Yargıtay Kararı 13. Ceza Dairesi 2018/11040 E. 2019/3999 K. 14.03.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2018/11040
KARAR NO : 2019/3999
KARAR TARİHİ : 14.03.2019

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Hırsızlık
HÜKÜM : Mahkumiyet

Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:
5237 sayılı TCK’nın 53. maddesinin bazı bölümlerinin iptaline ilişkin Anayasa Mahkemesi’nin 24/11/2015 tarihinde yürürlüğe giren 08/10/2015 gün ve 2014/140 esas, 2015/85 sayılı kararı da nazara alınarak bu maddede öngörülen hak yoksunluklarının uygulanmasının infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüştür.
Sanık hakkında tekerrüre esas alınan Antalya 11. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2013/543 Esas ve 2013/740 Karar sayılı ilamındaki mahkumiyetin, 5237 sayılı TCK’nın 141/1. maddesinde düzenlenen hırsızlık suçuna ilişkin olması ve hükümden sonra 02/12/2016 tarihinde 29906 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6763 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 34. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK’nın 253. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendine eklenen alt bendler arasında yer alan ve 5237 sayılı TCK’nın 141. maddesinde tanımı yapılan hırsızlık suçunun uzlaşma kapsamına alındığının anlaşılması karşısında; 5237 sayılı TCK’nın 7/2. maddesi uyarınca; ”Suçun işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanun ile sonradan yürürlüğe giren kanunların hükümleri farklı ise, failin lehine olan kanun uygulanır ve infaz olunur.” hükmü de gözetilerek 6763 sayılı Kanunun 35. maddesi ile değişik CMK’nın 254. maddesi uyarınca aynı kanunun 253. maddesinde belirtilen esas ve usûle göre uzlaştırma işlemleri yerine getirildikten sonra sonucuna göre sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilip hakkında bahsedilen ilamın esas alınarak TCK’nın 58. maddesinin uygulanıp uygulanmayacağı hususu infaz aşamasında gözetilmesi olanaklı kabul edilerek bozma sebebi yapılmamıştır.
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hâkimin takdirine göre; suçun sanık tarafından işlendiğini kabulde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz itirazları da yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1-Sanığın 15.12.2014 tarihinde kollukta alınan beyanında; olayın saat 19:00 sıralarında gerçekleştiğini belirttiği, suç tarihinde…İlinde güneşin 16:56’da battığının anlaşılması karşısında, eylemin geceden sayılan zaman diliminde gerçekleştirildiği ve sanık hakkında hırsızlık suçundan hükmolunan cezada TCK’nın 143. maddesi uyarınca arttırım yapılması gerektiğinin gözetilmemesi suretiyle eksik cezaya hükmolunması,
2-Sanığın olaydan 1 gün sonra karakolda olayı kabul ederek müştekiden çalmış olduğu 600 TL paranın 400 TL’sini müştekiye iade edilmek üzere teslim ettiği, sanığın 10.06.2015 ve 01.07.2015 tarihlerinde mahkemede alınan beyanlarında da; olaydan 1 hafta sonra kalan 200 TL parayı müştekiye teslim etmesi için şoför …’a verdiğini belirtmesi karşısında, tanık …’un dinlenerek sanığın kendisine müştekiye teslim edilmek üzere parayı verip vermediğinin sorulması, zararın giderilmesi için paranın verilmiş olması halinde TCK’nın 168/1. maddesi ile uygulama yapılması gerektiğinin gözetilmemesi, para verilmediğinin anlaşılması halinde ise TCK 168/4 maddesi uyarınca müştekiden kısmi geri vermeye rızası bulunup bulunmadığı sorulmak suretiyle sanık hakkında TCK’nın 168/1 maddesinin uygulanıp uygulanmayacağı belirlenmeden yazılı şekilde hüküm kurulması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık …’ın temyiz itirazı bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi aracılığı ile 1412 sayılı CMUK’un 326/son maddesi uyarınca sanığın kazanılmış hakkın korunmasına, 14.03.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.