Yargıtay Kararı 13. Ceza Dairesi 2015/3675 E. 2017/7835 K. 03.07.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/3675
KARAR NO : 2017/7835
KARAR TARİHİ : 03.07.2017

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Karşılıksız yararlanma, mühür bozma
HÜKÜMLER : Mahkumiyet

Mahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:
I- Sanık hakkında mühür bozma suçundan kurulan hüküm yönünden yapılan incelemede;
14/04/2011 tarihinde yayınlanarak yürürlüğe giren 6217 sayılı Kanun’un 26. maddesi ile 5320 sayılı Kanuna eklenen ek 2. madde uyarınca doğrudan verilen 3.000. TL’ye kadar olan adli para cezalarından ibaret mahkumiyet hükümleri kesin olup, sanık hakkında mühür bozma suçundan dolayı tayin edilen 3.000 TL adli para cezasına ilişkin hükmün, cezanın türü ve miktarı itibariyle temyizi mümkün bulunmadığından, sanık …’ un Mersin 11. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 01.07.2013 tarih 2012/640-2013/488 sayılı ek kararına karşı yaptığı temyiz isteminin CMUK’un 317. maddesi uyarınca reddiyle, usul ve kanuna uygun bulunan temyiz isteminin reddine dair hükmün tebliğnameye uygun olarak ONANMASINA,
II- Sanık hakkında karşılıksız yararlanma suçundan kurulan hüküm yönünden yapılan incelemeye gelince;
1- 20/05/2011 ve 22/10/2011 tarihlerinde seri numaraları birbirinden farklı abonesiz sayaçlardan su kullanıldığına dair tutanaklar düzenlenmesi karşısında; sanığın suça konu evde ne kadar süredir ikamet ettiğinin ve dava konusu tutanak itibariyle suça konu sayaçları kullanım sürelerinin belirlenmesinin ardından, evde kullanılan sayaçların tüketimi eksik gösterip göstermediği veya tüketim miktarının belirlenmesini engelleyecek şekilde sayaçlara müdahale edilip edilmediğinin tespit edilebilmesi için; suç tarih aralığında normal kullanıma göre tüketilebilinecek ortalama su miktarı bilirkişiye hesaplattırıldıktan sonra bulunacak değerin suça konu sayaçlardan geçirilen tüketim miktarlarıyla uyumlu olup olmadığı, tutanaklar öncesi tüketimlerle tutanaklar sonrası tüketimler arasında fark oluşup oluşmadığı ve usulsüz kullanım bedeli konusunda teknik bilirkişiden her iki tutanak yönünden de ayrı ayrı görüş bildiren ek rapor alınıp sanığın karşılıksız yararlanma kastıyla hareket edip etmediği bu suretle tespit edildikten sonra hukuki durumunun belirlenmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
2- 02.07.2012 tarihinde kabul edilip 28344 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan ve 05.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6352 sayılı “Yargı Hizmetlerinin Etkinleştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması ve Basın Yoluyla İşlenen Suçlara İlişkin Dava ve Cezaların
Ertelenmesi Hakkındaki” Kanun’un geçici 2. maddesinin 1. ve 2. fıkrası hükümleri birlikte ele alınıp değerlendirildiğinde yapılan değişiklikle amaçlananın bu kapsam dâhilindeki suçlar bakımından kurum zararının ödenmesi halinde, olayın sanığı hakkında ceza verilmesine yer olmadığı kararı verilerek işin esasına girilmesinin önlenmesi olduğu gözetilerek, katılan kurumun 167,83 TL değerinde ödeme yapıldığına ilişkin 03/12/2012 tarihli cevabi yazısı da gözetilerek sanığın kurum zararını giderip gidermediği araştırılıp, gidermediğinin tespiti halinde, sanığa bilirkişi tarafından normal tarifeye göre hesaplanacak olan cezasız kaçak kullanım bedelini ödeyerek şikayetçi kurumun zararını gidermesi halinde 6352 sayılı Yasanın Geçici 2/2 maddesi gereğince hakkında ceza verilmesine yer olmadığına karar verileceğine dair bildirimde bulunularak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun belirlenmesi zorunluluğu,
3- Kabüle göre de,
Sanık …’un 20/05/2011 ve 22/10/2011 tarihli iki ayrı suç tutanağına konu eylemleri yönünden sanık hakkında 5237 sayılı TCK’nın 43/1. maddesi kapsamında zincirleme suç hükümlerinin uygulanıp uygulanamayacağının tartışılması zorunluluğu,
Bozmayı gerektirmiş, sanık …’un temyiz talebi bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi uyarınca, tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA, ceza süresi bakımından 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesinin yollamasıyla 1412 sayılı CMUK’un 326/son maddesi uyarınca sanığın kazanılmış hakkının gözetilmesine, 03/07/2017 tarihinde oybirliği ile karar verildi.