Yargıtay Kararı 13. Ceza Dairesi 2016/971 E. 2017/7333 K. 15.06.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2016/971
KARAR NO : 2017/7333
KARAR TARİHİ : 15.06.2017

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Hırsızlık
HÜKÜM : Mahkumiyet

Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:
1-Sanığın aşamalardaki savunmalarında suça konu eşyaları müştekiden alacağına karşılık aldığını beyan etmesi, kendisi ile birlikte çalışan 13 kişinin kalfası olduğunu, onların da paralarını kendisinden aldıklarını ve müştekinin kendilerine hurda eşyaları satıp parasını alabileceklerini beyanı karşısında müştekiden yeniden tereddüte mahal bırakmayacak şekilde sanığın alacağının bulunup bulunmadığı yönündeki beyanı ile sanığın savunmasında bahsi geçen tanıklardan yeteri kadar dinlenip, müştekiden alacakları olup olmadığı hususu tespit edildikten sonra sonucuna göre TCK’nın 144/1-b maddesinin uygulanıp uygulanmayacağının tartışılması gerektiği gözetilmeksizin eksik soruşturma ile karar verilmesi,
2-Sanığın eyleminin 144/1-b maddesine uyduğunun belirlenmesi halinde, hükümden sonra 02/12/2016 tarihinde 29906 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6763 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 34. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK’nın 253. maddesinin 3. fıkrasında yer alan ”etkin pişmanlık hükümlerine yer verilen suçlar ile” ibaresinin madde metninden çıkarılması sebebiyle soruşturma ve kovuşturulması şikayete bağlı olan 5237 sayılı TCK’nın 144. maddesinde düzenlenen hırsızlık suçunun uzlaşma kapsamına alındığının anlaşılması karşısında; 5237 sayılı TCK’nın 7/2. maddesi uyarınca; ”Suçun işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanun ile sonradan yürürlüğe giren kanunların hükümleri farklı ise, failin lehine olan kanun uygulanır ve infaz olunur.” hükmü de gözetilerek 6763 sayılı Kanunun 35. maddesi ile değişik CMK’nın 254. maddesi uyarınca aynı kanunun 253. maddesinde belirtilen esas ve usûle göre uzlaştırma işlemleri yerine getirildikten sonra sonucuna göre sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
3-Kabule göre de;
a) Olay Yeri Krokisi ve Görgü Tespit Tutanağında suçun işlendiği yerin inşaat alanı olduğu ve halen çalışmaların da devam ettiğinin tespiti karşısında eylemin 142/1-e kapsamında kalmasına rağmen, inşaat alanı olduğu dikkate alınmaksızın TCK’nın 141/1. maddesi ile uygulama yapılması,
b) Dairemizce de benimsenen ve Y.C.G.K.’nın 26.03.2013 günlü, 2012/6-1232 esas ve 2013/106 karar sayılı içtihadında belirtildiği üzere, çalınan malın 3. kişiye satılması halinde; 5237 sayılı TCK’nın 168. maddesinin uygulanabilmesi için hırsızlık suçunun failinin, sattığı yeri veya kişiyi söyleyerek çalınan malın, hırsızlık suçunun mağduruna iadesini sağlamasının tek başına yeterli olmadığı, failin bizzat pişmanlık göstererek, satın alan iyiniyetli ise; sattığı yeri veya kişiyi söyleyerek çalınan malın hırsızlık suçunun mağduruna iadesini sağlamasının yanında aynen geri verme veya tazmin suretiyle satın alanın zararını da gidermesi, kötü niyetliyse; satın alandan elde ettiği para veya sağladığı menfaati, kazanç müsaderesine konu edilmek üzere soruşturma makamlarına teslim etmesi  gerekir.  Esasen iyiniyetli olan satın alanda bulunan ve hırsızlık suçuna konu olan eşyaya elkonulamaz. Hırsızlık suçuna konu eşyaya elkonulmasına rağmen, failin satın alandan aldığı para veya sağladığı menfaatin satına alana iade edilmemesi halinde, satın alana Devlet eliyle haksızlık yapılmış olur.
Somut olayda, TCK’nın 168/1. maddesinin uygulanma koşulları bulunmadığı hâlde sanık hakkında etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanması,
Bozmayı gerektirmiş, Sanık …’in temyiz nedenleri bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenlerle tebliğnameye aykırı olarak BOZULMASINA, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi aracılığı ile 1412 sayılı CMUK’un 326/son maddesi uyarınca kazanılmış hakkın korunmasına, 15.06.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.