1 yıl 3 ay 16 gün” hapis cezasının yazılması suretiyle, diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 19.03.2019 gününde oy birliğiyle karar verildi.