YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2016/15135
KARAR NO : 2017/6697
KARAR TARİHİ : 06.06.2017
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Hırsızlık, işyeri dokunulmazlığının ihlali, mala zarar verme
HÜKÜMLER : Mahkumiyet
Mahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:
I-Sanık hakkında mala zarar verme suçundan dolayı verilen 06.05.2014 tarihli karar ile 06.05.2014 tarihli kararın iptaline ilişkin 16.05.2014 tarihli ek karara yönelik temyiz isteminin incelenmesinde;
Sanık hakkında mala zarar verme suçundan dolayı bozma öncesi verilen 27.02.2007 tarihli hüküm miktar itibariyle kesin olup, Yargıtay 6. Ceza Dairesinin 22.04.2013 tarih, 2010/8564 Esas ve 2013/9643 Karar sayılı ilamı ile temyiz isteminin reddine karar verildiğinden, mahkemenin bozma sonrası yapılan yargılama sırasında mala zarar verme suçundan dolayı kurduğu yeni hükmün ve ek kararın yok hükmünde olduğu anlaşılmakla, sanık … müdafinin temyiz isteminin tebliğnameye uygun olarak REDDİNE,
II-Hırsızlık suçundan kurulan hükme yönelik temyiz istemlerinin incelenmesinde;
Sanığın tutuklu kaldığı sürelerin 5271 sayılı CMK’nın 232/2-d maddesine muhalefet edilerek gerekçeli karar başlığında gösterilmemesi yerinde giderilebilir eksiklik olarak görüldüğünden, tutuklulukta geçirdiği sürelerin TCK’nın 63. maddesi uyarınca hükmolunan hapis cezasından mahsubuna karar verilmemesi ise infaz aşamasında gözetilmesi mümkün bulunduğundan; tekerrüre esas hükümlülüğü bulunan ve bozma öncesi kurulan hükümde de uygulanmasına rağmen, bozma sonrası kurulan hükümde sanık hakkında TCK’nın 58. maddesinin uygulanmaması aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; suçun sanık tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz itirazları da yerinde görülmemiştir.
Ancak;
Anayasa Mahkemesi’nin 08.10.2015 günlü, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı, 24.11.2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan kısmi iptal kararı uyarınca, 5237 sayılı TCK 53. madde 1. fıkra b bendinde düzenlenen “seçme ve seçilme ehliyetinden ve diğer siyasi hakları kullanmaktan yoksun bırakılmasına” hükmünün iptal edilmesi nedeniyle uygulanamayacağının gözetilmesi zorunluluğu ve kasten işlemiş olduğu suç dolayısıyla hapis cezasıyla mahkumiyetin yasal sonucu olarak sanığın, 5237 sayılı TCK’nın 53/1. maddesinin (a), (c), (d) ve (e) bentlerinde yazılı haklardan aynı maddenin 2. fıkrası uyarınca cezasının infazı tamamlanıncaya kadar, kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından ise anılan maddenin 3. fıkrası uyarınca mahkum olduğu hapis cezasından koşullu salıverilinceye kadar yoksun bırakılmasına karar verilmesi gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık … ve müdafiinin temyiz istemleri bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA, bozma nedeni yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK’un 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, hüküm fıkrasından “TCK’nın 53. maddesinin uygulanmasına ilişkin bölümün” çıkartılarak, yerine “Kasten işlemiş olduğu suç için hapis cezasıyla mahkumiyetin yasal sonucu olarak sanığın, 5237 sayılı TCK’nın 53/1. maddesinin (a), (c), (d) ve (e) bentlerinde yazılı haklardan aynı maddenin 2. fıkrası uyarınca cezalarının infazı tamamlanıncaya kadar, kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından ise anılan maddenin 3. fıkrası uyarınca mahkum olduğu hapis cezasından koşullu salıverilinceye kadar yoksun bırakılmasına” cümlesinin yazılması suretiyle, eleştiri dışında diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
III-İşyeri dokunulmazlığının ihlali suçundan kurulan hükme yönelik temyiz istemlerinin incelenmesine gelince;
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; suçun sanık tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz itirazları da yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1-Sanığın eyleminin TCK’nın 116/2. maddesinde yer alan iş yeri dokunulmazlığının ihlali suçunu oluşturduğu gözetilmeden, yazılı şekilde TCK’nın 116/1. maddesinde yer alan konut dokunulmazlığının ihlali suçundan karar verilmesi,
2-Sanığın 06.05.2014 tarihli duruşmada hakkında lehe olan hükümlerin uygulanmasını talep etmesine karşın, TCK’nın 52/4. maddesinde yer alan taksitlendirme hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağının karar yerinde tartışılmaması,
3-28.06.2014 tarihinde 29044 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanunun 81. maddesi ile değişik 5275 Sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanunun 106/3. maddesi ile “hükümlü adli para cezasını ödemezse, Cumhuriyet savcısının kararı ile kamuya yararlı bir işte çalıştırılmasına karar verileceği, buna uymaması halinde kalan kısmın tamamının açık ceza infaz kurumunda yerine getirileceği” düzenlemesi getirildiği halde, anılan düzenleme dikkate alınmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması,
4-Kabule göre de; sanığa ek savunma hakkı verilmeksizin hakkında TCK’nın 116/1. maddesinin uygulanmasına karar verilmesi suretiyle CMK’nın 226/1. maddesine muhalefet edilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanık … ve müdafiinin temyiz istemleri bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenlerle tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA, 06.06.2017 gününde oy birliğiyle karar verildi.