Yargıtay Kararı 13. Ceza Dairesi 2014/9407 E. 2014/35116 K. 09.12.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2014/9407
KARAR NO : 2014/35116
KARAR TARİHİ : 09.12.2014

Tebliğname No : 13 – 2014/35233
MAHKEMESİ : Bakırköy 10. Ağır Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 07/06/2012
NUMARASI : 2008/50 (E) ve 2012/191 (K)
SUÇ : Hırsızlık

Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:
Sanık hakkında hüküm kurulurken, 5237 sayılı TCK nın 53. maddesi ile yapılan uygulamada, Yasaya aykırılık bulunmadığının anlaşılmış olması karşısında bu sebeple tebliğnamedeki bozma isteyen düşünceye iştirak edilmemiştir.
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hâkimin takdirine göre; atılı suçun sanık tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1-Dosya kapsamına göre, olay günü saat 21.45 sıralarında, sanığın, kimlik bilgileri tespit edilemeyen iki arkadaşı ile birlikte müşteki C.. Y.. ve mağdur S.. Y..’u, yolda durdurarak, kendisini tanıyıp tanımadıklarını sorduğu, devamında, bir yere oturup konuşalım” dediği, sanık ve müştekinin inşaat yakınındaki bir yere oturarak burada konuşmaya başladıkları, sanığın, müşteki ve mağdura hitaben “siz benim kız kardeşimi rahatsız ediyormuşsunuz, numarası sizde var mı kontrol edeceğim, telefonunuza bakacağım” dediği, bu yolla müştekiden telefonunu aldığı, telefonu bir müddet kurcalayıp, rastgele gösterdiği bir numaranın kız kardeşine ait olduğunu ileri sürdüğü, müştekinin numaraya bakmak için telefonunu geri istediği, müştekinin, bu numaranın bir köylüsüne ait olduğunu anlattığı sırada, sanığın, müştekiye inanmamış gibi yaparak, gösterdiği numaranın halen kardeşine ait olduğu konusunda ısrar edip, telefonu tekrar müştekiden geri aldığı, alır almaz telefonu yanında bulunan arkadaşına uzatıp, hep birlikte kaçmaya başladıkları, müşteki C.. Y.. ve mağdur S.. Y..’un, arkalarından koşarak, sanığı yakaladıkları, diğerlerinin ise telefonla birlikte kaçıp gittikleri, müştekinin soruşturma aşamasındaki ilk beyanında, telefonunu sanığa verdiğini söylediği, 6.12.2007 tarihli duruşmada ise telefonunu geri istediğinde sanığın, “vermezsem ne yaparsın” şeklinde sözler söyleyip, telefonu almak hususunda zor kullandığını iddia ettiği, ancak müştekinin bu beyanının, olay anında yanında bulunan mağdur S.. Y..’un bütün aşamalarda, sanığın, telefona bakma bahanesi ile
telefonlarını istediği, kendilerinin de telefonlarını verdikleri yolundaki beyanı gözetildiğinde, doğrulanmadığı, sanığın atılı suçu kabul etmediği, telefonu alıp giden kişinin kendisi değil, Adem ismindeki arkadaşı olduğunu söylediği, sanığın, üstte veya elde bulunan telefonu çekip aldığına dair dosyada her hangi bir delil bulunmadığı, müşteki C.. Y.. ile mağdur S.. Y..’un, beyanlarından anlaşıldığı kadarıyla, suça konu telefonu bakma amacıyla alan sanığın, arkadaşları ile birlikte kaçmaktan ibaret eyleminin TCK nın 141/1. maddesinde yazılı bulunan suça uyduğu gözetilmeden, sanık hakkında aynı Yasanın 142/2-b maddesi ile uygulama yapılarak fazla cezaya hükmolunması,
2-Olay yerinden kaçmakta olan sanığın 21.45 sıralarında müşteki C.. Y.. ve mağdur S.. Y.. tarafından yakalandığı, bu esnada devriye gezmekte olan ekiplerin müşteki ve sanığı görerek olaya müdahale ettikleri ve tutanaklarda eylem saatinin 21.45 olarak gösterildiği, UYAP kaydında güneşin olay günü saat 19.18 de battığı, yaz saati uygulaması da dikkate alındığında saat 21.18 den sonraki zaman diliminin gece olarak kabulü gerektiğinin anlaşılması karşısında sanık hakkında hüküm kurulurken TCK nın 143. maddesi uyarınca ceza arttırımına gidilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
Kabule göre de,
3-İddianamede, sanık hakkında TCK’ nun 141/1. maddesinin uygulanması istendiği halde, CMK’nun 226. maddesi uyarınca sanığa ek savunma hakkı tanınmadan aynı Yasanın 142/2-b maddesi uyarınca mahkumiyet kararı verilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanık M.. B..’ın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle tebliğnameye kısmen uygun olarak BOZULMASINA, ceza süresi bakımından 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK.nun 326/son maddesi uyarınca sanığın kazanılmış hakkının gözetilmesine, 09.12.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.