Yargıtay Kararı 13. Ceza Dairesi 2016/7217 E. 2018/9058 K. 18.06.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2016/7217
KARAR NO : 2018/9058
KARAR TARİHİ : 18.06.2018

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Karşılıksız yararlanma
HÜKÜM : Ceza verilmesine yer olmadığına

Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:
CMK’nın 260/1. maddesine göre katılan sıfatını alabilecek surette suçtan zarar görmüş bulunanlar için kanun yolunun açık olduğu, müşteki kurumun şikayet dilekçesi ile sanığın cezalandırılmasını istediği, davaya katılma talebinde bulunduğu ve mahkemece verilen hükmü temyiz etmekle açıkça katılma iradesini ortaya koyduğu, Dairemizce de benimsenen Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 19.10.2010 gün ve 2010/9-149 Esas, 2010/205 Karar sayılı kararında da belirtildiği üzere mağdurun katılan sıfatını alabilecek surette suçtan zarar gördüğü konusunda araştırma yapmayı gerektirecek bir tereddüt bulunmadığı görülmekle, CMK’nın 237/2. maddesi uyarınca suçtan zarar gören müşteki İzsu Genel Müdürlüğü’nün davaya katılmasına ve vekilinin katılan vekili olarak kabul edilmesine karar verilmekle, katılan vekilinin temyizi üzerine yapılan incelemede;
1-Sanık hakkında 27.01.2015 tarihinde düzenlenen tutanakta sayaçsız ve spiral boru ile kayıt dışı su kullandığının tespit edildiği, karşılıksız yararlanma suçu bakımından özel bir etkin pişmanlık düzenlemesi olan TCK’nın 168/5. maddesi gereğince ve kanun koyucunun amacı doğrultusunda katılan kurumun uğradığı zararı, vergisi dahil suç tutanağı ile belirlenmiş veya belirlenecek olan cezasız tutarı, ödemesi halinde hakkında kamu davası açılamayacağının, ödeme süresi ve yerinin soruşturma merciince sanığa bildirilip, bildirime ilişkin belge denetime esas olacak şekilde dosyaya konulup sanığa hakkında dava açılmasını engelleme imkanı tanınmadan, bunun da iddianamenin iadesi sebebi olduğu gözetilmeyerek görülen kamu davasında; hüküm öncesi bu eksiklik zarar ödenerek giderilmiş olması nedeni ile ceza yargılamasında safhadan dönülmezlik ilkesi de dikkate alınarak TCK’nın 168/5. ve CMK’nın 223/8. maddesi gereğince sanık hakkındaki davanın düşmesine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması,
2-5237 Sayılı TCK’nın 168/5.maddesi ve 6352 Sayılı Yasanın 103.maddesi ile 5352 Sayılı Adli Sicil Kanunu’nun 6. maddesine eklenen 2.fıkrası uyarınca adli sicilde bunlara mahsus sisteme kaydı işlemlerinin mahkemesince yerine getirilmesi zorunluluğu,
Bozmayı gerektirmiş, katılan vekilinin temyiz itirazı bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA, bozma nedeni yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi aracılığıyla 1412 sayılı CMUK’un 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, sanık hakkında açılan kamu davasının 5237 Sayılı TCK’nın 168/5.ve 5271 Sayılı CMK’nın 223/8. maddesi gereğince DÜŞMESİNE, ”karar kesinleştiğinde bir suretinin Adli Sicil Kanunu’nun 6/2.maddesi uyarınca mahsus siciline kaydı için Adalet Bakanlığı Adli Sicil ve İstatistik Genel Müdürlüğü’ne gönderilmesi” cümlesinin eklenmesi suretiyle diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 18.06.20188 tarihinde oy birliği ile karar verildi.