Yargıtay Kararı 13. Ceza Dairesi 2015/14520 E. 2015/16900 K. 03.11.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/14520
KARAR NO : 2015/16900
KARAR TARİHİ : 03.11.2015

Tebliğname No : KYB – 2015/245829

Hırsızlık suçundan suça sürüklenen çocuk İ.. Ş..’in, 765 sayılı TCK’nın 493/1 ve 522. maddeleri gereğince 3 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına dair İstanbul 28. Asliye Ceza (kapatılan Şişli 5. Asliye Ceza) Mahkemesinin 18.10.2007 tarih ve 2003/984 esas, 2007/1049 karar sayılı kararına karşı, Adalet Bakanlığı’nın 29.06.2015 gün ve 94660652-105-34-2081-2015-13257/42864 sayılı yazısı ile kanun yararına bozma ihbarında bulunulduğundan Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 09.07.2015 gün ve 2015/245829 sayılı ihbarnamesiyle Dairemize gönderildiği,
MEZKUR İHBARNAMEDE;

1- 5237 sayılı TCK’nın 7/2 ve 5252 sayılı Kanun’un suça sürüklenen çocuk yararına olan hükmün, önceki ve sonraki kanunların ilgili bütün hükümlerinin olaya uygulanarak, ortaya çıkacak sonuçların birbirleriyle karşılaştırılması sureti ile bulunması gerektiği, suça sürüklenen çocuğun sanık H.. Ç.. ile birlikte şikâyetçiye ait aracı, sol ön kapı kilit yuvasını zorlayarak açıp düz kontak yapmak sureti ile çalması şeklinde oluşan eylemin aracın kilitlenerek bırakılması nedeni ile 5237 sayılı TCK’nın 142/1-b maddesinde yazılı suçu oluşturduğu, şikâyetçinin aracı 28.08.2003 tarihinde saat 20.00 sıralarında evin önüne park ettiğini, 29.08.2003 tarihinde saat 06.00 sıralarında ise aracın çalındığını fark ettiğini söylemesi ve olay tarihinde de güneşin 19.46’da battığının ve 06.24’te doğduğunun anlaşılması karşısında; 5237 sayılı TCK’nın 6/1-e maddesine uygun olarak, suçun gece vakti işlendiğine ilişkin deliller kararda gösterilip tartışılmadan 5237 sayılı TCK’nın 143. maddesi ile uygulama yapılamayacağı, çalınan ve zarar verilen aracın, hırsızlık suçunun konusu olması sebebiyle ayrıca mala zarar verme suçunun oluşmayacağı gözetilmeden, 5237 sayılı TCK’nın 142/1-e, 143, 151/1. maddesi ile 765 sayılı TCK’nın 493/1 ve 522. maddeleri kapsamında olduğundan bahisle yazılı şekilde karar verilmesinde,
2- Kayden .. . ..1986 doğumlu olup, suçun işlendiği 29.08.2003 tarihinde 15-18 yaş gurubunda olduğu anlaşılan suça sürüklenen çocuk hakkında tayin olunan cezadan, 765 sayılı TCK’nın 55/3. maddelerine göre indirim yapmak gerekirken, indirim yapılmamak suretiyle fazla ceza tayini ile yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmediğinden, anılan kararın bozulması gerektiğinin ihbar olunduğu anlaşılmıştır.

Kanun yararına bozma istemine dayanan Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın ihbar yazısı incelenen dosya kapsamına göre yerinde görüldüğünden kabulü ile, 5237 sayılı TCK’nın 7/2 ve 5252 sayılı Kanun’un 9/3. maddesi uyarınca suça sürüklenen çocuk yararına olan hükmün önceki ve sonraki kanunların ilgili bütün hükümlerinin olaya uygulanarak ortaya çıkacak sonuçların birbiriyle karşılaştırılması suretiyle bulunması gerektiği, suça konu otomobilin sağlam ve muhkem nitelikteki sol ön kapı kilidinin zorlanarak açılıp düz kontak yapılmak suretiyle çalınması şeklinde
gerçekleşen eylemin 765 sayılı TCK’nın 493/1, 522 (pek fahiş) ve 55/3. maddelerine uyan suçu oluşturduğu, buna karşılık suça sürüklenen çocuğun eyleminin; kapıları kilitlenerek park edilen otomobilin çalınması nedeniyle 5237 sayılı TCK’nın 142/1-b maddesinde yazılı suçu oluşturduğu, müştekinin aracı 28.08.2003 tarihinde saat 20.00 sıralarında evin önüne park ettiği, 29.08.2003 tarihinde saat 06.00 sıralarında ise aracın çalındığını fark ettiğini söylemesi ve olay tarihinde de güneşin 19.46’da battığının ve 06.24’te doğduğunun anlaşılması karşısında, suçun gece vakti işlendiğine ilişkin deliller kararda gösterilip tartışılmadan 5237 sayılı TCK’nın 143. maddesi ile uygulama yapılamayacağı ve çalındıktan sonra zarar verilen aracın, hırsızlık suçunun konusu olması sebebiyle ayrıca mala zarar verme suçunun oluşmayacağı gözetilerek, 5237 sayılı TCK’nın 142/1-b, 143 (eylemin gece işlendiğinin sübutu halinde) ve 31/3 (suç tarihi itibariyle 1/2 indirim) maddelerine uyan hırsızlık suçunu oluşturduğu, 19.12.2006 tarihinde yürürlüğe giren 5560 sayılı Kanun’la yapılan değişiklikten önce yürürlükte bulunan 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu’nun 24. maddesi gereğince uzlaşma hükümlerinin uygulanma olanağı değerlendirilip sonucuna göre, suça sürüklenen çocuğun lehine olan kanunun belirlenmesi zorunluluğu nedenleriyle hırsızlık suçundan suça sürüklenen çocuk İ.. Ş.. hakkında İstanbul 28. Asliye Ceza (kapatılan Şişli 5. Asliye Ceza) Mahkemesinin 18.10.2007 tarih ve 2003/984 esas, 2007/1049 karar sayılı kararının 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesinin 4. fıkrasının (b) bendi gereğince BOZULMASINA, müteakip işlemlerin mahallinde yerine getirilmesine, 03.11.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.