Yargıtay Kararı 13. Ceza Dairesi 2017/2572 E. 2017/6885 K. 08.06.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2017/2572
KARAR NO : 2017/6885
KARAR TARİHİ : 08.06.2017

Karşılıksız yararlanma suçundan sanık …’nın 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 163/1. maddesi gereğince 1 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına dair İstanbul Anadolu 40. Asliye Ceza Mahkemesinin 07/10/2015 tarihli ve 2014/495 esas, 2015/513 sayılı kararını müteakip sanık müdafii tarafından yapılan yargılamanın yenilenmesi talebinin kabulüne dair aynı Mahkemenin 22/04/2016 tarihli ve 2014/95 esas, 2015/513 sayılı ek kararı üzerine yapılan yargılamada sanığın katılan kurumun zararını karşılaması nedeniyle davanın düşmesine dair anılan Mahkemenin 09/06/2016 tarihli ve 2016/221 esas, 2016/218 sayılı kararına karşı, Adalet Bakanlığı’nın 08.03.2017 gün ve 94660652-105-34-11243-2016-Kyb sayılı yazısı ile kanun yararına bozma ihbarında bulunulduğundan Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 23.03.2017 gün ve 2017/18022 sayılı ihbarnamesiyle Dairemize gönderildiği,

MEZKUR İHBARNAMEDE;

Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 18/09/2007 tarih ve 214-181 sayılı ve 17/04/2004 tarih ve 32-97 sayılı kararlarında belirtildiği üzere, infaza ilişkin hususların kazanılmış hak oluşturmayacağı gözetilerek yapılan incelemede,
Dosya kapsamına göre; sanığın katılan kurumun zararını karşıladığı gerekçesiyle 6352 sayılı Kanun’un geçici 2/2. maddesi gereğince davanın düşmesine karar verilmiş ise de, anılan maddede yer alan “(2) Abonelik esasına göre yararlanılabilen elektrik enerjisinin, suyun ve doğal gazın sahibinin rızası olmaksızın ve tüketim miktarının belirlenmesini engelleyecek şekilde tüketilmesi dolayısıyla bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla hakkında hırsızlık suçundan dolayı kovuşturma yapılan veya kesinleşmiş olup olmadığına bakılmaksızın hakkında hüküm verilen kişinin, bu Kanun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren altı ay içinde, zararı tamamen tazmin etmesi hâlinde, hakkında cezaya hükmolunmaz, verilen ceza tüm sonuçlarıyla ortadan kalkar.” şeklindeki düzenleme nazara alındığında, anılan Kanun’un yürürlük tarihinin 05/07/2012 olduğu, mahkumiyete konu suçun tarihinin ise bu kanunun yürürlük tarihinden sonra 31/12/2013 tarihi olduğu, sanığın da hakkında kamu davası açıldığı ve mahkumiyetine karar verildiği dönemde katılan kurum zararını tamamen gidermediğinin anlaşılması karşısında, yargılamanın yenilenmesi talebinin kabul edilerek davanın düşmesine karar verilmesinde isabet görülmediğinden anılan kararın bozulması gerektiğinin ihbar olunduğu anlaşılmıştır.

GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

6352 sayılı Kanun’un yürürlük tarihinin 05/07/2012 olup, mahkumiyete konu suçun tarihinin ise bu kanunun yürürlük tarihinden sonra 31/12/2013 tarihi olduğu, hakkında kamu davası açıldığı ve mahkumiyetine karar verildiği dönemde katılan kurum zararını tamamen gidermediği anlaşılan sanığın yargılamanın yenilenmesi talebinin kabul edilerek katılan kurumun zararını karşıladığı gerekçesiyle 6352 sayılı Kanun’un geçici 2/2. maddesi gereğince davanın düşmesine karar verilmiş ise de; karşılıksız yararlanma suçu bakımından özel bir etkin pişmanlık düzenlemesi olan TCK’nın 168/5. maddesi gereğince ve kanun koyucunun amacı doğrultusunda katılan kurumun uğradığı zararı, vergisi dahil suç tutanağı ile belirlenmiş veya belirlenecek olan cezasız tutarı, ödemesi halinde hakkında kamu davası açılamayacağının, ödeme süresi ve yerinin soruşturma merciince sanığa bildirilmeden, bildirime ilişkin belge denetime esas şekilde dosyaya konmadan, sanığa dava açılmasını engelleme imkanı tanınmadan kamu davası açılması karşısında; bunun iddianamenin iadesi sebebi olduğu gözetilmeden kabul edilip yapılan yargılamada, sanığa belirtilen bildirim yapılmadan mahkumiyet kararı verilip hüküm kesinleştikten sonra yargılamanın yenilenmesi talebinin kabulü ile sanığa bilirkişi raporunda belirtilen miktarı ödemesi halinde hakkında ceza verilmesine yer olmadığına karar verileceği ihtarı yapılıp sanığın kurum zararını ödemesi üzerine hakkındaki davanın düşmesine karar verilmesi sebebiyle değişik gerekçe ile kanun yararına bozma isteminin REDDİNE, 08/06/2017 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.