Yargıtay Kararı 13. Ceza Dairesi 2015/17311 E. 2016/2311 K. 16.02.2016 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/17311
KARAR NO : 2016/2311
KARAR TARİHİ : 16.02.2016

Tebliğname No : 2 – 2015/396111
MAHKEMESİ : Çumra Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 19/10/2015
NUMARASI : 2014/2 (E) ve 2015/487 (K)
SUÇ : Hırsızlık, işyeri dokunulmazlığının ihlali, mala zarar verme

Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:
I-Hırsızlık ve işyeri dokunulmazlığının ihlali suçlarından kurulan hükümlerin temyiz incelemesinde;
Müştekiye ait işyerine birden fazla kişiyle birlikte girilerek gerçekleştirilen eylemin, 5237 sayılı TCK’nın 142/1-b. maddesine uyan hırsızlığın yanı sıra, aynı Yasanın 116/1, 119/1-c. maddesine uygun olarak meydana gelen birden fazla kişiyle işyeri dokunulmazlığını ihlal suçunun, şikayete tabi olmadığının anlaşılması karşısında; tebliğnamede, işyeri dokunulmazlığının ihlali suçu yönünden bozma isteyen düşünceye iştirak edilmemiştir.
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; suçların sanıklar tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz itirazları da yerinde görülmemiştir.
Ancak;
Anayasa Mahkemesi’nin 08.10.2015 günlü, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı, 24.11.2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan kısmi iptal kararı uyarınca, 5237 sayılı TCK’nın 53. madde 1. fıkra b. bendinde düzenlenen “seçme ve seçilme ehliyetinden ve diğer siyasi hakları kullanmaktan yoksun bırakılmasına” hükmünün iptal edilmesi nedeniyle uygulanamayacağının gözetilmesi zorunluluğu,
Bozmayı gerektirmiş, sanıklar … …, … … ve … …’ın temyiz itirazları bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi aracılığı ile 1412 sayılı CMUK’un 325. maddesi uyarınca bozmadan hükmü temyiz etmeyen sanık … …’ın da yararlandırılmasına, bozma nedeni yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK’un 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, hüküm fıkrasından “TCK’nın 53. maddesinin uygulanmasına ilişkin bölümün” çıkartılarak, yerine “Kasten işlemiş olduğu suç için hapis cezasıyla mahkûmiyetin yasal sonucu olarak sanığın, 5237 sayılı TCK’nın 53/1.maddesinin (a), (c), (d) ve (e) bentlerinde yazılı haklardan aynı maddenin 2. fıkrası uyarınca cezanın infazı tamamlanıncaya kadar, kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından ise anılan maddenin 3. fıkrası uyarınca mahkûm olduğu hapis cezasından koşullu salıverilinceye kadar yoksun bırakılmasına” cümlesinin eklenmesi suretiyle, diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükümlerin DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
II-Mala zarar verme suçundan kurulan hükümlerin temyiz incelemesine gelince;
Mala zarar verme suçunun TCK’nın 142. maddesine 5560 sayılı Yasa ile eklenen 4. fıkranın yürürlüğe girdiği 19.12.2006 tarihinden önce işlendiği ve bu nedenle suçun kovuşturmasının şikayete tabi olduğu, müşteki … …’nın yargılama sırasında şikayetten vazgeçtiğini beyan ettiğinin anlaşılması karşısında; mala zarar verme suçundan şikayet yokluğu nedeni ile TCK’nın 73. ve 5271 sayılı CMK’nın 223/8. maddeleri gereğince kamu davasının düşmesine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde uygulama yapılması,
Bozmayı gerektirmiş, … …, … … ve … …’ın temyiz itirazları bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle isteme uygun olarak BOZULMASINA, bozma sebebi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi aracılığıyla 1412 sayılı CMUK’un 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, sanıklar hakkında açılan kamu davasının 5271 sayılı CMK’nın 223/8. maddesi uyarınca şikayetten vazgeçme nedeniyle DÜŞMESİNE, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi aracılığı ile 1412 sayılı CMUK’un 325. maddesi uyarınca bozmadan hükmü temyiz etmeyen sanık M.. T..’ın da yararlandırılmasına, 16.02.2016 tarihinde oybirliği ile karar verildi.