Yargıtay Kararı 13. Ceza Dairesi 2016/4163 E. 2017/10362 K. 10.10.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2016/4163
KARAR NO : 2017/10362
KARAR TARİHİ : 10.10.2017

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Hırsızlık, işyeri dokunulmazlığının ihlali
HÜKÜMLER : Mahkumiyet

Mahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; hırsızlık ve işyeri dokunulmazlığını bozma suçlarının sanık tarafından işlendiğini kabulde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz itirazları da yerinde görülmemiştir.
Ancak,
1- Her ne kadar Manisa Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Hastahanesinin 26/05/2014 tarihli raporunda ceza ehliyetinin tam olduğu bildirilmekle birlikte, dosyaya postayla gönderilen … imzalı dilekçe ekindeki özürlü sağlık kurulu raporunda sanık …’ın şizofreni hastası olduğunun belirtildiği, sanığın temyiz dilekçesi ekinde sunduğu Yalvaç Sulh Hukuk Mahkemesinin 2013/12 esas sayılı kararı ile kısıtlandığının anlaşılması karşında, öncelikle sanığa CMK.nın 150/2.maddesi gereğince, istemi aranmaksızın zorunlu olarak müdafii görevlendirilmesi, sanığın tedavi evrakının teminininden sonra Adli Tıp Kurumuna sevki ile Adli Tıp Kurumu Gözlem İhtisas Dairesinde gözlem altında tutularak 4.ihtisas kurulundan cezai ehliyeti ile ilgili rapor aldırılması, raporlar arasında çelişki bulunduğu takdirde ise, Adli Tıp Kurumu Kanunu’nun 15.maddesi gereğince bizzat muayene edilerek Adli Tıp Genel Kurulu’ndan rapor alınmak suretiyle çelişki giderildikten sonra sanığın hukuki durumunun değerlendirilmesi gerekirken, eksik soruşturma ile hüküm kurulması,
2-Sanık …’ın adli sicil kaydına göre, tekerrüre esas sabıkasının bulunduğu anlaşılmakla beraber, bu hususun 5237 sayılı TCK’nın 50 ve 51. maddeleri ile 5271 sayılı CMK’nın 231. maddesinde düzenlenmiş cezanın kişiselleştirilmesi normlarının tatbiki sırasında değerlendirilebileceği, sanık … ve temyiz dışı sanık …’in TCK’nın 37/1. maddesi kapsamında suça doğrudan katıldıklarının anlaşılması karşısında, benzer gerekçeler ile sanık … hakkında alt sınırdan hüküm kurulmasına karşın, sanık … hakkında TCK’nın 61. maddesinde yer almayan “sanığın mükerrir olması” da gerekçe gösterilmek suretiyle alt sınırdan uzaklaşılarak ceza tayin edilmesi,
3-“Anayasa Mahkemesi’nin 08.10.2015 günlü, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı, 24.11.2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan kısmi iptal kararı uyarınca, 5237 sayılı TCK 53. madde 1. fıkra b. bendinde düzenlenen “seçme ve seçilme ehliyetinden ve diğer siyasi hakları kullanmaktan yoksun bırakılmasına” hükmünün iptal edilmesi nedeniyle uygulanamayacağının gözetilmesi zorunluluğu ve kasten işlemiş olduğu suç dolayısıyla hapis cezasıyla mahkûmiyetin yasal sonucu olarak sanığın, 5237 sayılı TCK’nın 53/1. maddesinin (a), (c), (d) ve (e) bentlerinde yazılı haklardan aynı maddenin 2. fıkrası uyarınca cezanın infazı tamamlanıncaya kadar, kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından ise anılan maddenin 3. fıkrası uyarınca mahkûm olduğu hapis cezasından koşullu salıverilinceye kadar yoksun bırakılmasına karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde hüküm kurulması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık …’ın temyiz istemi bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin açıklanan nedenle isteme uygun olarak BOZULMASINA, 10.10.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.