Yargıtay Kararı 13. Ceza Dairesi 2017/3087 E. 2017/8429 K. 12.07.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2017/3087
KARAR NO : 2017/8429
KARAR TARİHİ : 12.07.2017

İTİRAZ

Hırsızlık suçundan hakkında yapılan duruşma sonunda; sanığın mahkumiyetine ilişkin Malatya 5. Asliye Ceza Mahkemesi’nce verilen 20/05/2014 tarih ve 2014/145 – 2014/340 E.-K. sayılı hükmün sanık tarafından temyizi üzerine, Dairemizin 09/05/2017 tarih ve 2015/17634 -2017/4967 E.-K. sayılı ilamı onanmasına karar verildiği, bu karara karşı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 04/07/2017 tarih ve 2017/37234 sayılı yazısı ile özetle, “sanığın suç tarihi itibariyle ve halen 5237 sayılı TCK’nın 32. maddesi kapsamında akıl hastalığının bulunup bulunmadığı ve akıl hastalığı nedeniyle işlediği fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılama veya bu fiille ilgili davranışlarını yönlendirme yeteneğinin bulunup bulunmadığının tespiti amacıyla sağlık raporu alınması, yine savunmasının da müdafii huzurunda saptanmasından sonra sonucuna göre hukuki durumunun değerlendirilmesi gerektiğinden hükmün bozulmasına karar verilmesi” belirtilerek itiraz talebinde bulunulması üzerine dosya Daireye gönderilmekle okunarak gereği görüşülüp düşünüldü:
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A

Malatya 5. Asliye Ceza Mahkemesi’nce verilen 20/05/2014 tarih ve 2014/145 – 2014/340 E.-K. sayılı hükmünün sanık tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairemizin 09/05/2017 tarih ve 2015/17634 -2017/4967 E.-K. sayılı ilamı ile onanmasına karar verildiği, sanığın yargılama aşamasında akıl hastalığı ile ilgili herhangi bir beyanda bulunmamasına rağmen temyiz dilekçesi ve ek temyiz dilekçelerinde 5237 sayılı TCK’nın 32. maddesi kapsamında akıl hastası olduğunu belirttiğinin anlaşılması karşısında, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 04/07/2017 tarih ve 2017/37234 sayılı itiraz istemi yerinde olduğundan KABULÜ ile;
Dairemizin 09/05/2017 tarih ve 2015/17634 -2017/4967 E.-K. sayılı onama kararının kaldırılarak yeniden yapılan incelemede;
Sanığın yokluğunda verilen hükmün bildirdiği adresine taşınmış olduğundan bahisle iade edilmesi üzerine mernis adresi araştırılmadan aynı adrese 10/09/2014 tarihinde 7201 sayılı Tebligat Kanunun 35. maddesine göre tebliğ yapılmış ise de yapılan bu tebliğ işleminin usulüne uygun olmadığı anlaşılmakla; sanığın öğrenme ile verdiği 22/05/2015 tarihli temyiz dilekçesinin süresinde kabul edilerek, temyiz isteminin reddine ilişkin Mahkemenin 22/05/2015 tarihli ek kararının kaldırılarak yapılan temyiz incelemesinde;
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye, hakimin takdirine göre; suçun sanık tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

Ancak;
1-Tüm dosya kapsamına göre, sanığın yargılama aşamasında akıl hastalığı ile ilgili herhangi bir beyanda bulunmamasına rağmen temyiz dilekçesi ve ek temyiz dilekçelerinde 5237 sayılı TCK’nın 32. maddesi kapsamında akıl hastası olduğunu belirttiği, sanığın suç tarihi itibariyle ve halen TCK’nın 32. maddesi kapsamında akıl hastalığının bulunup bulunmadığı ve akıl hastalığı nedeniyle, işlediği fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılama veya bu fiille ilgili davranışlarını yönlendirme yeteneğinin bulunup bulunmadığının, Adli Tıp Kurumu ilgili İhtisas Dairesinden veya tam teşekküllü Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Hastanesinden ya da Tıp Fakültelerinin tam teşekküllü Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Başkanlıklarından alınacak sağlık kurulu raporu ile tespit edilerek, müdafii huzuru ile savunmasının alınmasından sonra sonucuna göre hukuki durumunun değerlendirilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
2-Kabule göre de; 28.06.2014 tarihinde 29044 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanunun 81. maddesi ile değişik 5275 Sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanunun 106/3. maddesi ile “hükümlü adli para cezasını ödemezse, Cumhuriyet savcısının kararı ile kamuya yararlı bir işte çalıştırılmasına karar verileceği, buna uymaması halinde kalan kısmın tamamının açık ceza infaz kurumunda yerine getirileceği” düzenlemesi getirildiği halde, anılan düzenleme dikkate alınmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık …’in temyiz istemi bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenlerle tebliğnameye aykırı olarak BOZULMASINA, 12/07/2017 gününde oy birliğiyle karar verildi.