Yargıtay Kararı 13. Ceza Dairesi 2015/13401 E. 2016/6801 K. 18.04.2016 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/13401
KARAR NO : 2016/6801
KARAR TARİHİ : 18.04.2016

MAHKEMESİ: … Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Hırsızlık
HÜKÜM : Mahkumiyet

Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:
I-Sanık … … hakkında kurulan hükme yönelik yapılan incelemede;
İlk hükmü temyiz etmeyen sanığın sirayet nedeniyle bozma sonrası verilen hükmü temyiz etme hakkı hukuken mümkün olmadığından; lehe bozmadan sirayet nedeniyle yararlanan sanık hakkında, bozma sonrası ileri sürülen mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz taleplerinin 5320 sayılı kanunun 8/1 maddesi delaletiyle halen yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK’un 317. maddesi uyarınca tebliğnameye aykırı olarak REDDİNE,
II-Sanık … … hakkında kurulan hükme yönelik yapılan incelemede;
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; suçun sanık tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz itirazları da yerinde görülmemiştir.
Ancak;
… Mahkemesi’nin 08.10.2015 günlü, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı, 24.11.2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan kısmi iptal kararı uyarınca, 5237 sayılı TCK 53.madde 1.fıkra b. bendinde düzenlenen “seçme ve seçilme ehliyetinden ve diğer siyasi hakları kullanmaktan yoksun bırakılmasına” hükmünün iptal edilmesi nedeniyle uygulanamayacağının gözetilmesi zorunluluğu,
Bozmayı gerektirmiş, sanık … … müdafii ile katılan … … vekilinin temyiz itirazı bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin açıklanan nedenle isteme aykırı olarak BOZULMASINA, bozma nedeni yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK’un 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, hüküm fıkrasından “TCK’nın 53. maddesinin uygulanmasına ilişkin bölümün” çıkartılarak, yerine “Kasten işlemiş olduğu suç için hapis cezasıyla mahkûmiyetin yasal sonucu olarak sanığın, 5237 sayılı TCK’nın 53/1.maddesinin (a), (c), (d) ve (e) bentlerinde yazılı haklardan aynı maddenin 2. fıkrası uyarınca cezanın infazı tamamlanıncaya kadar, kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından ise anılan maddenin 3. fıkrası uyarınca mahkûm olduğu hapis cezasından koşullu salıverilinceye kadar yoksun bırakılmasına” cümlesinin eklenmesi suretiyle, diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükümlerin DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 18.04.2016 tarihinde oyçokluğu ile karar verildi.

MUHALEFET ŞERHİ
Adil yargılanma hakkının en önemli başlıklarından birini oluşturan savunma hakkı, temel bir insanlık hakkı olarak İHAS 6. ve 2709 sayılı Anayasa’mızın 36. maddeleriyle 5271 sayılı CMK’nın çeşitli hükümlerinde güvence altına alınmıştır.
Kanunyoluna başvurma hakkı da, savunma hakkının en önemli bölümlerinden birini oluşturmaktadır.
Ayrıca; 7 No.’lu Ek Protokolün “Cezai konularda iki dereceli yargılanma hakkı” başlıklı 2. maddesi uyarınca; kural olarak herkes aleyhine verilen mahkûmiyet hükmünü temyiz etme hakkına sahiptir.
5271 sayılı CMK’nın 267. maddesi uyarınca, hâkim kararları ile kanunun gösterdiği hâllerde mahkeme kararlarına karşı itiraz kanunyoluna gidilebilir.
5320 sayılı CMK’nın Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun’a eklenen geçici (ya da 1412 sayılı CMUK’un 305/son ) maddesinde belirtilen istisnalar dışında, bütün nihai kararlar yâni hükümler temyiz kanunyolu denetimine tâbidir.
İstisna kapsamında kalan hükümler ise; kesindir. Önceki hükmü temyiz etmeyen sanığın 1412 sayılı CMUK’nın 325. maddesi uyarınca sirayet sonrası ele alınan dava dosyasında aleyhine olarak verilen hükmü temyiz edemiyeceğine dair çoğunluk görüşü, İHAS’ın 6., 7 No.’lu Ek Protokol’ün 2. ve 5320 sayılı CMK’nın Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun’a eklenen geçici (ya da 1412 sayılı CMUK’un 305/son) maddelerinin âmir hükümleri ile “istisnaların genişletici yoruma tâbi tutulamaması” ilkesi uyarınca kabule şayân değildir.
Bu sebeple, sanık … hakkında 3 yıl hapis cezasına ilişkin hükmün temyizi kâbil olduğu düşüncesiyle, kararın 1. no.’lu bölümüne ilişkin çoğunluk görüşüne katılmıyoruz.