Yargıtay Kararı 13. Ceza Dairesi 2015/12958 E. 2015/16995 K. 03.11.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/12958
KARAR NO : 2015/16995
KARAR TARİHİ : 03.11.2015

Tebliğname No : KD – 2013/249088

Sanıklar A.. Ş.. ve G.. K.. hakkında, müşteki M.. S..’ye yönelik hırsızlık, işyeri dokunulmazlığının ihlali ve mala zarar verme suçlarından yapılan duruşma sonunda; 5237 sayılı TCK’nın 142/1-b, 143, 62. maddeleri uyarınca 1 yıl 9 ay 20 gün hapis, 116/2-4, 119/1-c, 62. maddeleri uyarınca 1 yıl 8 ay hapis ve 151/1, 62. maddeleri uyarınca da 3 ay 10 gün hapis cezası uygulanmasına ilişkin Karşıyaka 2. Asliye Ceza Mahkemesince verilen 22/03/2013 gün ve 2012/380 Esas, 2013/121 Karar sayılı hükmün sanıklar tarafından temyizi üzerine, Dairemizin 14/04/2015 gün ve 2014/21746 Esas, 2015/6879 Karar sayılı düzeltilerek onanması yönündeki ilamına karşı, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 22/05/2015 tarih ve 6-2013/249088 sayılı yazısı ile sanıkların kolluk görevlileri tarafından şüphe üzerine yakalandıklarında, yakınanın herhangi bir başvurusu bulunmadan, yaşı nedeniyle ayrı dava açılan O.. B..’nin suçu ikrar edip hırsızlık yaptıkları yeri gösterdiği, ele geçen paranın dava açılmadan müştekiye iade edildiği, çalınan paranın miktarının kesin olarak bilinememesi nedeniyle iadenin tam gerçekleştiğinin kabul edilmesi gerektiği, başka bir dosyada yargılanan suça sürüklenen çocuk O.. B.. hakkında müştekinin de rızasının bulunması nedeniyle TCK’nın 168/1. maddesinin uygulandığı, mağdur tarafa tekrar iade veya tazmin söz konusu olamayacağına göre tüm sanıkların etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanması gerektiği; iadenin tam olmadığının kabul edilmesi halinde ise etkin pişmanlık hükümlerinin tatbiki için suçun sanıklar tarafından kabul edilmesinin gerekmediği hususu da gözetilerek, müştekiye yapılan kısmi iade nedeniyle cezadan indirim yapılmasına rızası olup olmadığı sorulup sonucuna göre sanıklar hakkında TCK’nın 168/1-4. maddesinin uygulanıp uygulanmayacağının tartışılması gerektiğinden bahisle hırsızlık suçundan kurulan hükümlerin bozulması yönünde yeniden değerlendirme yapılmak üzerine dosya Daireye gönderilmekle okunarak gereği görüşülüp düşünüldü:
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 22/05/2015 tarih ve 6-2013/249088 sayılı itiraz istemi yerinde görülmüş olduğundan Dairemizin 14/04/2015 gün ve 2014/21746 Esas, 2015/6879 Karar sayılı tevdii kararı kaldırılarak yeniden yapılan incelemede;
Sanık G.. K.. hakkında tekerrür uygulamasına esas alınan kararın İzmir 14. Sulh Ceza Mahkemesi yerine İzmir 4. Sulh Ceza Mahkemesi olarak gösterilmesi mahallinde giderilebilir yazım hatası olarak kabul edilmiştir.
I-İşyeri dokunulmazlığının ihlali ve mala zarar verme suçlarından kurulan hükümlerin temyiz incelemesinde;
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve akimin takdirine göre; suçların sanıklar tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz itirazları da yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1-Sanık A.. Ş..’ın tekerrüre esas alınan hükümlülüğünün, TCK’nın 191/2. maddesinde düzenlenen uyuşturucu madde kullanma suçuna ilişkin olduğu ve bu suç nedeniyle sanık hakkında tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine hükmedildiğinin anlaşılması karşısında; hakkında TCK’nın 58. maddesi gereğince uygulama yapılamayacağının gözetilmemesi;
2-5271 sayılı CMK’nın 326/2. maddesi uyarınca birlikte işlenmiş suç nedeniyle mahkum edilmiş olan sanıkların sebebiyet verdikleri yargılama giderlerinden ayrı ayrı, ortak yargılama giderlerinden de eşit olarak sorumlu tutulmaları gerektiğinin düşünülmemesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanıklar A.. Ş.. ve G.. K.. müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin açıklanan nedenle tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA, bozma nedeni yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi aracılığıyla 1412 sayılı CMUK’un 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, hüküm fıkrasından sanık A.. Ş.. hakkındaki “TCK’nın 58. maddesinin uygulanmasına” ve “yargılama giderlerinin müteselsilen alınmasına” ilişkin bölümler çıkarılarak, yargılama giderleriyle ilgili bölüme ”sanıkların sebebiyet verdikleri yargılama giderlerinden ayrı ayrı; ortak yargılama giderlerinden de eşit olarak sorumlu tutulmalarına” cümlesinin eklenmesi suretiyle, diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükümlerin DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
II-Hırsızlık suçundan kurulan hükümlerin temyiz incelemesine gelince;
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; suçun sanıklar tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz itirazları da yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1-Olaydan bir süre sonra yapılan trafik kontrolünde durdudulan araç içinde şüphe üzerine yakalanan diğer sanık O.. B..’nin suçu ikrar ederek, suça konu paranın bir kısmının kovuşturma başlamadan iadesini sağladığının anlaşılması karşısında; TCK’nın 168/son maddesi gereğince müştekiye, sanıklar hakkında kısmi iade nedeniyle etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanmasına rızası olup olmadığı sorularak sonucuna göre uygulama yapılması gerektiği gözetilmeden, yasal ve yeterli olmayan gerekçeyle yazılı şekilde hüküm kurulması,
2-Sanık A.. Ş..’ın tekerrüre esas alınan hükümlülüğünün, TCK’nın 191/2. maddesinde düzenlenen uyuşturucu madde kullanma suçuna ilişkin olduğu ve bu suç nedeniyle sanık hakkında tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine hükmedildiğinin anlaşılması karşısında; hakkında TCK’nın 58. maddesi gereğince uygulama yapılamayacağının gözetilmemesi;
3- 5271 sayılı CMK’nın 326/2. maddesi uyarınca birlikte işlenmiş suç nedeniyle mahkum edilmiş olan sanıkların sebebiyet verdikleri yargılama giderlerinden ayrı ayrı, ortak yargılama giderlerinden de eşit olarak sorumlu tutulmaları gerektiğinin düşünülmemesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanıklar A.. Ş.. ve G.. K.. müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin açıklanan nedenle tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA, 03.11.2015 tarihinde oybirliği ile karar verildi.